Antik Roma’da savaş esirleri ve köleler, Romalı insanları eğlendirmek için birbirleri ile dövüşürlerdi. Eski dönemlerde bu kişilere gladyatör denirdi. Dövüşmeye mecbur bırakılan gladyatörler sadece birbirleriyle değil, vahşi hayvanlarla da karşı karşıya gelirlerdi. Gladyatörlerin her biri farklı bir silaha sahipti ve buna göre eğitim alırlardı. Bunların yanı sıra gladyatörler hakkında bilmediğimiz birçok şey var. İşte Roma gladyatörleri ile ilgili şaşırtıcı bilgiler.
Ayrıca bu içeriğe bakmak isteyebilirsiniz: “Antik Dünyanın Seks Sembolleri Sayılan Roma Döneminin En Ünlü 11 Gladyatörü”
1. Gladyatörlerin hepsi savaş esiri veya köle değildi
Tüm Roma gladyatörleri arenaya zincirli bir şekilde getirilmezdi. İlk savaşçıların çoğu savaş eserleri ve suç işleyen köleler iken, mezar yazıtları MS 1. yüzyılda bunun değişmeye başladığını gösteriyor. Savaştan ve kalabalığın heyecanından etkilenen çok sayıda özgür adam, şan ve ödül kazanma umuduyla gönüllü olarak gladyatör okullarıyla sözleşmeler imzalamaya başladı. Bu serbest savaşçılar genellikle çaresiz adamlar veya savaşma konusunda yetenekli olan eski askerlerdi. Ancak bazıları üst sınıf patrisyenler, şövalyeler ve hatta savaşçı soylarını göstermeye istekli senatörlerdi.
2. Gladyatör dövüşleri ilk zamanlarda ölen kişileri onurlandırmak için mezarlarda yapılıyordu
Birçok antik tarihçi, Roma oyunlarının Etrüsklerden alındığını söylemiştir. Ancak günümüz tarihçileri, gladyatör dövüşlerinin zengin soyluların cenazelerinde sahnelenen bir kan ayini olarak başladığını iddia ediyor. Seçkin aristokratlar öldüğünde aileleri, kişinin hayattayken sergilediği erdemlere övgü göstermek amacıyla onların mezarlarının başında köleleri ve mahkumları dövüştürürlerdi. Bu cenaze oyunları daha sonra ölen babası ve kızının onuruna yüzlerce gladyatör arasında maçlar düzenleyen Jül Sezar’ın saltanatı sırasında daha da popüler bir hale geldi.
Etrüskler: İtalya’nın Tiber ile Arno nehirleri arasında yer alan Etruria bölgesinde yaşamış ve MÖ 6. yüzyıla dek varlığını sürdürmüş bir halk.
3. Roma gladyatörleri her zaman ölümüne dövüşmüyordu
Hollywood filmleri ve televizyon şovları, genellikle gladyatör maçlarını kanlı ve herkes için ücretsiz olarak tasvir etmektedir. Ancak çoğu dövüş oldukça katı kurallar ve düzenlemeler altında yürütülüyordu. Yarışmalar genellikle benzer büyüklükte ve deneyime sahip iki adam arasındaki teke tek dövüşlerden oluşuyordu. Hakemler bu dövüşleri dikkatli bir şekilde takip ederlerdi ve gladyatörlerden biri ciddi şekilde yaralandığında mücadeleyi durdururlardı. Kalabalık uzun ve çekişmeli bir savaştan sıkılırsa dövüş çıkmaza girerdi. Bu gibi nadir durumlarda kalabalık için heyecan verici bir gösteri yapmış olan iki gladyatörün arenadan onurlu bir şekilde ayrılmasına izin verilirdi.
Gladyatörlerin barınması, beslenmesi ve eğitilmesi pahalı olduğu için destekçileri onların gereksiz yere öldürüldüğünü görmekten nefret ediyorlardı. Bu durum göz önüne alındığında eğitmenler, gladyatörlere öldürmeyi değil, yaralamayı öğretmiş olabilirler. Bununla birlikte, bir gladyatörün hayatı genellikle kısa oluyordu. Çoğu gladyatör sadece 20’li yaşlarının ortalarına kadar yaşıyordu.
4. Ünlü “başparmak aşağı” işareti muhtemelen ölüm anlamına gelmiyordu
Bir gladyatör ciddi şekilde yaralanırsa veya yenilip silahını düşürürse, kaderi seyircilerin elinde olurdu. Kolezyum’da düzenlenen yarışmalarda imparator, gladyatörlerin yaşayıp yaşamayacağı konusunda son sözü söylerdi, ancak yöneticiler ve savaş organizatörleri çoğu zaman kararı insanlara bırakırdı. Filmler, gözden düşmüş bir gladyatörün işini bitirmek istediklerinde “başparmak aşağı” hareketi yapan kalabalıkları gösterir, ancak bu tam olarak doğru değildir. Bazı tarihçiler, ölümü simgeleyen işaretin aslında başparmak yukarıya olduğunu düşünürken, iki parmak uzatılmış kapalı bir yumruk ve bir başparmak aşağı işareti merhamet anlamına geliyor olabilir. Hangi işaret kullanılırsa kullanılsın, bu işaretle birlikte heyecandan çılgına dönen kalabalık “bırak onu!” veya “öldür!” diye çığlıklar atıyordu.
5. Roma gladyatörleri farklı sınıflara ve türlere ayrılırdı
Kolezyum MS 80’de açıldığında, gladyatör oyunları serbest savaşlardan ölüme kadar iyi organize edilmiş bir kan sporuna dönüşmüştü. Savaşçılar sicillerine, beceri seviyelerine ve deneyimlerine göre sınıflara ayrıldı ve çoğu belirli bir dövüş stili ve silahta uzmanlaştı. En popülerleri kılıç ve kalkanla savaşan thraex ve murmillo idi. Ancak bu iki stilin yanı sıra arenaya at sırtında giren equites, savaş arabalarının üstünde savaşan essedarius ve aynı anda iki kılıç kullanan dimachaeri vardı. Tüm popüler gladyatör türleri arasında belki de en sıra dışı olanı, yalnızca bir ağ ve bir üç dişli mızrak ile donanmış olan retiarius idi. Bu savaşçılar, öldürmek için harekete geçmeden önce rakiplerini ağlarıyla tuzağa düşürmeye çalışıyorlardı. Ancak başarısız olurlarsa neredeyse tamamen savunmasız kalıyorlardı.
6. Roma gladyatörleri çok nadiren hayvanlara karşı savaşırlardı
Kolezyum ve diğer Roma arenaları genellikle korkunç hayvan avlarıyla tasvir edilse de gladyatörler nadiren bu etkinliklere dahil olurlardı. Çünkü geyik, deve kuşu, aslan, timsah, ayı ve fil gibi hayvanlara meydan okuyan “venatores” ve “bestiarii” isimli iki özel savaşçı sınıfı vardı. Hayvan avları oyunların açılış etkinliğiydi ve tek bir etkinlikte çok sayıda talihsiz hayvan katledilirdi. Kolezyum’un açılışını kutlamak için 100 günlük bir festival sırasında 9.000 hayvan öldürüldü ve MS 2. yüzyılda İmparator Trajan tarafından düzenlenen 123 günlük bir festivalin bir parçası olarak 11.000 hayvan daha öldürüldü. Vahşi hayvanlar popüler bir infaz şeklinin önemli bir parçası haline geldiler. Hükümlü suçlular ve Hristiyanlar, günün eğlencesinin bir parçası olarak genellikle aç köpeklerin, aslanların ve ayıların önüne atılırdı.
7. Kadınlar da gladyatör olarak savaştılar
Kadın köleler, erkeklerle birlikte düzenli olarak arenada savaşmaya zorlandılar. Fakat birkaç tanesi kendi özgür iradesinin kılıcını aldı. Kadınların ilk kez ne zaman gladyatör olarak dövüşmeye başladıkları belli değil. Ancak MS 1. yüzyılda oyunlarda yer almaya başladıkları biliniyor. Bu kadın savaşçılar, ataerkil Roma kültüründe ciddiye alınmamış olabilir (İmparator Domitian kadınları cücelerle karşı karşıya getirmekten hoşlanırdı), ancak birkaçı teke tek dövüşte kendilerini kanıtlamayı başardı. Örneğin, MS 2. yüzyıla tarihlenen mermer bir kabartmada, onurlu bir şekilde savaştıkları belirtilen Amazon ve Achillia adlı iki kadın arasındaki bir dövüş tasvir ediliyor. Ayrıca kadınlar da hayvan avında yer aldılar, ancak arenadaki varlıkları MS 200 civarında sona erdi.
8. Bazı Roma gladyatörleri sendikalar halinde örgütlendiler
Düzenli olarak ölüm kalım savaşında karşı karşıya gelmek zorunda kalsalar da gladyatörler kendilerini bir tür kardeşlik olarak gördüler. Hatta bazıları, kendi seçilmiş liderleri ve koruyucu tanrılarıyla birlikte gruplar halinde örgütlendiler. Bir gladyatör dövüş sırasında öldüğünde bu gruplar, ölen yoldaşları için arenadaki başarılarını onurlandıran uygun bir cenaze töreni yapılmasını sağlarlardı. Eğer ölen kişinin karısı ve çocukları varsa, onların para tazminatı almalarına yardımcı olurlardı.
9. Bazı Roma imparatorları da arenada boy gösterdi
Gladyatör oyunlarına ev sahipliği yapmak Roma imparatorları için halkın sevgisini kazanmanın kolay bir yoluydu. Ancak birkaçı bunu bir adım daha ileri götürerek dövüşe katıldı. Caligula, Titus ve Hadrian da dahil olmak üzere birçok hükümdar arenada boy gösterdi. Fakat büyük olasılıkla son derece kontrollü koşullar altında veya kör bıçaklarla savaştılar. Ayrıca, onların rakipleri genellikle deneyimsiz savaşçılar veya korkmuş köleler olurdu.
10. Eski zamanlarda Roma gladyatörleri çok ünlüydüler
Roma gladyatörleri, Romalı tarihçiler tarafından genellikle medeni olmayan vahşiler olarak tanımlansa da, gladyatörler alt sınıflar arasında büyük bir ün kazandı. O zamanlarda gladyatörlerin portreleri birçok halka açık yerin duvarlarını süslüyordu ve çocuklar kilden yapılmış gladyatör figürleri ile oynuyorlardı. Ayrıca gladyatörler, Romalı kadınlar için bir seks sembolüydüler. Birçok kadın, gladyatör kanına batırdıkları saç tokası ve mücevher gibi aksesuarları takarlardı. Hatta bazıları gladyatör terini (o zamanlar bir afrodizyak olarak kabul edilirdi) yüz kremlerine ve diğer kozmetiklere karıştırırlardı.
Ayrıca bu içeriğe bakmak isteyebilirsiniz: “Seks ve Sağlık” İçin Kullanılan Gladyatör Teri Hakkında Bilinmesi Gerekenler
Kaynak: 1