Balıkçılar, sahil, meyhaneler, kebapçılar ve daha birçoğunun merkez noktası; eski İstanbul’un en güzel simgelerinden biri olan Samatya’yı sizler için mercek altına alalım istedik. Siz haftasonu planlarınıza bir yenisini ekleyedurun, biz de size kısa bir Samatya tanıtımı yapalım.
1. Bir sahil kasabasına yakışır bir isim
Kelimenin köküne inmeden olmaz; semtin, adını Yunanca kumlu anlamına gelen Ψαμάθιον (Psamatyon) sözcüğünden aldığı ve bunun geçmişte semtte bol bulunan kumlu topraklardan ileri geldiği sanılıyor. Kumlu benzetmesinin sahil kenarından gelmesi pek olası.
2. Bölgede birçok tarihi kiliseye rastlayabilirsiniz
383 yılında Konstantinopolis şehrinde, kent merkezinin dışında kalan ilk manastır tarzı dinî yapı Samatya’da kurulmuş. Yakın zamanlara kadar yoğun olarak Ermeniler’in yaşadığı semtte, İstanbul’un Türkler tarafından ele geçirilmesinden önce inşa edilen ve halk arasında Sulu Manastır olarak da anılan Surp Kevork Kilisesi de bulunuyor.
Geçmişte çok sayıda Rum’un da yaşadığı Samatya’da, Hristos Analipsis ve Ayios Menas Rum kiliseleri de diğer gayrimüslim ibadethaneler arasında yer alıyor.
3. Unutulmaz film ve dizilerin popüler mekânı
Büyük ölçüde korumayı başardığı tarihî dokusu nedeniyle film ve dizi yapımcılarının en gözde mekânlarından olan semtte çekilen yapımlar arasında, yayınlandığı dönemde büyük beğeni toplayan İkinci Bahar dizisi ve Nuri Bilge Ceylan‘ın pek çok ödül alan filmi Üç Maymun yer alıyor. Ayrıca Gönül Yarası da Samatya’nın tarihi sokaklarından bazılarını hafızalara kazıdı.
4. Bölgede hızla azalan Ermeni nüfusu
Bölgede yıllar yılı Rum, Ermeni, Yahudi ve Türk nüfus bir arada yaşamış. Son dönemlerde Samatya’nın yerli halkı ve özellikle gayrimüslim nüfus, İstanbul’un daha başka merkezlerine taşınarak semtten ayrılmış ve semtin nüfus profili, doğudan gelen iç göçlerle büyük ölçüde değişmiş. Bu etmenlerin, Samatya’nın ‘eski İstanbul’ tanımının dışına çıkmasında etkisi büyüktür.
5. Balıkçı semtinde başka ne olacaktı: Balık Müzesi
Samatya’da Kocamustafapaşa Balıkçı Barınağı içinde küçük bir de balık müzesi bulunuyor. 350’den fazla balık türünü görebileceğiniz müzede; camgöz köpekbalığı, deniz biti, seksen kiloluk bir orkinosun kuyruğu gibi ilginç şeylerle karşılaşmanız mümkün.
6. Semtin olmazsa olmaz kebapçılarından Develi Kebap
Lezzeti dillere destan kebap ve mezeleriyle bilinen Develi Kebap; rivayetlere göre Uma Thurman’ı bile misafir etmiş bir restoran. Harika bir Samatya ve Marmara Denizi manzarasına sahip kebapçının meşhur yiyeceklerinden; alinazik, küşleme, Adana kebap, lahmacun, çiğ köfte mekândan ayrıldıktan sonra hafızanızdan silemeyeceklerinizden yalnızca birkaçı. Diyetinize minik bir mola vermeye ne dersiniz:)
7. İkinci Bahar’ın çekildiği Ali Haydar’ı da unutmamak lazım tabii
İkinci Bahar’ın unutulmaz restoranı, sizi nostaljinin kapılarını aralamaya davet ediyor. Dizideki ile birebir aynı olan bir tasarıma sahip Ali Haydar, ve içerisi dizinin posterleriyle dolu. Zaten Samatya’ya gideceksiniz ya, buranın enfes kebaplarını denemeden dönmemenizi tavsiye ediyoruz.
8. Samatya’da bir “Küçük Paris”
Hem birahane hem de meyhane kültürünün hastasıysanız burası tam size göre. Burada yaklaşık 15 çeşit Ermeni ve Rum mezesi günlük hazırlanıyor. İki tek atmak için birebir olan mekânda denemenizi ısrarla tavsiye ettiklerimiz; beyin salata, Arnavut ciğeri, piyaz.
9. Sohbetin ve lezzetin mekânı: Antik Balık Restaurant
Samatya Meydanı’nda 25 senedir hizmet veren Antik Balık Restoran, taze balıkları kadar her gün servis ettiği 40’a yakın mezesiyle biliniyor. Burada birçok balık çeşidi taptaze ve leziz bir şekilde emrinize amade. Özellikle kalabalık gruplarla gitmek için ideal bir lokanta olduğunu söylemeden geçmeyelim.
10. Midyeyi yeniden keşfetmeniz için: Tarihi Samatya Midyecisi
Tarihi Samatya Midyecisi’nin midyeleri Rumeli Kavağı, Garipçe ve Poyrazköy’den geliyor. 50 seneye yakın bir süredir bu dükkânda midye hazırlayan Mehmet Ali Abi ile iki lafın belini kırmadan midyeciden ayrılmayın diyoruz ve sizi parmaklarınızı yemeye davet ediyoruz.
11. Deniz mahsulleri mi, yoksa çiğ köfte mi… Sedir Restaurant
Sıradaki restoranımız deniz mahsulleri konusunda iddialı ama çiğ köftesi ve içli köftesi de bir o kadar meşhur olan Sedir Restaurant. Denize sıfır bu mekânda deniz mahsulleri yemek ya da memleketten gelen malzemelerle hazırlanan köftelerin tadına varmak; ikisi de muhteşem!
Buradan mutsuz ayrılma olasılığınızın olmadığının en büyük göstergesi mekânın mottosu: “Yemek yemeyi sadece yaşamsal ihtiyaç olarak görmeyenlere hitap ediyoruz.”
12. Musiki ve 41 çeşit meze: Samatya Balık Evi
Semtin popüler meyhaneleri arasında yer alan Samatya Balık Evi de mezeler konusunda diğer meyhaneler kadar iddialı ve zengin ürün yelpazesine sahip. Kendileri soruyor; “Türk sanat müziği eşliğinde balığınızı yerken, 41 çeşit mezemizi denemek ister misiniz?”. Bu teklife hayır demek biraz zor görünüyor.
13. Peynirden pastırmaya lezzette son nokta: Namlı Şarküteri
Şarküteri deyip geçmeyin, burada alışveriş yaparken çıldırmamak bir hayli zor. Ezine peynirinden bala, pastırmadan eski kaşara en taze ve en özel lezzetlerin yan yana sıralandığı şarküteri; büyüklük, ürün çeşidi ve fiyatlar açısından mütevazı olduğu kadar lezzet açısından da bir o kadar iddialı.
Not: Samatya’daki restoranların hangisine giderseniz gidin, yemeğinizin üzerine enfes tahinli helvanızı yemeden sakın masadan kalkmayın.