Radyo tiyatroları dram, korku ve komedi gibi farklı türlerle halen geniş bir kitleye seslenmekte. Kimileri çalışırken arka planda dinlemeyi, kimileri gece yatmadan önce açarak uykuya dalmayı tercih ediyor. Arşivlerin genişlemesiyle eski eserlerin bölümlerine, dünya klasiklerinin radyo tiyatrosuna uyarlanmış hallerine ulaşabiliyoruz. Herkesin kendi zevkine göre bir tür bulabileceği ve keyif alacağı radyo tiyatroları size bambaşka bir dünyanın kapılarını aralıyor. Radyo tiyatrosu nedir, ne zaman ortaya çıktı? Gelin hep birlikte bakalım.
Radyo tiyatrosu ne zaman ortaya çıktı?
Radyo tiyatrosu ilk olarak televizyonların henüz olmadığı dönemlerde ortaya çıktı ve hatrı sayılır bir hayran kitlesi elde etti. Radyoların çıkmasıyla gelişen radyo tiyatrolarının günümüze kadar gelmesini sağlayan önemli olaylardan biri İkinci Dünya Savaşı’ydı. Yakınlarını savaşta kaybeden ve bunalan birçok insan bu tiyatrolar sayesinde başka hayatların hikayelerini dinleme şansı yakaladı. Daha sonra birçok kitabın radyo tiyatrosuna uyarlanmasıyla arşivler de genişledi. Kitapların ilk uyarlanmaya başlandığı dönemlerde Amerika’da H.G Well’in Dünyalar Savaşı adlı kitabı radyo tiyatrosu olarak yayımlandı. Marslıların dünyayı işgalini konu alan bu tiyatro, ülkede birçok insanın paniğe kapılmasına neden oldu. Nitekim daha sonra bunun sadece bir tiyatro oyunu olduğu anlaşıldı.
Türkiye’de ilk radyo tiyatroları 1950’li yıllarda İstanbul Radyosunda yayımlanmaya başladı. Ekrem Reşit Rey, Haldun Taner, Behçet Necatigil gibi isimler ilk radyo oyunu yazarları arasında. Öte yandan
TRT Radyo’da 1980’lerde Radyo Tiyatrosu ve Arkası Yarın gibi tiyatro programları yayımlandı. Televizyon ve internetin ortaya çıkmasıyla artık eski popülerliğini yitiren bu sesli eserler, günümüzde Youtube üzerinden erişim sağlanarak dinlenebiliyor. İlk defa duyanlar için pek alışılmış olmasa da görüntü olmadan oynanan sesli tiyatrolar insanları kendi içlerinde bir serüvene davet ediyor. İşte keyifle dinleyebileceğiniz 6 radyo tiyatrosu.
1. Kayıp Şeyler Dükkanı
Kaybedilen her şeyin geri alınabildiği bir dükkan hayal edin. Bu dükkanın müşterileri de akan göz yaşlarını, umutlarını, sabırlarını geri almaya geliyor. Peki ya zaman? Kayıp Şeyler Dükkanı sahibesi umudu, heyecanı ve azim gibi her şeyi geri verebiliyor ama zaman dışında. Sevgi Demirkol’un yazdığı bu tiyatroda kendinizden parçalar bularak hayatın anlamını hissedeceksiniz.
“Zaman bize ait değildir ki yitirelim. Zaman insanlardan bağımsızdır. Biz onu tanısak da vardır tanımasak da. Zamanı geçirmeye çalışsak da akar durdurmaya çalışsak da. Çoğunlukla öldürmeye çalışırız ama o hiç ölmez. Burada sadece insanların kaybettikleri şeyler vardır. Zaten hiç sizin olmamış bir şeyi kaybedemezsiniz..“
2. Öyle Bir Ev
Ahmet Kaşkaya ve Neşe Kars’ın yazdığı bu eser yeni mezun olan gazeteci Semra’nın ev arayışıyla başlar. Gazeteye ilan vererek ev aradığını söylemesiyle birçok telefon alır. Bunlardan birisi ise zengin bir iş adamından gelerek Semra’ya hiç beklemediği bir teklifte bulunur. Amerika’da yaşayan bu iş adamı İstanbul’daki lüks evini Semra’ya emanet etmek ister. Fakat aslında işler pek de göründüğü değildir. Semra ve arkadaşı Sadık bu gizemli adamın peşine düşer. Sonuna kadar kendini dinleten bu hikaye beklenmedik bir sonla bitiyor.
“İyi akşamlar Semra hanım ben Recep Özdemir. Bir evim var ve güvenebileceğim birisine kiraya vermek istiyorum.“
3. Tehlikeli Yol
İngiliz bir kız iş seyahati yapan patronunun sekreterliğini yapmaya Fas’a gider fakat huysuz patronu onu bir anda işten çıkararak beş parasız ortada bırakır. Oteline dönerek elindeki paraların ne kadar daha dayanacağını hesaplarken odasına bir anda bir yabancı girer ve onu saklamasını ister. İşler bu noktadan sonra soluksuz bir maceraya dönüşür. Barbara Cartland’ın yazdığı bu eseri sonuna kadar dinlemek isteyeceksiniz.
“İster karım ister sekreterim ister şoförüm olun önemli olan birlikte olmamız. Buraya gelen adamlar evli olduğumuza inandılar bir kere. Yeniden karşılaşmak zorunda kalırsak onları başka bir hikayeye inandırmamız çok güç olur. “
4. Maymun Eli
William Wymark Jacobs’un Maymun Eli soğuk bir kış gecesinde geçer. White ailesi bu soğuk geceyi evlerinde geçirirken ziyaretlerine eski dostları Paul gelir. Sohbetleri koyulaşında Paul aileye Hindistan gezilerinden birkaç anısını anlatır. Hindistan’da bir Hint fakirinden aldığı maymun elinden bahseder ve hikayeye göre bu maymun eline kim sahip olursa üç tane dilek hakkı olur. Fakat her şeyin bir bedeli vardır çünkü maymun eli lanetlidir. Paul bu maymun elini çıkarıp gösterince de olaylar bambaşka bir yere gider. Gerilim ve korkuyu sevenler için bu oyun ayrı bir tat bırakacak.
“Peki ya neden taşıyorsunuz halen bu maymun elini? “O benim için ölümü göze almak pahasına gerçekleşmesi istenen bir simgesidir. “”
5. Geç Gelen Tanık
Agatha Christie’nin kaleminden çıkan Geç Gelen Tanık, haksız yere cinayetle suçlanan ve sonunda hayatını hapishanede kaybeden Jacko’nun hikayesini konu alır. Jack her zaman masum olduğunu söyler ve bunu kanıtlamak için bir görgü tanığı tarif eder. Peki ya masumiyetini kanıtlayan tek görgü tanığı kuzey kutbuna giderse? Ortadan kaybolan tanık yıllar sonra döner ve bütün olay yavaş yavaş çözülmeye başlar. Suçlu olduğunu kabul eden ve yıllardır buna inanmaya devam edenler bile şüpheye düşmeye başlar.
“Bakın, Jacko annesini öldürmedi. Ne yazık ki korkunç bir aksilik yüzünden suçsuzluğunu ispat edemedi.”
6. Bir Afrika Macerası
Bir Afrika Macerası Doktor Maccol ve Teresa’nın gizli bir araştırma için Kenya’ya gitmesini konu alıyor. Bu gizli araştırma ise Afrika’da birçok insanı kör eden Irmak körlüğü hastalığı ile ilgilidir. Afrika yerlisi bir kadının buna bir ilaç bulduğu ortaya çıkınca herkes öğrenmek için bir yarışa girer. Bu görev için yola çıkan doktor ve Teresa’yı Afrika ormanlarında bilinmeyen maceralar bekler. Çok tehlikeli olsa da..
“Irmaklarda yaşayan küçük bir sinek ısırdığı yerlere yumurtalarını bırakıyor. Bu yumurtalardan çıkan küçük kurtlar kana karışıyor ve bölgeye dağılıyor. Bazı yerlerde hemen hemen herkes kör olmuş durumda..”
Kaynak: 1