Gün geçmiyor ki ülkemizde bir şiddet olayı gerçekleşmesin. Son zamanlarda şiddetin sadece halk bazında değil, ünlüler bazında gerçekleştiğine de şahit oluyoruz. Sanatını, duruşunu sevdiğimiz birçok ünlü isim, çizdiği profile uymayacak şekillerde davranıyor ve davranmaya devam ediyor. Son dönemde Ozan Güven ve Halil Sezai gibi isimler uyguladıkları şiddet ile gündeme geldi. Tabii ki bunlar ne ilk ne de sondu. Geçtiğimiz yıllarda da birçok isim şiddet olaylarıyla anılmıştı. Bu iddialar arasında bulunan sonuncu olay ise Rubato’nun solisti olan Özer Arkun’un evlilik aşamasında ki sevgilisine uygulamış olduğu tüyler ürpertici şiddet iddiası. Özer Arkun Türkiye’nin önemli çellistleri arasında gösterilen, hatta virtüöz olduğuna inanılan, sesini birçok kişinin beğendiği; Levent Yüksel, Sezen Aksu, Orhan Gencebay gibi isimlerle çalışmış bir isim. Olayın yaşanması geçtiğimiz aylara dayanıyor. İstanbul Anadolu Ağır Ceza Mahmesi’nin kabul ettiği iddianame ile Arkun’a kasten yaralama ile birlikte olay günü işlediği iddia edilen suçlardan dolayı toplam 35 yıla kadar hapis cezasında bulunuldu. Gelin neler yaşanmış beraber bakalım!
Temmuz ayında Özer Arkun’un evlilik aşamasındaki sevgilisi B.Y, Özer Arkun’un kendisine şiddet uyguladığı iddiası ile savcılığa şikâyette bulundu. Şiddet, tehdit, özgürlükten yoksun kılma gibi iddiaların olduğu ifadede B.Y şu sözleri söyledi:
“Şikayetçi olduğum Özer Arkun, 2019 Temmuz ayından itibaren erkek arkadaşım olmaktadır. 2020 Mart ayında evlilik kararı alıp beraber yaşamaya başladık. 4 Mayıs 2020 tarihinde Özer’in Üsküdar’da bulunan ikametinde iken evlilik meselesi yüzünden aramızda tartışma çıktı.”
“Şahıs bana, sinkaflı hakaretler ederek elinde bulunan su dolu bardağı suratıma fırlattı. Özer’in bu şekildeki öfke nöbetlerini bildiğimden karşılık vermeden dış kapıya yöneldim. Ancak kendisi bana engel olarak evden çıkmama engel oldu. Kapıyı kilitleyip anahtarı yanına aldı. Koltukta bulunan cep telefonu ve bilgisayarı kullanmama engel oldu. Yatak odasına kendimi kilitleyerek korumaya aldım.
Arkamdan gelip kapı önünde yaklaşık 10-15 dakika boyunca özür diledi. Kapıyı açtığımda kendisinden uzaklaşmasını istediğimde sağ kolumu geriye bükerek kafama ve suratıma yumruk atmaya başladı. Yüzümden kanlar geldi. Ev içinde özel ses yalıtımı olduğundan bağrışmalarımız dışarıdan duyulmamıştır.”
“Şahıs yatakta kanları görünce beni bıraktı. Banyoda yüzümü temizlerken bilincimi kaybetmişim. Gözümü açtığımda Özer yüzüme buz torbası koyuyordu. Olaydan kimseye bahsetmemem şartıyla beni hastaneye götürebileceğini söyledi. Aksi takdirde kötü ve ağır şeyler olacağını söyleyip, aramızda geçen şeyleri aileme anlatmakla tehdit etti. Ben kabul edince aynı gün birkaç saat sonra Kadıköy’de bulunan bir hastaneye götürdü. Korkmuş olduğumdan hastane çalışanlarına merdivenden düştüğümü söyledim.”
“İstanbul’da yakınım olmadığı ve olay tarihinde de seyahat kısıtlaması olduğundan çok fazla korkmuştum. Hastane çıkışı, Özer’in eczaneye girdiği sırada kendi videomu çektim. Eve geldiğimizde de Özer’in evde benim kanlarımı temizlediği anın çok kısa bir videosunu çektim. Kendisine Tekirdağ’daki ablamın yanına gitmek istediğimi söylediğimde defalarca gelip özür dileyip gitmeme engel oldu. Bu olaydan 15-20 gün geçtikten sonra birlikte seyahat izni alarak Sivas’a gittik. Sivas’ta bir gün ailemle beraber bizde kaldı ve tekrar İstanbul’a tek başına döndü.”
“İstanbul’dayken bana sürekli pişman olduğunu söyleyen şahıs, Sivas dönüş sırasında beni şikayet edersen bana zarar vereceğini, aramızda geçenleri babama anlatacağını, duyulursa babamın kariyerine zarar geleceğini, asıl üzülen tarafın ben olacağını söyleyerek tehditlerde bulunarak beni sindirdi. Yaşadığımız zorlu süreç sonrası ailemin de desteğiyle bugün İstanbul’da döner dönmez şikayetçi olmaya karar verdim.”
Bunun üzerine Özer Arkun’un Avukatı Faruk Çelik iddianın asılsız, gerçeği yansıtmayan, kurgu, gerçek dışı, iftira dolu, intikam için ve fırsat arayışı barındıran bir ifade olduğunu söyledi:
Özer Arkun soruşturma kapsamında verdiği ifade ise şu şekildeydi:
“Kendisi aşırı kıskanç bu kişiliğe sahiptir. Birlikteliğimiz süresince bu konuda birçok tartışmamız olmuştur. B.Y.’nin kazaen yaralandığı gün yine kıskançlık krizine girerek, çocuğumla görüşeceğimi bilmesine rağmen ‘neden telefonumu açmıyorsun, yanında kim vardı, kimleydin’ diyerek kavga çıkarıp, çocuklarıma ve bana hakaretlerde bulunarak üzerime saldırdı.”
“Ben de sakinleşmemesi üzerine tartışma uzamaması için evden çıkmak istedim. Bu sefer yakama yapışarak, beni koridorda kendine doğru çekerek, gitmeme engel olmaya çalışıp aynı zamanda hakaret ve çekiştirmelere devam ediyordu.”
“Bu saldırıyı sonlandırabilmek ve zarar görmemek için koridorda onu durdurmaya çalıştım. Fakat tişörtümün yakasından iki eliyle sımsıkı tutup beni sarsmaya ve bana hakaret etmeye devam etti.”
“Bu karşılıklı çekiştirme ve tişörtümün yırtılması esnasında bir anda istem dışı olarak benim elim de kontrolsüz bir şekilde suratına, burun kısmına çarptı.”
“Kesinlikle kasıtlı olarak kendisine vurmadım. Bu çarpmanın etkisi ve asıldığı tişörtün yakasının yırtılması nedeniyle dengesini kaybederek yere düştü. Ben de hemen kendisini kaldırdım.”
“İstemeden oldu, dur müsaade et bakayım derken burnundan kan damlamaya başlamıştı. Koluna girdim, yatak odasındaki banyoya burnunu yıkamaya beraberce giderken, banyonun önünde diz çoktu ve burnu biraz daha fazla kanıyordu.”
“Hemen banyoda yüzünü yıkayıp kanama durmasına rağmen göz altları ve göz kapaklarında morarma olduğunu görünce, kontrol ve tedavi amaçlı hastaneye gittik.”
“Neden doğruyu söylemediğini sorduğumda bana ‘tartışma esnasında kaza sonucu oldu desem poliste ifade falan uğraşırız diye öyle dedim’ dedi.”
“Kendisine kesinlikle şiddet uğramadım. Burna alınan bir darbe halinde gözaltında ve göz kapaklarında bu tür morarmaların olacağı tıbbi gerçek olup, burun estetiği yaptıranlarda dahi bu tarz morluklar ve şişlikler olmaktadır.”
“Bu fotoğrafı sanki defalarca yumruk yediğinin, gözlerinin morartıldığının delili gibi lanse etmesi ve bu iftiranın atılması olayların evlilik fikrimden vazgeçtiğim için kurgulanmış olduğunun bir göstergesidir.”
“Yumruk yemiş olsaydı çok fazla morluk ve çürükler ile şişler olması gerekirdi. Kendisini kilitlediğim çıkmasına, gitmesine izin vermediğim iddiası da asılsızdır.”
“Tamamen beni korkutmak, evliliğe giden birlikteliğin sonlanması ve işten ayrılması nedeniyle uğradığı mağduriyetten beni sorumlu tutmasından kaynaklı intikam hissiyle yapılmış asılsız suçlamalardır.”
“Hastaneden geldiğimizde benim yerdeki kanları temizlerken çekilmiş ve benim bilgim dahilindeki videoları dahi sanki şiddet sonrası delilleri ortadan kaldırıyormuşum, gizlice çekilmiş video gibi lanse etmesi çok büyük haksızlıktır”
Bu süreçte Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı Özer Arkun’a 4 ay uzaklaştırma kararı verdi
Daha sonraki süreçte bazı ünlü isimlerden konuyla ilgili paylaşımlar geldi. Sıla yıllardır tanıştığı ve beraber çalıştığı müzisyen arkadaşının hakkındaki iddia ile ilgili olarak “Hayret, dehşet, şaşkınlık, üzüntü ve öfke içinde” olduğunu söyledi. Ve mağdua kadının yanında olduğunu, Özer Arkun ile arkadaşlığını bitirdiğini belirtti
Özer Arkun bu süreçte Instagram hesabı üzerinden bir özür metni paylaştı:
Süreç boyunca Özer Arkun’un iddialara rağmen sahne almasına da bazı Twitter kullanıcıları tepki gösterdi:
“Pandemi Yalıkavak” diye bir mekan açılmış. Bugün sahnede Kadına şiddet uygulayan Özer Arkun var ön masalarda ise onu dinleyen Kadınlar. Bir zamanlar ben de dinlerdim ama yaşanan olaydan sonra da dinlemezsiniz be..
— H?— (@azhlayato) August 5, 2020