Geçtiğimiz Salı günü hepimizi tek bir paydada toplayan, öğrendiğimizde aynı acıyı pay edip elimizden geleni yapmak için kenetlendiğimiz acı bir olay gerçekleşti. 4 Nisan günü, bir kadının canından can koparıldı. Bizlerin de anılarına attığı benzer olayların tekrar gün yüzüne çıkmasına, bu iğrenç zihniyetin bitmesi için herkesin Rays ve Berna’ya birer ses olmasına sebep oldu. Şimdi o çığlık dalga dalga yayılıyor. Sevgi hırsızlarının önüne büyük bir çelme takarak.
Olay 4 Nisan günü İstanbul’un Beşiktaş semtinde gerçekleşiyor.
Berna Balkaya’nın evine normal bir hırsızlık vakası gibi girilmiş olsa da, evde aranan ve alınan şeyler olayın çirkinliğini daha da arttırıyor.
“12:30’da evden çıktım, 15:30 civarı ise geri döndüm. Kapıya geldiğimde köpeğim Rays’in kıyafetlerinden biri dışarıdaydı. Anahtarımla kilidi açamayınca yan komşunun ziline bastım.”
O günü anlatmaya böyle başlıyordu Balkaya. “Yan komşum herhangi bir ses duymadığını söyleyince hemen polise haber verdik. Ardından da çilingir çağırdık.”
“Bu sırada ben de içeri doğru ‘Rays! Rays!’ diye sesleniyordum. Olmadığını ilk o an anladım çünkü benim gelişimi merdivenlerden duyup tıkır tıkır kapıya koşardı.”
Rays dünyalar tatlısı bir Fransız Bulldog köpeğiydi. Hırsızlık vakası yaşanırken hala bazı iyi niyetli arkadaşlarının belki kaçmıştır düşüncesiyle teselli ettiğini de söylüyordü Balkaya.
“Eve girdiğimizde bilgisayarım ve Rays’in olmadığını gördük.”
“Çilingir yardımıyla kapıyı açıp içeri baktığımızda bilgisayarın ve Rays’in olmadığını gördük. Eşyalar dağıtılmıştı tabii, çekmeceleri çıkarıp yerlere atmış, takılarımı karıştırmış. Muhtemelen değerli bir eşya arıyordu. Ardından şikayetçi olmam üzerine polisler olay yeri inceleme ekibini yolladılar. Parmak izleri alındı.”
“Apartmanımızın her yerinde güvenlik kameraları vardı. O görüntülerle birlikte akşam tekrar ifade vermeye gittim.”
Akşam üzeri apartman yöneticisi geldiğinde güvenlik kameralarındaki görüntülerini incelemeye başlamışlar. Hırsızın saat kaçta nerede olduğu, neler yaptığı ve ne yazık ki Rays ile birlikte çıkışı o kameralara yansıyor.
14:05 gibi apartman bahçesine giren hırsız önce etrafı kolaçan edip, hatta yan apartmana da girip çıktıktan 2 dakika sonra nihai amacı için 14:07’de tekrar giriş yapıyor.
Direkt olarak terasa çıkan hırsızın alt katlardaki dairelerle ilgilenmemesinin sebebi, dairelerin alarmlı olmalarına bağlanıyor.
Ve dünya tatlısı Rays, bir ruhsuzun koltuğunun altında kaçırılıyor.
Birkaç dakika sonra hırsız binayı terk ediyor. Kolunun altına sıkıştırdığı Rays ile birlikte elini kolunu sallayarak giden adamın görüntüleri polisle paylaşıldığı kadar sosyal medyada da duyarlı insanlar tarafından yayılmaya başlıyor. Berna Hanım’a her yerden destek mesajları geliyor ve aslında görüyoruz ki Rays, birçok kaçırılma/çalınma vakasının sadece gündeme taşınan bir yüzü.
“Köpek çalmak, insanın çocuğunu çalmaktan farksızdır.”
Polisler de dahil herkes bu durum karşısında çok büyük şaşkınlık yaşıyor. Ömrünü geçirdiğin can yoldaşın, çocuğum, oğlum, kızım diye sevdiğin canın bir eşya gibi ruhsuzca çalınması tüm hayvanseverleri bir araya topladı.
“Sen o köpeği evi korusun, hırsıza havlasın diye beslemiyor musun?”
Tabii bu durumda bile akıl almaz yorumlarla karşılaşıldı. Fransız Bulldog gibi sürü gütmeyen, kurtlara kangallar gibi kafa tutmayan cinslerden bu tarz menfaate dayalı bir ilişki bekleyen insanların yorumları da durumun vahimliğini arttırıyordu. Bir canı sırf ondan yarar sağlamak için besleyen, dikkat edin sevmek demiyorum bile, böylesine vahşileşmiş bir türüz maalesef insanoğlu olarak.
Sosyal medyada, internette ve hatta televizyon kanallarında büyük ses getiriyor bu olay.
Hayvan hakları dernekleri, koruma gönüllüleri, medya kanalları, hayvansever her birey seferber oldu Rays köpeğin bulunması için. Bir kulağının tamamen siyah olması onu tanımak için yardımcı olabilir. Ayrıca adını seslendiğinizde tepki de veriyor. Şimdi hepimizin gözü kameralara yansıyan bu hırsız ve Rays köpeğin üzerinde.
Cins hayvanlar çiftleştirilip satılmak için çalınıyor.
Bu hırsızlıkların temelinde yatan ana sebep ise ülkemizde her seferinde hatırlatmaya çalıştığımız “Satın Alma, Sahiplen!” hareketi. Cins kedi ve köpeklerin petshoplarda satılması, -sanki sevgi satın alınabilinirmiş gibi- o petshoplara gelene kadar geçirdikleri yolculuklar, erken yaşta annelerinden ayrıldıkları için yeterli anne sütü alamadan bağışıklık sistemleri düşük hasta hayvanların ticareti bu.
Bu hırsızlığa ortak olma! Satın Alma, Sahiplen!
Hırsızların ekmeğine yağ süren ise, cins hayvanların hiç ara verilmeksizin çiftleştirilerek bedenlerinin sömürülmesidir. Barınaklara gittiğinizde birçok cins yaşlı kedi/köpek görürsünüz. Göğüsleri sarmış, defalarca yavrulatılıp yavrularından koparılmış, yaşlanınca da sokağa/barınağa atılmış. Eğer gerek sosyal medya, gerek bazı siteler üzerinden yavru hayvan satın alırsanız bu zulme ortak olursunuz. Oysa sevginin türü, rengi, yaşı yoktur.
Güncelleme: Rays Bulundu!
Rays’in sahibi bu mutlu haberi sosyal medya üzerinden şu mesajla paylaştı: “Herkese tek tek cevap vermek için gerçekten sonsuz zamana ihtiyacım var. Hepinizin ilgisi için çok teşekkür ederim öncelikle. Sabah gelen bir Whatsapp aramasıyla başladı her şey. Telefondaki kişi Taksim’de iki çocuktan bir köpek aldığını ve sonra benim ilanlarımı gördüğünde benim köpeğim olduğunu düşündüğünü söyledi. Daha sonra bana fotoğraflarını attı lakin köpeğin yüzünde belli yaralar olduğu için önce başka bir köpek olabileceğinden şüphelendik. Ardından video istediğimde görüntülü arayabileceğini söyledi ve Rays’i gösterdi. Otur komutunu duyunca oturduğunda Rays olduğunu anladık. Ardından Taksim’de buluştuk ve Rays’imizi aldık. Bize Rays’i getiren kişiye ifade verip veremeyeceğini sorduğumuzdaysa verebileceğini söyledi ve öğleden sonra karakola gidip ifadelerimizi de verdik. Şu an hissettiğim tek şey sonsuz mutluluk. Çocuk biraz hırpalanmış ama tedavisi yapıldı ve evde devam edecek. Dinleniyor ve sizlere çok selam söylüyor. Hepinize destekleriniz için tekrar teşekkür ederim.”