Son zamanlarda televizyonlarda sıkça arz-ı endam eden bir reklam nedeniyle adını çokça duyup resmini gördüğümüz İnci Küpeli Kız’ın öyküsünü merak edenler için bir de biz anlatalım istedik.
1. Yıllara meydan okuyan bir başyapıt
İnci Küpeli Kız, Felemenkçe adıyla Meisje met de parel…Hollandalı ressam Johannes Vermeer’in başyapıtlarından biri olan tablodur.
2. Kuzeyin Mona Lisa’sı
Lahey’de, Mauritshuis’de sergilenmekte olan tablo, kimi zaman Kuzeyin Mona Lisa’sı ya da Hollandalı Mona Lisa olarak adlandırılır.
3. İnci küpeden odak noktası
Adından da anlaşılacağı gibi tablonun odak noktası bir inci küpedir. Kimi akademisyen ve sanat eleştirmenlerince bu tablonun baş yapıt olarak nitelendirilmesinin sebebi, inci küpenin tek bir odak noktası olması ve tabloya bakanların dikkatini çekebilmesidir.
4. Barok ressam Vermeer
İnci Küpeli Kızın ressamı Vermeer ve tabloları hakkında çok fazla bilgi bulunmamakta. Ancak Jan Vermeer’in genellikle evlerin içindeki gündelik hayatı betimleyen tablolarıyla tanınmış Hollandalı bir Barok ressam olduğu biliniyor.
5. Mükemmeliyetçi ama yoksul
Yaşamı boyunca başarılı, taşralı bir tür ressamı olarak tanınan Vermeer 1632-1675 yılları arasında yaşamış. Hayatı boyunca diğer ressamlara oranla çok daha az sayıda tablo yapmış olması, onun mükemmeliyetçiliği ile bağdaştırılır. Bundan dolayı hem yaşamında maddi sıkıntılar çekmiş hem de ölümünden sonra ailesine yüklü miktarda borç bırakmıştır.
6. Işık oyunları ve yansımaların ustası
Resimlerinde parlak renkler, canlı tonlar ve pahalı boyalar kullanarak çok titiz, özenli ve yavaş çalışan ressam, özellikle ışık oyunları ve yansımaları ustalıkla kullanmış ve eserlerine hem halkı hem de pek çok ressamı hayran bırakmıştır.
7. Yılda üç tablo
Bütün eserlerini titizlikle yapan ve yavaş çalışan ressamın bir yılda en fazla üç tablo yaptığı rivayet edilir. Bunların yanı sıra, 17. Yüzyıl ressamları arasında en kaliteli malzemeleri ve en pahalı boyaları kullanan isim de hiç kuşkusuz Johannes Vermeer’dir.
8. Kadınlar ve manzaralar
Ünlü ressam, genellikle günlük yaşamı konu alan iç mekanlar çizdi. Bunlar; evin içinde masa başında oturan, dışarı bakan veya enstrüman çalan kişiler, özellikle kadınlardı. Yaşadığı yer olan Hollanda’nın Delft şehri manzaraları da Vermeer tarafından tabloya aktarılmıştır.
9. Kırk üç yılda 35 eser
Kullandığı tekniği kimden öğrendiği ya da nasıl geliştirdiği bilinmeyen, mükemmeliyetçilik tutkusuyla az sayıda eser veren ressamın 43 yıllık yaşamında sadece 35 eser yaptığı biliniyor.
10. Yeniden keşfediliş
Ölümünden sonra iki yüzyıl boyunca unutulan Vermeer, 1866 yılında sanat eleştirmeni Thoré Bürger tarafından tekrar keşfedildikten sonra yeni bir üne kavuşmuş ve eserlerinin kopyaları yapılmış. Gizemli kimliği nedeniyle sahte resimleri bile büyük paralar kazandırmış.
11. Pek çok sanatçıya ilham veren ressam
Hollanda Altın Çağının en önemli ressamlarından kabul edilen Vermeer, bu gizemli kimliğiyle pek çok besteci, ressam ve senaristi etkilemiş, eserlerini konu alan romanlar yazılmış, filmler yapılmıştır.
12. Hayal değil gerçek
Onun en ünlü eseri kabul edilen İnci Küpeli Kız tablosunda resmedilen kızın hayal ürünü değil de gerçek bir model olduğu ve ressamın kızı ya da bir yakını olduğu düşünülmektedir.
13. Aşk ve romantizm
Eser üzerinde yapılan araştırmalar modelin hayali değil gerçek olduğu noktasında birleşince, insanların hayal gücü bu gizem üzerinden romantizmi tetikleyerek ortaya ressam ve sır dolu güzel aşkını anlatan yeni eserler çıkmış.
14. Okumak isteyenler için roman
İnci Küpeli Kız romanında, Tracy Chevalier’in, sanatsal bakış açısı ve duygusal uyanış üzerine kurduğu romanda, tarih ve kurmaca bir araya getirilmiş. On altı yaşındaki Griet’in gözünden, 1660’lı yılların Hollanda’sı, Vermeer’in en ünlü resimlerinden birine ilham veren genç kadının düşlerle dolu portresiyle anlatılmış.
15. İzlemek isteyenlere film
Yönetmen Peter Webber tarafından 2003 yılında yapılan İnci Küpeli Kız filmi ise aynı adlı romandan Olivia Hetreed tarafından uyarlanmış. Scarlett Johansson, Colin Firth, Tom Wilkinson ve Cillian Murphy filmde rol almıştır. Film, 1665 yılında Hollanda’da geçer. On yedi yaşındaki Griet’in, babasının bir iş kazası sonucu kör kalması nedeniyle ailesini geçindirmek için çalışmak zorunda kalarak, Johannes Vermeer adlı bir ressamın evine hizmetçi olarak alınması ve sonrasında gelişen olayları konu alınmış.