Rıdvan Dilmen’in futbolculuk kariyerinin en parlak olduğu zamana denk gelen 1989 yılında Fenerbahçe sezonu şampiyon olarak tamamlamıştır. Bunun üzerine Fenerbahçe kulubü tüm takımı onore etmek amacıyla Hidiv Kasrı’nda yemek düzenler ve ardından dönemin ünlü Maksim Gazinosuna geçilir. Ne olduysa orada olur. Futbolseverlerin oyun zekasından dolayı “Şeytan” lakabını taktığı Rıdvan Dilmen ile Bülent Ersoy arasında kimsenin beklemediği ilginç bir olay yaşanır…
Rıdvan Dilmen, sahnede şarkı söyleyen Bülent Ersoy’u dinlerken, yanında oturan dönemin ünlü sinema oyuncusu Zeynep Değirmencioğlu’na; “Abla, ben Bülent Ersoy’a nasıl hastayım anlatamam. Sesine çok hayranım” der.
Bu esnada Bülent Ersoy ise Rıdvan Dilmen’in konuştuğunu ve kendisini dinlemediğini düşünerek rahatsız olur. Bunun üzerine sahneden sözlü sataşmaya başlar; “Şeytan mısın, Şam şeytanı mısın nesin, susar mısın?”
Rıdvan Dilmen, Bülent Ersoy’un bu sözlerini duyduktan sonrasını şöyle anlatıyor; Ben bir kötü oldum. Kendi kendime kurdum, kurdum. Bu arada kendisi kostüm değiştirmek için ara verdi, tekrar sahneye çıktı…
İçi içini yiyen Rıdvan, Bülent Ersoy “Biz Ayrılamayız” şarkısını söylemeye başladığı esnada dayanamaz ve önünde duran şarap bardaklarını, bira şişelerini sahneye fırlatmaya başlar.
Bülent Ersoy öfkeyle sahneden iner, Rıdvan Dilmen ise mekanı hemen terkeder…
Olaydan kısa bir süre sonra Rıdvan Dilmen sakatlık geçirir ve İsviçre’ye ameliyat olmaya gider. O sırada yine bir Fenerbahçe gecesinde bundan haberdar olan Bülent Ersoy ise “Allah’ın sopası yok” diyerek geçmeyen öfkesini dile getirir.
Bu kez de o sırada mekanda bulunan Fenerbahçeliler bütün masaları, sandalyeleri sahneye fırlatır…
Nihayet yıllar sonra aradaki buzlar ortak bir arkadaş vasıtasıyla erir. Rıdvan Dilmen’in yakın bir dostu olan Haydar bey ile Bülent Ersoy ticari ortaklığa başlar. Bu vesileyle barışırlar…
Barışmanın şerefine Rıdvan Dilmen, Bülent Ersoy’a jestini esirgemez. Kocaman bir çiçek gönderir ve üzerine samimi bir not bırakır; “Dünyada herkesten çok ben sana hastayım.”
Bülent Ersoy oldukça hoşuna giden bu jesti, zamanında röportaj yapmaya gelen gazetecilere gösterir ve dostluk mesajarı verir…