PT Barnum, çok genç yaşlarda para kazanmaya başladı. Zamanla daha çok para kazandı, farklı yerlerin ve kendi gösterilerinin sahibi oldu. Ancak zirveye Ringling Bros. and Barnum & Bailey Sirki ile ulaştı. Barnum Sirki, 2017 yılında kapanıncaya kadar dünyanın en büyük şovu olarak ün saldı. Bu nedenle Barnum Sirki’nin kurucusu olan P. T. Barnum kimdir anlattık ve Barnum Sirki hakkında bazı ilginç bilgilere yer verdik.
1. PT Barnum, küçükken bile çok girişimciydi
5 Temmuz 1810 yılında ABD’nin Connecticut eyaletinde doğan Phineas Taylor Barnum, para kazanma konusundaki ustalığını genç yaşlarda gösterdi. Geleceğin şovmeni, yerel toplantılarda atıştırmalıklar ve ev yapımı vişne romu sattı. 12 yaşına geldiğinde kendi hayvanlarını satın alacak kadar para kazanmayı başardı. Ayrıca 21 yaşına geldiğinde, bir genel mağazanın ve “Herald of Freedom” adlı gazetenin sahibi oldu.
2. İnsanları aldatmak üzerine kurulu olan bir şov tasarladı ve bundan iyi para kazandı
1835’te Barnum, George Washington’un 161 yaşındaki eski hemşiresi olarak lanse edilen kör bir köle olan Joice Heth’i satın alarak eğlence kariyerine başladı. Heth’i “dünyadaki en şaşırtıcı şey” olarak nitelendirdikten sonra, Barnum onu New York’a götürdü ve küçük bir New England turuna çıkardı. Ziyaretçiler onun solmuş bedenine bakmak ve onun “sevgili küçük George” hikayelerini duymak için sıraya girdi. Ayrıca Barnum, onun aslında bir vantrilok tarafından kontrol edilen bir otomat olduğuna dair bir söylenti yayarak halkın ilgisini arttırmayı başardı. Heth hakkındaki gerçek, Şubat 1836’daki ölümünün sonrasına kadar ortaya çıkmadı. Barnum, Heth’in otopsisini kamuya açık bir şekilde yaptı ve izlemek isteyenlerden 50 cent ücret aldı. Bu otopsi sırasında Heth’in 80 yaşından büyük olmadığı ortaya çıktı. Yani Barnum, uzun bir süre boyunca insanları aldatmıştı.
3. PT Barnum, yaşlanıncaya kadar sirk işine girmedi
Barnum en çok seyahat eden üç halkalı sirkleriyle tanınmaktaydı. Ancak 60 yaşına kadar bu işe girmedi. Sirk işine girmeden önce, tarihi eserlerin, akvaryumların, hayvan yetiştiriciliğinin, zoolojik merakların ve ucube gösterilerinin geniş bir koleksiyonu olan Manhattan merkezli American Museum’un sahibi olarak tanınmaktaydı. Müzenin en dikkate değer sergilerinden bazıları arasında Barnum’un İngiltere Kraliçesi Victoria ile birlikte izleyicilere getirdiği çocuk cüce General Tom Thumb ve aslında bir balığın alt gövdesine dikilmiş bir yavru maymunun üst gövdesi olan “Fejee Mermaid” idi. Barnum, gezici sirkini müzesi yangın yüzünden iki kez harap olduktan sonra başlattı. Daha sonra 1881’de ünlü ortağı James Bailey ile ortak oldu. İkisi birlikte “Dünyanın En Büyük Şovu”nu yöneterek bir servet kazanmaya devam etti.
4. Ayrıca Amerika’da operanın popülerleşmesine yardımcı oldu
Nova Scotia Giantess ve Zip the Pinhead gibi gösterilerle olan ilişkisine rağmen Barnum, birçok Amerikalıyı önemli bir kültürle tanıştırmaktan da sorumluydu. 1850’de Avrupalı opera sanatçısı Jenny Lind’i çok şehirli bir turla Amerika Birleşik Devletleri’ne getiren bir anlaşma imzaladı. Lind, gelmeden önce çok fazla tanınmıyordu. Barnum’un yardımıyla “İsveç Bülbülü” olarak ün salan Jenny Lind bir gecede sansasyon yarattı. Barnum’un turnede 500.000 dolar kazandı. Ayrıca Lind’in popülaritesinin operanın Amerikan tiyatrolarının dayanak noktası haline gelmesine yardımcı oldu.
5. PT Barnum asla “her dakika bir enayi doğar” demedi
Barnum, saf müşterileri için “her dakika bir enayi doğar” ifadesini icat etmiş olmakla tanınmaktadır. Ancak yine de bunu kullandığına dair hiçbir kanıt yoktur. Bazıları, Barnum’un rakiplerinden birinin sergilerinden biri için sıraya giren kalabalıkları gördükten sonra bunu ilk kez söylediğini iddia etse de, sözün kesin kökeni belirsizdir. Barnum, her zaman müşterilerinin “enayiler” değil, onun hafif kalpli şakaları ve aldatmacalarına gönüllü katılımcılar olduğunu savundu. Ayrıca bir keresinde “İnsanlar alçakgönüllülüğü sever,” dedi.
6. Barnum’un sirkinin en ünlü gösterilerinden biri ise “Jumbo” adlı fildi
1882’de Barnum, Londra Zooloji Derneği’nden “Jumbo” adlı 6 tonluk devasa bir Afrika fili satın aldı. Satış, hayvanın sevilen bir ulusal hazine olduğu İngiltere’de tartışmalara neden oldu. Ancak bu durumu Amerika Birleşik Devletleri’nde kimse eleştirmedi. İnsanlar sürü halinde Barnum Sirki’ne gittiler ve Jumbo kartpostalları, şapkaları ve diğer hediyelik eşyaları satın aldılar. Filin ünü, “büyük” kelimesinin eş anlamlısı olarak “jumbo” sözcüğünün popülerleşmesine bile yardımcı oldu. Jumbo, 1885’te bir lokomotif çarpışması sonucunda öldü. Barnum, Jumbo’nun derisini doldurdu ve daha sonra mütevelli olarak hizmet verdiği Massachusetts’deki Tufts Üniversitesi’ne bağışladı. Kalın deri, 1975’teki bir yangında yanana kadar popüler bir kampüs anıtıydı. Fakat hem okulun maskotu hem de takma adı “Jumbos” için ilham kaynağı olmaya devam ediyor.
7. PT Barnum bir keresinde Brooklyn Köprüsü’nün sağlamlığını test etmek için sirk hayvanlarını kullanmıştır
Brooklyn Köprüsü’nün 1883’te açılmasından kısa bir süre sonra, yapısal olarak sağlam olmadığı yönündeki söylentiler, bir düzine insanın ölümüne neden olan bir insan izdihamına yol açtı. Köprünün sahipleri daha önce Barnum’un sirk hayvanlarını tanıtım gösterisi olarak göstermesine izin vermemişti. Ancak kazadan sonra fikirlerini değiştirdiler. 17 Mayıs 1884 gecesi Manhattan’dan Brooklyn’e köprü üzerinden 21 fil ve 17 deve yürüdü. Geçit töreni, Barnum Sirki için paha biçilemez bir reklamdı ve fillerin toplam ağırlığı (bir filin ağırlığı yaklaşık 3-4 tondu) köprünün sağlamlığı hakkındaki endişeleri yatıştırmaya yardımcı oldu.
8. PT Barnum, İçki Kullanmama Hareketi’nin ünlü bir destekçisiydi
Barnum, gençlik günlerinde ara sıra şarap veya viski içiyordu. 1840’ların sonlarında İçki Kullanmama Hareketi yanlısı olan bir papazın bir konferansına katıldıktan sonra alkolü tamamen bıraktı. Hayatının geri kalanında hevesli bir teetotaler ve yasak savunucusu olarak kaldı ve düzenli olarak likörün kötülükleri üzerine konuşmalar yaptı. Amerikan Müzesi’nde içki içmek yasaktı. Bu nedenle konferans salonuna gelen ziyaretçilere alkolizm hakkında uyarıcı bir oyun olan “The Drunkard”ın performansları sergilendi. Barnum, hem kendisinin hem de sirk hayvanlarının “sudan daha güçlü bir şey içmediğini” söylemeyi seviyordu. Ancak ünlü fili Jumbo, birayı seviyordu ve bir oturuşta dolu bir fıçı içiyordu.
9. Barnum aynı zamanda bir politikacı olarak da hizmet etti
PT Barnum, Connecticut Genel Kurulu’nda Cumhuriyetçi olarak bir sandalye kazandığında, tarih 1865 yılını gösteriyordu. Geçmişte köle Joice Heth’e sahip olmasına rağmen, kendisini Afrika kökenli Amerikalı eşitlik ve oy haklarının yasama organının en ateşli savunucularından biri olarak gösterdi. Daha sonra ironik bir şekilde, Barnum adlı uzak bir akrabasına karşı ABD Kongresi için aday olmaya çalıştı. Ancak bu rekabette kaybeden taraf oldu. Barnum, memleketi Bridgeport, Connecticut’ın belediye başkanı olarak görev yaptıktan sonra, 1870’lerin sonlarında Connecticut Yasama Meclisi’ne döndü. Burada İçki Kullanmama yanlısı reformların ve ölüm cezasının kaldırılmasının önde gelen savunucusu oldu.
10. PT Barnum, yıllarını otobiyografisini yazmak ve güncellemek için harcadı
Barnum, şöhretinin büyük bir çoğunluğunu otobiyografisinin kaçak başarısına borçluydu. “P.T. Barnum’un Hayatı, Yazan Kendisi” ilk olarak 1854’te piyasaya sürüldü ve ardından sonraki on yıllar boyunca sürekli olarak yeniden düzenlendi ve yeniden yayınlandı. Yeni baskılar ve ekler neredeyse yıllık olarak yayınlanıyordu. Barnum, kitabı kamuya açık hale getirdi ve herkesin onu yayınlamasına izin vererek satışların artmasını sağladı. Hatta dul eşine 1891’deki ölümünün olaylarını anlatan yeni bir bölüm yazması talimatını verdi. Sonuç olarak kitap, Barnum’un yaşamı boyunca 1 milyondan fazla kopya sattı.
Ayrıca bu içeriğe bakmak isteyebilirsiniz: “Kükreyen Yirmiler: Amerika’nın En Görkemli Dönemi Hakkında Bilmeniz Gerekenler”
Kaynak: 1