“Psikopat”, “sosyopat” ve benzeri kelimeler çoğu insan tarafından sürekli kullanılır. “Psikopat” terimi tarihte ilk kez 1900’lü yıllarda, ahlak kavramını tamamen kaybetmiş mental hastalar için kullanıldı. 1930’larda, bu insanların topluma verdiği zararı vurgulamak amacıyla “sosyopat” terimi türedi. Günümüzde ise araştırmacıların çoğu bu insanlar için yeniden “psikopat” terimini kullanırken, psikopatlara nazaran daha tehlikesiz olan ve genellikle kendi çevresini etkileyen insanlara ise “sosyopat” demeye başladı. Şimdi gelin karşınızdaki kişinin bir psikopat olabileceğini gösteren ipuçlarını sebepleriyle birlikte inceleyelim.
1. Umursamazlık
Uzmanlar psikopatları duygusuz ve empati yetenekleri yetersiz olarak tasvir ediyor. Psikopatların başkalarının duygularına önem vermeyen insanlar olduğunu belirten uzmanlar, bunun sebebini ise biyolojik etkenlere bağlıyorlar. Normal bir insanın beynindeki duygusal bileşenler arasındaki bağlantı psikopatlarda daha zayıf. Bu da duygularında bir derinlik olmasının önüne geçiyor. Buna bağlı olarak karşılarındaki insanın yüzlerindeki korkuyu sezmekte de oldukça başarısızlar. Ayrıca normal insanlardaki iğrenme duygusu da psikopatlarda farklılık gösteriyor. Toplum kurallarına uymayan bazı davranışlar normal insanları iğrendirirken, psikopatların iğrenme eşiği çok daha yüksek olduğu için bu davranışları normal karşılayabiliyorlar.
2. Duygularda sığlık
Psikopatlar; utanç, suçluluk, mahcup olma gibi sosyal duygulara çok fazla sahip olmaz. Bunun dışında korku duymamalarıyla ünlülerdir. Yapılan deneylerde, normal insanların başlarına bir şey geleceğini anladığında, örneğin ufak miktarda elektrik verileceğinde veya canlarını yakacak bir çimdiklemeye maruz kalacaklarında, beyinlerinde belirli dalgalanmalar olduğu, Bunlar dışında da terleme gibi fiziksel tepkiler verdikleri fark edildi. Psikopatların ise ne beyinlerinde bir değişiklik gerçekleşti ne de fiziksel bir tepki verdiler.
3. Sorumluluk kabul etmeme
Uzmanlar, psikopat insanların her türlü suçu başkasına atmaya meyilli olduklarını belirtiyor. Ancak ve ancak köşeye sıkıştıklarında kabulleniyorlar. Kabullenseler dahi yaptıklarından dolayı mahcup olmuyor ve utanç duymuyorlar. Haliyle gelecekte aynı şeyi tekrar yapmamak adına da çaba sarf etmiyorlar.
4. Yalancılık
Psikopat tanısı konulan genç bir kadının babası şöyle diyor: “Ne kadar uğraşırsam uğraşayım kızımı anlayamıyorum. Kötü biri olduğuna inanmıyorum. Ama olabilecek en rahat şekilde yalan söyleyebiliyor. Ve dünyanın en büyük yalanını söylediği bile ortaya çıksa tamamen sıradan bir şey olduğuna inanıyor.” Psikopatlar aynı zamanda mecazi anlamda veya lafın gelişi söylenen şeyleri anlamayabilirler.
5. Aşırı öz güven
Psikopatlar kendilerinin görkemli denebilecek kadar yüksek bir değere sahip olduğuna inanır. Doktorlar sık sık hastalarının kendilerini övdüğü örneklerle karşılaşır. 1993 yılında bir hasta, dünya klasında bir yüzücü olduğuna inanıyordu.
6. Dikkat dağınıklığı
Normal insanlar bir iş üzerindeyken odağını buna göre ayarlayabilirken psikopatlar bunu başaramıyor. Ancak bu durum bazı noktalarda farklılık gösterebiliyor. Normal bir insan çevresinde olan bitenlere göre odağını değiştirebilir. Örneğin bir avcı, geyiği bulmaya çalışırken yakınında bir anda bir tavşan zıplamaya başlarsa gözü hemen oraya kayacaktır. Ancak psikopatlarda bu böyle değildir. Mesela mavi bir mürekkeple yazılı olan “kırmızı” kelimesini normal bir insana gösterip hızlıca yazının hangi renkte yazıldığını sorarsanız dikkati dağılıp yanlış cevap verebilirken psikopatlar bu tarz görevleri daha iyi yerine getirebiliyorlar.
7. Bencillik
Psikopatların kendisinden başkasını sevmekte zorlandığı kanıtlanmıştır.
8. Geleceğe dair plan yapamama
Psikopatlar gerçekçi uzun dönem plan yapma konusunda genelde başarısızdır. Ayrıca planlara sadık kalamazlar.
9. Şiddet
Psikopatlar, daralmaya asla dayanamazlar ve bunun sonucunda kolayca agresifleşerek çevresine fiziksel zarar vermeye çok meyilli olurlar.
Kaynak: 1