Kültür – fen dünyamızın kıymetli isimlerinden Remziye Hisar, kimyagerlikte ülkemizin ilk Türk kadın öncülerinden biri olarak bilinir. Dış ülkelerde aldığı eğitimlerden niteliklerine değin daha pek çok ilki gerçekleştiren kadın da yine kendisidir. Bu değerli bilimciyi şayet tanıyorsak hatırlamak, kendisinden bihabersek de onu öğrenmek lazım gelir. Öyleyse başlayalım.
1. İlk yılları
Remziye Hanım 1902 yılında Üsküp’te doğar. Babası Salih Hulusi Bey istihkam yarbayı, annesi Ayşe Sabıra Hanım’dır. Üç kız kardeşe sahip olan Remziye Hisar altı yaşında bastığında ailesi İstanbul’a göç eder ve Anadoluhisarı’nda 150 yıllık bir ‘’eski zamanlar evi’’ne yerleşir. Kimyayı seçtiği bu yıllarda tercihinin nedeni şöyle açıklar: “Fen derslerinde kanunlarda olsun, buluşlarda olsun hep yabancı isimler görmek beni kahrediyordu. Fen alanında bir tek Türk ismi görememenin ezikliğini, bu dalda başarılı olursam giderebilirim sanıyordum.”
2. Eğitim hayatı
Çapa Kız Öğretmen Okulu’nda okuyan Remziye Hanım buradan 1919’da birincilikle mezun olur. Öğrencilikten öğretmenliğe geçişi de resmen Azerbaycan’da gerçekleşir: Birinci Cihan Harbi’nin karanlığı içerisinde Türkiye de oldukça zorlu günler geçirir. Ülkemizin komşusu ve dostu olan Azerbaycan da kendi kültürünü koruyabilmek adına İstanbul’dan kadın öğretmenler tayin etmek ister. Başını Remziye Hanım’ın çektiği 17 – 18 yaşlarındaki beş kız daveti kabul edip gider.
3. İleri yıllar
Azerbaycan’da Dr. Reşit Süreyya Bey ile tanışan kimyacımız Nisan 1920’de evlenir ve aynı yıl eşiyle beraber İstanbul’a döner. 1921’de ünlü Türk fizikçi Feza Gürsey’i dünyaya getirir. Türkiye’de Milli Mücadele’nin sürdüğü bu dönemde 1922 – 1924 arası Adana Kız Öğretmen Okulu Müdürlüğü yapar.
4. Paris zamanı
Bilindiği üzere bu dönemde Atatürk’ün talimatıyla pek çok öğrenci ve kabiliyetli insanımız yurt dışlarına gönderilir, burada eğitimler alıp yurda döner. Bu bereketli atılımın bir sonucu olarak Remziye Hisar ve eşi de Paris’e gönderilir. Sorbonne Üniversitesi’nde eğitim alan Remziye Hisar, Kimya Fakültesi’ni birincilikle bitirir. Pasteur Enstitüsü’nü takip ederek biyokimya sertifikasını alır. Şimdi vakit bu öğrendiklerini yurda dönerek hayata geçirme zamanıdır.
5. Yurda dönüş
1924’te kızı Deha Gürsey’i dünyaya getiren Remziye Hanım Erenköy Kız Lisesi’nde kimya öğretmenliği yapmaya başlar. 1930’a geldiğimizde Milli Eğitim Bakanlığı’nın yurt dışı doktora bursundan faydalanarak tekrar Paris’e gider. Eşinden boşanan ve iki çocuğuyla Paris’e giden kimyacı 1933’te doktora tezini tamamlayarak Türkiye’ye tekrar döner.
6. Doçentlik dönemi
Ülkeye dönüşüyle beraber İstanbul Üniversitesi’nde kimya ve fizik dersleri veren Remziye Hisar doçentliğe de başlamış olur. 1933 – 1936 arasındaki bu devrenin ardından akademisyenliğe bir ara verir, Hıfzıssıhha Müessesesi Farmakodinami Şubesi’nde Kimya Mütehassıslığı yapar. 1942 – 1947 yıllarında İ.Ü Eczacılık Okulu Analitik Kimya ve Toksikoloji Kürsüsünde görev alır.
7. Profesyonel dönem
1947’de İstanbul Teknik Üniversitesi’nde Madem Fakültesi Kimya Kürsüsüne atanan kimyacı 1955’te Fransa’da Officiel d’Academie nişanına da layık görülür. O artık bir profesyoneldir ve 1959’da profesör olarak rüştünü ispatlar. 1973’te emekliye ayrılan Remziye Hisar 1991 Tübitak Hizmet Ödülü’nü alarak yıllarca verdiği emeğin de karşılıklarından birini daha alır.
8. Veda zamanı
Remziye Hisar kimya ve bilim dünyamıza kattıkları, ülkemizin bu alandaki öncü ismi olmasıyla sayısız faydalar sağlayan bir ad bırakır geriye. Oğlu Feza Gürsey’in Nisan 1992’deki vefatının ardından o da buralarda çok kalmaz ve 13 Haziran 1992’de vefat eder.
9. Atatürk Anısı
Adana’da müdüre olduğu yıllarda Remziye Hanım’ın bir meşhur Atatürk anısı da vardır. Bunu değerli arşivci ve gazetecimiz Taha Toros’tan dinleyelim: Başkumandan Mustafa Kemal Paşa, Kurtuluş Savaşı’nın zaferle sonuçlanması üzerine, ilk huzurlu soluğu İzmir’de aldı. Avrupa’da yüksek tahsilini tamamlayarak yurda dönen Latife Hanım’la tanıştı. Aralarındaki ilk sohbet evliliğe dönüştü. Hem bir balayı, hem bir yurt gezisi için Adana’yı seçtiler. Düşmandan ilk kurtulan Adana halkı, kurtarıcısını görülmemiş bir heyecanla karşıladı. Mustafa Kemal, 15 Mart 1923 günü Adana ufkunda ikinci bir güneş gibi gözüktü. Mustafa Kemal Paşa’yla Latife Hanım’ın 2 gün süren ziyaretleri dopdolu geçti. Bu ziyaretler arasında Kız Öğretmen Okulu da yer almaktaydı. Karı koca burada gördüklerinden, duyduklarından, adeta büyülendiler. Girişte, Müdüre Remziye Hanım’ın yazdığı, hocalardan Mustafa Fuat Bey’in bestelediği “Kız Öğretmen Okulu Marşı” çalındı. Okulun duvarına “Kız Öğretmen Okulu” yazılı büyük bir bayrak asılmıştı. Türk kadınlığı için çok anlamlı şu cümle yazılmıştı: “Bir milletin kadınları, terakkisinin ölçüsüdür.” Mustafa Kemal Paşa’yla Latife Hanım, bundan son derece duygulandılar.
10. Hakkında
Hisar’ın dördü çeviri olmak üzere beş kitabı yayımlanır. Kimya dalındaki buluşlarını içeren 16 bildirisi de Fransa’da yayımlanır. Bununla beraber daha ayrıntılı bilgiler edinmek isteyenler ‘’Bilimin Öncü Kadını Remziye Hisar’’ adlı kitabı da edinebilir. Kitabın arka yazısından: ”1992 yılındaki ölümünden kısa bir süre önce Remziye Hisar Anadoluhisarı’ndaki evinde (şimdi Bilim Akademisi Başkanı olan) M. Ali Alpar’a hayatını tüm yönleriyle anlattı. Henüz 18 yaşında gencecik bir kadınken öğretmenlik yapmak üzere 1920’lerde Bakü’ye uzanan yolculuğu; Kurtuluş Savaşı sırasında, 1922’de Adana Kız Öğretmen Okulu’nda yaptığı (Darülmuallimat) müdürlüğü; zorluklar ve yokluklar içinde yurtdışında gerçekleştirdiği doktora çalışması; ülkeye dönüşte her türlü imkânsızlığa ve engellere rağmen yaptığı bilimsel çalışmaları ve sonrasında gelen başarı ve ödülleri; 27 yıl beklenen profesörlük unvanı; kısacası mutlulukları, hüzünleri, hayal kırıkları ve tüm iniş çıkışlarıyla sıra dışı bir akademisyenin hayatıydı anlatılan.”