Ülkemizde güzel şeyler de oluyor! Mesela kar yağıyor, olanca beyazıyla tüm çirkinlikleri kapatıyor. Ya da henüz sadece 16 yaşında olan bir kız çocuğu, başarılarıyla, bize bir kez daha güzel şeyler olabileceği inancını aşılıyor!
Tanıştıralım: 16 yaşındaki Ruken Asya Çiftçi, bu yılın Türkiye Felsefe Olimpiyatları şampiyonu
Asya’nın adını daha önce de duymuş olabilirsiniz. Çünkü o sadece, felsefeyle ilgilenmiyor. Onun ismini duyurması, aslında ilk olarak, katıldığı şiir yarışmalarında aldığı ödüllerle olmuştu. Ancak o bu yıl, felsefe alanındaki yeteneğini gözler önüne serdi.
Asya’nın birincilik elde ettiği Felsefe Olimpiyatı’nın katılımcıları, lise öğrencileri. Yarışmada, öğrenciler, kendilerine verilen üç farklı felsefi alıntıdan birini seçerek onun üzerine bir makale yazıyor; bunun için süreleri 4 saat. Yarışmanın sonucunda birinci ve ikinci olan öğrenciler, Türkiye’yi Mayıs ayında gerçekleştirilecek olan Dünya Felsefe Olimpiyatları’nda temsil etme hakkı kazanıyorlar…
Asya’nın birinciliği elde ettiği makalesi, “İnsan hudutsuz bir ölçüde dünyaya ‘açılmış’ olarak davranan bir X’tir” alıntısı üzerine…
Felsefe Olimpiyatı’nın ev sahibi Ankara Özel Tevfik Fikret Okulları’nda okuyan Asya, kendisine verilen 3 felsefi alıntı arasından bunu seçerek, yazdığıyla makaleyle birinciliğe hak kazandı.
Sadece 16 yaşındayken felsefe şampiyonu olan Asya, ilkokul ikinci sınıftan beri şiir, altıncı sınıftan beri ise öykü yazıyor…
Çok küçük yaşından beri edebiyat, felsefe ve resimle iç içe olan bu başarılı kız çocuğu, geçen sene de Sema Dekeli öykü yarışmasına katılmış ve Yerçekimi isimli öyküsüyle birinci olmuştu. Hatta onun öykülerinden haberdar olan bazı yayınevleri, onun gibi güçlü bir kalemle erkenden tanışmanın kendileri için büyük bir şans olduğu yorumunu yaptılar.
Ankara’da yaşayan Asya’yı, bölgedeki kitapçılar çok eskilerden beri tanıyor. Çünkü o, daha okuma-yazma bilmeden önce bile ailesiyle uzun alışverişler yapıyordu bu kitapçılardan.
Yani onun bu başarısının arkasında, kendi zekası ve yeteneği dışında, elbette çocuğunu son derece bilinçli bir şekilde yetiştirmeye çalışan da bir aile var.
Asya’nın sadece şiirleri, öyküleri, felsefi metinleri de yok üstelik; o aynı zamanda, hem harika bir ressam hem de oldukça iyi bir müzisyen…
“Düşüncelerimi ifade etmezsem onların kafamda birikip delireceğimi düşünüyorum hem de herhalde narsist olduğumdan da yazıyorum.”
“…İnsanlar ya kendilerini beğendikleri için yazarlar ya da anlatacak çok şeyleri olduğu için diyorlar ya. Benim anlatacak çok şeyim yok. O zaman geriye ikinci seçenek kalıyor.”
Böyle güzel cümlelerle açıklıyor Asya, yazmanın onun için ifade ettiği anlamı.
Küçüklüğünden beri kitaplarla dolu bir evde yaşayan Asya, üniversitede hem fizik hem de felsefe okumak istiyor.
Asya’yla tek gurur duyan elbette sadece ailesi değil. Onun öykülerini okuyan, ona felsefeyi sevdiren öğretmenleri de onun elde ettiği bu büyük başarıyla gururlanıyor. Ve herkes, bu genç kızın ismini daha nice başarılarla duyuracağından çok emin.
Yani kısacası, Asya’nın ismini daha çok duyacağız… 🙂 Biz de kendisini gönülden tebrik ediyor, başarılarını seyretmek içinse sabırsızlanıyoruz!
Asya, Dünya Felsefe Olimpiyatı’nda Türkiye’yi temsil etmeye hak kazandı. Ancak bunun için önce Almanca veya Fransızca dil yeterliliğini aşması gerekiyor. Ödülünü ise iki hafta sonra yapılacak olan ödül töreninde, önemli bir bilge olan Prof. Dr. İoanna Kuçuradi’nin elinden alacak. E daha ne olsun!
Yazımızı hazırlarken gazeteduvar’ın Ruken Asya ile yaptığı ve şurada bulunan röportajdan yararlandık.