Ramon Sampedro ismini ya duydunuz ya da birgün “İçimdeki Deniz” isimli o muhteşem filme denk gelip onun yaşamı hakkında meraka kapılacaksınız. Ramon, genç yaşında felç kaldı ve yıllarca yatağa bağlı bir yaşam sürdü. Ötanazi hakkını kullanmak için defalarca mahkemeye başvurdu ama onun bu isteği her seferinde reddedildi. En sonunda 11 arkadaşı, ona yardım etmek konusunda ikna oldu ve hep birlikte Ramon’un yaşamına son verdiler… İşte Ramon’un, yaşam ve ölüm hakkı konusunda sizi derin düşüncelere sevk edecek hayat hikayesi.
Ramon Sampedro Camean, İspanya’nın Galicia bölgesinde yaşayan 26 yaşında bir denizciydi
Bir gün yüksek bir yerden denize atladı; bel kemiğini kırdı. Ve artık boynundan aşağısı tutmuyordu
Ramon, felçli olarak tam 29 yıl 4 ay 20 gün hayatta kaldı. Sağlıklı insanların ona verdiği tavsiyelere yıllarca, bedeninin içine hapsolmuş ruhuyla katlandı. Ağzıyla kalem tutarak şiirler yazdı; şair ve yazar oldu. Hep ölmeyi ve yaşamını sonlandırmayı istedi, ancak vücudunu hareket ettirmeyen bir insan olarak intihar etmesi imkansızdı.
Ramon mutsuzdu; çünkü hayatına bu bedende devam etmek istemiyordu
Ama yasalar, iyileşme ihtimali olmayan insanların intiharına yardım edenler için hapis cezası öngörüyordu.
Ölüm hakkını elde edebilmek için de, yıllarca devletle ve onun yasalarıyla mücadele etti
Ramon, yakınlarının da yardımıyla birçok kez mahkemeye başvurdu. Son olarak 1997’de ölüm hakkı için İspanya Mahkemesi’ndeydi ve oradan da “hayır” cevabı alacağından emindi.
Umudu kalmayınca kusursuz bir plan yaptı; 1997 Kasım’ında bir apartman dairesi kiraladı
Farklı bir görevleri olan 11 tane arkadaşı vardı Ramon’un. Biri siyanürü aldı, diğeri suya kattı ve bir başkası da bardağı Ramon’un başcuna yerleştirdi… Herkesin bu kadar basit bir görevinin olmasının nedeni ise şuydu: Ceza yasası, bir kişinin intiharına yardım edenler için 2 ile 5 yıl arası; eğer bu yardım ölümü bilfiil gerçekleştirmeye vardıysa da 10 yıla kadar hapis cezası öngörüyordu. Ve bu yüzden de Ramon’un arkadaşlarının her birinin suçlanamayacak kadar küçük görevleri vardı. 12 Ocak 1988’de, 11. kişi de Ramon’u ölünceye kadar videoya çekti.
Esas ölüm meleği Ramona Maneiro, bir fabrika işçisiydi ve birkaç yıl önce Ramon’a aşık olmuş sonra da onun yanından hiç ayrılmamıştı
Bu yüzden 11 ölüm meleği içerisinde en büyük suçun ona ait olabileceği düşünülüyordu. Savcı, Ramona Maneiro hakkında bir dava açtı.
Ramon’un intiharının ardından yayınlanan vasiyetnamesi, İspanyol basınında büyük ses getirdi
Ramon öldükten birkaç hafta sonra, vasiyetnamesi ortaya çıktı. İşte onun sarsıcı cümleleri:
“Sayın yargıçlar, sayın siyasi ve dini yetkililer;
Biraz önce seyrettiğiniz görüntülerden sonra(son anlarını gösteren film) size soruyorum; biçimsiz ve bozulmuş bir bedenin bekçisi olan bir insan için, yani benim için, saygınlık nedir?
Vicdanlarınızın vereceği cevap ne olursa olsun, benim için saygınlık bu değildir. Ben, hayatı, özgürlüğü seven çoğu insan gibi, yaşamanın bir hak olduğuna, ama bir mecburiyet olmadığına inanıyorum. Buna rağmen bu duruma 29 yıl, dört ay ve birkaç gün boyunca tahammül etmek zorunda kaldım. Bunu daha fazla yapmayı reddediyorum!
Gördüğünüz gibi yanımda içinde siyanür potasyum bulunan bir bardak su var. Onu içtiğimde, kendi irademle sahip olduğum en özel, en meşru mülkiyete, yani bedenime son vermiş olacağım. Bu özgürlük eylemine sizler ‘intihara yardım’ adını takmışsınız. Ben ise bu eylemi, bir insanın gerçekten ‘benim’ diyebileceği tek şeye, yani bedenine ve onunla birlikte ne varsa, yani hayata, bilince egemen olmasına destek verenlerin insani yardımı olarak adlandırıyorum.
Beni seven, beni benmişim gibi seven yakınlarıma ceza verebilirsiniz. Bütün bu sözlerime rağmen yine de ceza vermeyi kararlaştırırsanız, size şunu tavsiye ediyorum:
“Bacaklarını ve kollarını kesin bana yardım edenlerin, çünkü ben onlardan kaderimi paylaşmalarını istedim…”
Bu vasiyetname yüzünden Ramon’un yakınları bir imza kampanyası başlattılar: “Ramon Sampedro’nun ölümüne yardım ettim.” İşte bu metni, kısa bir süre içerisinde tam 1000 kişi imzaladı. Sonra da metin, Ramon’un suçlanan sevgilisinin avukatına gönderildi. Böylece artık o, suçlanabilecek tek kişi olmayacaktı. Saygın Ölme Hakkı(DMD) Derneği de benzer bir metin hazırladı insanların imzalaması için. Ve İspanya’nın her yerinden insanlar, bu çağrıya cevap verdi.
Ramon’un ölümü hakkındaki soruşturma sonuçlanmadı ama mahkeme serüveni o öldükten sonra da devam etti
Ramon’un ötanazi talebini, İspanya Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi geri çevirdi. BM İnsan Hakları Komisyonu da, Ramon artık ölmüş bulunduğuna göre, isteğinin bir anlamı kalmadığına karar verdi.
Ve 2004’te “İçimdeki Deniz” isimli film, onu ölümsüzleştirdi
Filmden sonra Ramon’un sevgilisi Ramona, bir İspanyol kanalında, onun isteği üzerine siyanürü suya karıştırıp pipeti bardağa koyduğunu ve aslında asıl sorumluluğun kendisine ait olduğunu açıkladı.