Birinden bahsedilirken “Oturmasını kalkmasını, yemesini içmesini bilir” deniyorsa o kişinin karakteri hakkında yeterli bilgiye ulaşılmış demektir. Her türlü ortama o kişiyle girilebilir. O kişiden mutlaka iyi espriler yapması, dinlerken hep doğru zamanda kafasıyla onaylaması, göz temasını ölçülü kurması beklenmez. Bunların hepsini bulabildiyseniz kaçırmayın zaten dünya ahiret kapatın o kişiyi.
Kimileri de var sofranın tadına tuzuna limon sıkar, sarımsağı fazla kaçmış haydari gibi damak tadını bayar, sıcak rakı gibi ağızda süner, dili damağı kurutur. Diyemezsin ki “arkadaşım bir dur her şeyin, usulü var ayarı var, kendine gel” diye. Nası diyeceksin? Uygunsuz kaçar herkesin içinde, başkasını uyarmak, kalp kırmak yakışık almaz.
Gelin bu arkadaşları yakından tanıyalım, el birliği yapıp hesabı bunlara kitleyelim, masanın en tırt köşesini bunlara ayıralım. Huzurlarınızda rakı sofrası tipleri, hepsi de tıpkı mezeler gibi renk renk çeşit çeşit.
1. Peynirin tadından yöresini tespit eden küçük Vedat Milör
Keçi değil ama bu peynir? Karides İskenderun mu? Kalkan’ın Beykoz’dan mı? Kuzu şiş nerden? Kavun kış kavunu değilse hiç getirme üstat! Neyin peşindesin mini Milör? Adam gibi malzeme kullanan meyhane mi kaldı?
2. Meze yağmacısı Erhan
Al sana özel yaptırdık
Olayı Beyoğlu’na kravatlı çıkılmazdı muhabbetinden alıp, üst düzey bir rakı masası adabı kasma triplerine bağlamayacağız. Daha sıradan olan ama can sıkıcı davranışların altını çizelim istedik. Mesela adı üzerinde içki yanında yenilen hani adına meze denilen tadımlıklara çala kaşık girişen arkadaşlar. Lütfen sakin olunuz. Anne mutfağında değilsiniz, o meze tabağından daha 4 kişi sebeblenecek. Edep yahu.
3. Bunlar kime yetecek abiciler
Komple dolabı getir!
Bu da meze yağmacısının yancısı. Eli de gözü de midesi de ayarsız olur. Bütün mezelerden ikişer üçer söyler masada çatal koyacak yer kalmaz. Garsona sürekli “Getir abi getir sen” işaretleri yapar. Sipariş esnasında dur durak bilmez, araya girmeye çalışanları “bana bırak” hareketleriyle susturur.
4. Gözü başkasının tabağında olanlar
Baktığı o tabağa mutlaka dalar. Samimiyetin gözünü çıkarmayı maharet bilir ve fırsattan istifade “ama ezme çok güzelmiş abi” diyerek sağa sola çatal atar.
5. Asla masa beğenmeyenler
Ayırtılan masayı beğendikleri görülmemiştir. Duvar dibi, kapı ağzı, tezgah önü, dolaptan sıcak geliyor, pervane dönüyor, camın önüne kuş mu pisledi, yer karosu yamuk, güneş doğudan doğuyor, rüzgar kafama esiyor derler, dirlik düzen vermezler. Grup yerleşir bu elemanlar hâlâ “şu köşe masaya geçmeliydik, hadi geçelim” diye bik bik öterler. İlk kadehi yüklü koyup acil uyuşturulması yerindedir.
6. Rakının “tılsımıyla” kâh ağlayıp kâh kahkahalar patlatan Karaköy’ün yerlisi aşırı duygusal Hispter Duygu
Masada üç kırmızı var: Domates, ezme ve Duygu’nun saçları. Duygu’yu çok seviyoruz, çünkü masanın erkek egemen kalaslığına bu sayede biraz da olsa dirlik düzen geliyor. Duygu varken Meze Yağmacısı Erhan kendine daha bir mukayyet oluyor, saldırgan ekmeğiyle her tabağın içinde kaybolmuyor. Ama Duygu da… Yani. İçince aşırı duygusala bağlıyor. Gülerken ağlamaya geçen nevrotik haller. Sakinleştikten sonra arka masadaki kızın hareketlerine gıcık olmalar. “Ay ne gıcık şey” demeler. Sonra yeniden gülmeler, ağlamalar. Ah be duygusal Duygu.
7. O onunla yenmez, bu bununla yenmezciler
Lakerdanın yanında kırmızı soğan yok diye olay çıkartır. Tamam raconu odur ama sakin ol biraz. Zaten kırmızı soğan gelseydi de bir halka gelecekti, onu da meze yağmacısı Erhan tek hamlede götürecekti. Koyver gitsin, masanın tadını kaçırma.
8. Kendini TSM solisti sanan detone Fevzi
ŞİİİMDİ UZAAAKLARDASIIIIIN Gön nüül HİYCĞRCANLA DolDUUUU!!! HİİYYYĞÇ AaayrılAMAAAAM Deeerken…
Derken masanın içine ettin Fevzi Abi. Düğünlerde mutlaka cebindeki küçük kağıdı çıkarıp masada şiir okuyan bir dayı vardır. O dayıyla bu Fevzi aynı adam. Çok istense fasılı edepli bir mekan bulunur oraya gidilirdi, ne gerek var Sanat Güneşimizi her gece her gece mezarında zıplatmaya.
9. İşini masaya getiren telefon bağımlısı Selçuk
Ona “Özür dilerim önemli Selçuk” da denir; çünkü ona gelen her arama önemlidir. Mutlaka cevap vermesi gerekir. Mutlaka “Özür dilerim bu gerçekten önemli” diyerek cevap verir. Cevap verirken de masadan kalkma zahmetine katlanmaz, 10 dakikada bir şirketin “ay kapamasındaki” sorunlarını tüm masaya dinletir.
10. Masaya selfie çubuğu koyan Berk
Bişey demiyoruz.
11. Mutlaka ama mutlaka hesaba itiraz eden Güray
Evet ortamlar kazık, evet mekanlar kafa hesabı alıyor, evet her fırsatta geçirmeye çalışıyorlar, evet evet evet. Bu böyle. Çok lazımsa “bir daha gelmeyiz” der ve gerçekten de gitmezsin. Çünkü o hesap değişmiyor. Ama Güray her masanın sonunda adisyonu adeta ağzı pipolu Hulusi Kentmen ciddiyetinde uzunca inceleyerek, garsonu mutlaka kolundan yakalıyor. Sonra bitmek bilmez münakaşalar. Az kaldı, Duygu ağlayacak yine.
12. Et siparişi vermeye ateşin keşfinden başlayan Erol
Alkolün çeneyi düşürdüğü bilimsek bir gerçek. Yani öyledir heralde. Kaslar gevşiyor sonuçta, dil açılıyor falan… İşte kimisinde bu açılma öyle böyle olmuyor. Geçenlerde birisi masada dünya kupasında bugüne kadar kullanılan futbol toplarını anlattı. 4 saat falan.
13. Gecenin başında fazla kaçırmayalım diyen ama sonunda keçileri kaçıran Cihan
Nasıl oluyor da oluyor? Her defasında en erken kalkmak isteyen eleman neden sabahı ortamlarda etmek istiyor? Meyhaneden çıkmayı başarsak, cila için bara, bardan çıksak, çorbaya, çorbadan çıksak börekçiye… Bu nasıl fazla kaçırmamak Feridun Abi?
Bonus: Seyyan Hanım olayı çözer
https://www.youtube.com/watch?v=5C77e2E5EGY