Richard Wagner 19. yüzyılda yaşayan en önemli müzik figürlerinden biri. 1813 yılında Almanya’da dünyaya gözlerini açan Wagner aynı zamanda tiyatro yönetmeni, orkestra şefi ve müzik teorisyeni olarak tanınıyor. Özellikle opera eserleri ile tanınan Wagner, müzik piyasasının gelişiminde de önemli rol oynuyor. Kendine has müzikal yaklaşımıyla döneminde büyük ses getiren Richard Wagner’i yakından tanıyalım ve eserlerine birlikte bakalım. Peki Richard Wagner kimdir? Tarihe iz bırakan hangi besteler Wagner’a ait? Richard Wagner müziğe nasıl başladı? Detaylar aşağıda sizi bekliyor.
Wagner 22 Mayıs 1813’te Leipzig’de dünyaya geldi
22 Mayıs 1813’te Almanya’nın Leipzig kentinde dünyaya gözlerini açan Richard Wagner, polis memuru bir çiftin 9. çocukları olarak aileye katıldı. Wagner henüz 6 aylıkken babasını kaybetti. Bu kaybın ardından annesi Johanna 9 ay sonra yazar Ludwig Geyer ile evlendi ve aile Dresden’e taşındı. Wagner çocuk yaşlardan beri hep tiyatro ve sanata ilgi duydu. Öte yandan diğer kardeşleri de şarkıcılık ve oyunculuk gibi meslekler tercih etmişlerdi. Sanatçının ilk yaratıcı çalışması henüz 15 yaşında hazırladığı “Leubald and Adelaide” adlı opera metniydi. Wagner’in hayatındaki dönüm noktalarından biri de Weber’in operasını ve Beethoven’in senfonisini dinlemesidir. Ardından müziğe tutkusunu keşfetmiş ve bu keşif giderek ona yeni kapılar açmıştı.
Wagner’in müziğe olan yatkınlığı yetişkinlik döneminde keşfedildi
Wagner’a dair ilginç detaylardan biri de çocukken müziğe karşı neredeyse hiç yeteneğinin ve hevesinin olmaması olabilir. Hatta bu nedenle kardeşleri arasında piyano eğitimi almayan tek kişi oydu. Öte yandan Wagner 13 yaşındayken müziğe uyarlanması konusunda büyük çaba gösterdiği bir oyun yazdı. “Leubald” adlı oyunu kaleme aldıktan sonra müzik derslerine başladı. Wagner’in ruhunda müzik gün geçtikçe daha derin bir anlam kazandı ve eğitimlerini aynı tutkuyla uzun yıllar sürdürdü.
Tamamladığı ilk operası yaşamı boyunca hiç sahnelenmedi ve hak ettiği değeri görmedi
Wagner’in ilk tamamlanmış operası “Die Feen” usta sanatçının yaşadığı dönemde hiç sahnelenmedi. Aynı zamanda bu eser Alman opera dünyasında hiçbir zaman gerçek anlamda değer görmedi. Eserin prömiyeri ise 1888’e kadar yapılmadı.
Gesamtkunstwerk (Bütünsel Sanat Eseri) kavramıyla operada devrim yaratan Wagner, birçok sanat türünün sentezlenmesi gerektiğini düşünüyordu
Kendisi de şiirsel, görsel, müzikal ve dramatik sanatları eserlerinde ustaca sentezliyordu. Ünlü sanatçının müziğe verdiği başka büyük hediyelerden biri de Leitmotif’tir. Peki nedir” Leitmotif” ? Basitçe ifade etmek gerekirse operadaki bir karakterin veya temanın temsili için dizayn edilmiş bir müzik imzasıdır. Leitmotif; bir karakteri, yeri veya fikri anlatmak ya da hatırlatmak için tekrarlanarak kullanılan melodidir. O tarihlerden bugüne modern film bestecileri de bu tekniği kullanmaya devam ediyor.
Hitler’in en sevdiği besteci; Wagner
Richard Wagner’a dair bir diğer önemli detay ise Hitler’in en sevdiği besteci olarak tanınması olabilir. Wagner’in tartışmalara konu olan popülaritesi ve itibarının büyük çoğunluğunun, Nazizm ile olan ilişkisinden kaynaklandığı ön görülür. Aslında birçok müzik tarihçisi, Wagner hayatını kaybettikten yıllar sonra isminin Nazizm ile lekelendiğini düşünüyor. Öte yandan Hitler’in Wagner için şu sözleri söylediği iddia edilir: “Nasyonal Sosyalist Almanya’yı anlamak isteyen herkes Wagner’i bilmelidir.” Bu konuya dair tartışmalar bugün hala farklı mecralarda devam etmektedir.
Richard Wagner tarafından inşa edilen ve yalnızca onun eserlerinin sahnelendiği opera binası: Bayreuth Festspielhaus
Wagner kendine has bir sanat anlayışına sahipti ve bu yanıyla hep ilginç işler ortaya koymayı başardı. Ancak bir süre sonra kendi eserlerini, inandığı vizyona ait özgür bir alanda sergilemek istediğine karar verdi. Bu kararını hayata geçirmek için ihtiyaç duyduğu özellikleri listeledi ve bir salon dizayn etti. Wagner tarafından tasarlanan bu opera salonu özellikle sanatçının eserlerinin sahnelendiği Bayreuth Festivali için inşa edilmiştir. 1876 yılında açılan salonda bazı önemli detaylar mevcut.
Mesela sahneye ait orkestra çukuru seyirciye görünmeyecek şekilde dizayn edilmiştir. Böylece seyirci sahnede olup bitene odaklanacak ve oyuna olan ilgi dağılmayacaktır. Öte yandan bu salon harikulade akustiği ile ünlüdür, Wagner eserlerinde her detayın kusursuz bir şekilde duyulabilmesi için salonu özel olarak dizayn etmiş. Her yıl düzenlenen Bayreut Festivali süresince seyirciler tarafından ziyaret edilen bu kusursuz salonda Wagner’in büyük eserleri sahnelenmeye devam ediyor. Salon, Richard Wagner’in sanata ve müziğe olan bağlılığını günümüze dek ulaştıran en önemli yapılardan biri.
Kendisine hayran olan Kral Ludwig II tahta çıkana kadar Wagner çok büyük ekonomik sıkıntılar çekiyordu
Richard Wagner profesyonel hayatının büyük bir kısmını borç içinde sürdürmüştü. Bu süreç Kral Ludwig II, 1864’te 18 yaşındayken Bavyera tahtına çıkana dek devam etti. Genç kral, Wagner’in eserlerinin büyük bir hayranıydı. Tam da bu nedenle sanatçının borçlarının tamamen silinmesini sağladı ve hatta Wagner’in otobiyografisinin kaleme alınması için birini görevlendirdi.
Ünlü besteci 1883’te Venedik’te hayatını kaybetti
Richard Wagner son yıllarında anjin hastalığı ile ciddi şekilde mücadele etti. Ünlü besteci Şubat 1883’te Venedik’i ziyareti esnasında kalp krizi geçirirdi ve hayatını kaybetti. Naaşı Almanya’da bulunan evinin bahçesine gömüldü. Müzik piyasasında önemli işlere imza atan Wagner’in ardında bıraktığı miras her yıl düzenlenen Bayreuth Festivali ile yaşatılmaya devam ediyor. Sanat camiasına bıraktığı değerlerle Wagner, döneminin en büyük bestecilerinden biri olarak anılıyor.
Richard Wagner eserleri
Eşsiz eserleri ile sadece müzik evreninde değil felsefede, edebiyatta ve daha birçok alanda eserler bırakmış olan Wagner’a ait operalar ise şöyle;
- Götterdämmerung
- Lohengrin
- Nürnberg’in Usta Şarkıcıları
- Parsifal
- Ren Altını
- Rienzi
- Siegfried
- Tannhäuser
- Tristan ve İsolde
- Valküreler