Sanat yüzyıllardır insanların hayatının ayrılmaz bir parçası. İlk çağlardaki duvar resimlerinden, hiyerogliflere kadar resim sanatı her alandaydı. Zaman ilerledikçe sanatın tasviri de değişti ve gelişti. Dönem dönem farklı akımlar popüler oldu. Türkiye’de yetişen birçok yetenekli ressam bulunuyor. Osman Akbay ise bunlardan biri. 2 yıl önce vefat eden Akbay’ın eserleri özgünlüğü ile dikkat çekiyor. Trabzon’da doğup büyüyen Akbay’ın hayatına ve eserlerine daha yakından bakalım.
Resim sanatı Batı medeniyetlerinde ortaya çıktı. Osmanlı sanatında geleneksel olarak minyatürler yapılıyordu. Batılı anlamda tuval resmine geçiş 19. yüzyılda başladı
19. yüzyıldan itibaren ise pek çok ressam ortaya çıktı. Dönem dönem popüler olan sanat akımlarında nadide eserler verildi. 20. yüzyılda da resim sanatı gelişerek devam etti.
Türkiye’de eserleri kelimenin tam anlamıyla eşsiz olan birçok ressam bulunuyor. Bunlardan biri de; 2 yıl önce aramızdan ayrılan Ressam Osman Akbay
1935 yılında Trabzon’da doğan Akbay, ilk, orta ve lise öğrenimini burada tamamladı. Lisede ise resim yeteneğinden dolayı çevresindekilerin yönlendirmesiyle; Gazi Eğitim Enstitüsü Resim-iş Bölümü’ne girdi
Osman Akbay ve eşi. Gazi Eğitim Enstitüsü’nde tanıştılar.
Osman Akbay, lisede okulu bırakmaya karar verdi. Ancak resim öğretmeni Kayıhan Keskinok buna engel oldu ve onu akademiye göndermek istediğini söyledi. Lise bittiği yıl akademi sınav açmadı. Ancak daha sonra Gazi Eğitim Enstitüsü’ne girdi. Öğrencilik dönemlerinde yaptığı resimlerin pek çoğu Devlet Resim ve Heykel sergilerine kabul edildi.
Ressam Refik Epikman’ın da öğrencisi olduğu resim-iş bölümünden, 1958 yılında mezun oldu. Osman Akbay, Trabzon, Erzincan ve Ankara’da resim-iş ve sanat tarihi öğretmenliği yaptı
Listelist’in sorularını yanıtlayan Ressam Osman Akbay’ın kızı Bahar Akçura, babasının kendisini bildiğinden itibaren resim yaptığını, 6-7 yaşlarındayken resim yapmaya başladığını söylüyor;
“O dönemlerde Trabzon’da yaşayan İtalyan bir diplomat ailesi Osman Akbay’ı evlerine çağırıp resim yaptırtıyormuş.”
Eşi de kendisi gibi Gazi Eğitim Enstitüsü Resim Bölümü mezunu olan Akbay, geçim sıkıntısı yüzünden ek iş yapmak istedi. Ardından ise hukuk bölümünü okuyup, avukat oldu. Uzun yıllar boyunca hem öğretmen hem avukat olarak çalıştı
Ancak bu süreçte resme çok fazla vakit ayıramadı. Bu nedenle de bir süre ara vermek zorunda kaldı. 1984 yılında öğretmenlikten emekli olduğunda ise içindeki resim tutkusunu daha fazla dizginleyemedi ve birbirinden harika resimler yapmaya başladı
Yeniden tuvali ve boyalarıyla buluşan Osman Akbay, ilk kişisel sergisini 1995 yılında Ankara’da Soyut Sanat Galerisi’nde gerçekleştirdi. Bu süreç ise tamamen bir tesadüfle gelişti;
Bir nakliye şirketinin avukatlığını yaparken, aynı şirkette çalışan bir sanatsever Osman Akbay’ın resimlerini fark etti. Sanatsever Osman Abay’a avukatlığı bırakıp tam zamanlı ve profesyonel olarak kendisini resme vermesini söyledi ve onu tanıdığı bir galeri sahibiyle tanıştırdı. Ardından ise hiç zaman kaybetmeden sergisi açıldı.
Baskın renkler üzerine kurulu resimleri ilgi gören sanatçının tarzı ise son derece özgün. Soyut izlenimler olan resimlerinde tamamen içerisindeki tutkuyu yansıttı
Ressam Osman Akbay’ın şu an birkaç galeri ve koleksiyonerde resimleri bulunuyor.
Osman Akbay’ın kızı Bahar Akçura bize verdiği röportajda babasını şu şekilde anlatıyor;
“Kendine özgü tarzı ve renkleri, bence inanılmaz renkli, naif ve sağlam kişiliğinin yansımaları. Doyumsuz bir yaşam iştahı, güzelliği bulup çıkaran çok güzel gözleri, ummanlar kadar zengin ve iyilik dolu bir yüreği, ilerici, devrimci cesur bir kafası, hayatı güzelleştiren bir mizah gücü ve hırstan azade mütevazı ve onurlu bir yaşamı vardı. Tapılan bir öğretmen, dürüst bir avukat, eşi olmayan bir baba ve eşti. Ondan bana bir şeyler geçmiş olduğunu düşünerek avunmaya çalışıyor, onunla ve bıraktığı tertemiz isimle gurur duyuyorum.”