Tarih boyunca üretilmiş birçok eser ne yazık ki günümüze kadar ulaşmadı. Geriye hiçbir iz kalmayan onlarca kütüphanenin, heykelin, resmin, yazıtın aksine Nemi gemilerine ait bazı kalıntılar hala mevcut. Döneminde lüksü ve tanrısallığı simgeleyen bu eserlerin tarihsel süreci ile ilgi bilgiler, herkesi şaşırtacak cinsten.
Twitter kullanıcısı Paul Cooper’ın Twitter Flood‘undan derlediğimiz içerik, birçok şaşırtıcı bilgiyi ve ilgi çekici fotoğrafı da içinde barındırıyor.
1. Yüzyılda altın çağını yaşayan Romalılar, yüzen bahçeler, saraylar, havuzlar inşa etti. Ancak keşfinden neredeyse 10 yıl sonra bu eserlerin tamamı sonsuza dek yok oldu
Asırlar boyunca Roma’nın 30 km güneyindeki Nemi Gölü’ne yelken açan kaptanların bildiği bir sır vardı: Sakin gölün dibine çökmüş dev bir tarihi eser
(? Kleuske; Google)
Dev gemiyi bu kadar gizemli hale getiren bir diğer konu ise yalnızca 1.6 km² lik alana sahip olan ve hiçbir denizle bağı olmayan Nemi Gölü’ne nasıl geldiğiydi
(?️Lake Nemi, George Inness, 1872)
Gizemini hala koruyan bu gemiyi su yüzeyine çıkarmak için denizcilerin dev kancalar kullandığı ancak başarısız olduğu söylentileri üzerine 1446 yılında Papa’nın yeğeni olan Başpapaz Prospero Colonna, efsaneyi araştırmaya karar verdi
Dev enkazın üzerinden geçerken yalnızca 18.3 metre derinlikte duran ahşap kirişleri gören papaz, dedikoduların gerçek olduğunu gözleriyle gördü
(?️Joseph Wright, 1790)
1535 yılında İtalyan mucit Guglielmo de Lorena ve partneri Francesco de Marchi, eserin bulunduğu yere gidip dönemin son teknoloji ürünü dalış çanı ile harabeye ulaşarak güverteye dağılmış mermer ve bronz sanat eserlerini gördü
1929 yılına kadar bu eserden haberi olmayan Mussolini’nin gölün kurutulmasını emretmesi üzerine İtalyan mühendisler, Romalılara ait tahliye sistemini aktif edip pompalar kullanarak su seviyesini 20 metre kadar düşürdü
Suyun çekilmesiyle birlikte mühendisler, şaşırtıcı şekilde, 1 değil, 2 adet dev gemi enkazı buldu. Kazılar yıllarca sürdü. Hatta ikinci geminin çıkarılması 1932 yılını buldu
Gemilerin antik dönemlerde benzeri görülmemiş derecede büyük ve geniş olduğu anlaşılıyor. Öyle ki Airbus A380 ebatlarında, yaklaşık 73 metre uzunluğa ve 24 metre genişliğe sahip
Döşemelerdeki ve kurşun borulardaki yazıtlar, eserlerin 1. yüzyılda yaşayan ve kötü üne sahip Roma İmparatoru Caligula döneminde inşa edilen eğlence alanı olduğunu gösteriyor
Yalnızca 4 yıl tahtta kalan Caligula, hükümdarlığının ilk 6 ayında hiçbir sorun çıkmamasına rağmen devamında sadistliği, hedonistliği ve acımasızlığıyla döneme damgasını vuruyor. Öyle ki, kendisinin yaşayan tanrı olarak görülmesini ve ona ibadet edilmesini isteyen Caligula, 1 yıl içinde imparatorluğun hazinesini tamamen tüketiyor
Caligula’nın bu devasa gemileri, kutsal önemine yakışacak tanrısal bir hayat yaşamak için imal ettirdiği tahmin ediliyor. Ay’ın yansımasının vurduğu ve kıyıdaki ibadet alanından görülebilen göle Diana’nın Aynası adı veriliyor
(?️Richard Wilson, 1800)
Caligula’nun yaptırdığı iki gemiden birincisi, ”ilk gemi” anlamına gelen ‘’prima nave’’, 11 metrelik kürekleri olan devasa ebatlara sahipti. Yüzen ikinci dev platform ise mermerden yapılmış saraylara, bahçelere ve su tesisatı döşenmiş küvetlere sahipti
(?Carlo Cestra)
Romalı tarihçi Seutonius, gemileri; mücevherlerle kaplı, heybetli banyolarla, galerilerle, salonlarla, çeşit çeşit meyve ağaçlarıyla ve şaraplarla dolu, cümleleriyle betimliyor
Nemi gemilerinin keşfine kadar Romalılar’ın bu derece büyük gemiler inşa edebildikleri bilinmiyordu. Tarihçiler tahıl gemilerinin bu boylarda olmasını abartı buluyorlardı
Nemi gölünde yapılan kazılarda arkeologlar; bronz kalıplar, mermer heykeller, güneşte parlayan bakır döşemeler, oymalar, mozaikler gibi birçok eser buldu
Ahşabın bile kurşunla kapladığı, bakır ve bronz ile süslü kürek bağlantı aparatlarına sahip gemilerin giderleri çok yüksekti
Tüm mali yüklerine rağmen bu gemiler Caligula’nın 4 yıllık saltanatının ancak son yılına yetişmişti ve yalnızca 1 yıl kullanıldı. Kral Caligula, sonunda senatörler tarafından bir tünelde sıkıştırılıp bıçaklanarak öldürüldü
Caligula’nın ölümünden sonra Cumhuriyet yönetimine geçiş denemesi, askeri gücün monarşiyi tercih etmesi nedeniyle başarısız oldu. Gemilerin akıbeti de sahibi gibi dibe batmak oldu
Bu gemilerin keşfi Mussolini için büyük bir başarıydı. Uzunca bir süre Roma mirasını gün yüzüne çıkaracağını iddia etti
1936 yılında büyük bir müze inşa etti. Böylelikle halk gemileri ziyaret edebilecekti ancak Caligula gibi Mussolini’de hükümdarlığını sürdüremeyince Nemi gemileri de tarihe karıştı
1944 yılında, Mussolini’nin Hitler’in desteğiyle savaşa girdiği 4 yıl olmadan, İtalya, Naziler’e bağlı olarak yenildi. Amerikan ağır silahlarından dolayı mı yoksa Almanların çıkardığı yangılardan dolayı mı olduğu bilinmese de Nemi gemilere yanarak kül oldu
Gemilerden geriye yalnızca bronz heykeller ve bu fotoğraflar kaldı. Gemiler yandıktan yaklaşık bir yıl sonra Mussolini öldürüldü ve iki gün sonra da Hitler intihar etti
Bugün Nemi gemileri, yalnızca bu fotoğraflarda ve yangından kurtulan birkaç parça eserde yaşıyor. Tarihe aldırış etmeden geçmişin miraslarını yağmalayanlara da ibretlik bir hikaye olarak tarihteki yerini koruyor
Araştırmayı derleyen Twitter kullanıcısı Paul Copper’a bu keyifli yazı için bir kahve ısmarlamak isterseniz bu link üzerinden kendi sitesine ulaşabilir, aşağıdaki linkten Twitter hesabını takip edebilirsiniz.
Some of the most remarkable lost artefacts from the ancient world were the titanic wrecks of the Nemi ships.
In their 1st century heyday they held gardens, palaces & baths in a floating wonderland. But barely a decade after their recovery, they were lost forever. pic.twitter.com/MQjcSz20Zl
— Paul Cooper (@PaulMMCooper) October 8, 2018