Birçok insan hayatının belli dönemlerinde depresyon ya da diğer ruhsal hastalıklarla mücadele ediyor. Ancak çoğu zaman ünlü isimlerin bu gibi problemler yaşamadıklarını, çok para kazandıkları ve çok sevildikleri için iyi olduklarını varsayıyoruz. Durum ne yazık ki böyle değil. Onlar da her insan gibi ruhsal karmaşalar yaşıyorlar, korkuyorlar, üzülüyorlar ve büyük ruhsal hastalıklarla mücadele ediliyorlar. Yani şöhret, para ve çok sevilmek ruhsal problemleri önlemiyor. Bakalım hangi ünlüler hangi problemlerle savaşıyor…
1. Ryan Reynolds – Anksiyete
Başarılı oyuncunun anksiyete ile savaşı geçmişinde oldukça zor zamanlar geçirmesine neden oldu. “Doktora gittim çünkü nörolojik bir problemden dolayı bu şekilde acı çektiğimi düşünmeye başlamıştım. Ancak gittiğim her doktor anksiyetem olduğunu söyledi.” diyor Ryan Reynolds. Zamanla şöhretin getirdiği kaygıyı atlatsa da sinir sistemine çok dikkat etmek gerektiğini, bu yüzden ormanda yaşadığını söylüyor.
2. Russell Brand – Bulimia (aşırı yeme bozukluğu) ve Bipolar
Bipolar bozukluk için ağır ilaçlar kullanan komedyen Russel Brand, yeme bozukluğuyla ile çok savaştığını söylüyor. “Bulimik olmak çok zor ancak ondan kurtulmaya karar verdiğimde aşırı kilo verdim. Hep şişko bir çocuktum, obezite değil ama tombul.” diyor.
3. Halle Berry – Depresyon
Oscar ödüllü oyuncu Halle Berry, eski eşi David Justice’e boşanma davası açtıktan sonra derin bir depresyona sürüklendiğini ve uzman yardımı aldığını söylüyor. Terapi seanslarında ise depresif düşüncelerle yüzleşerek onlarla savaşmaya çalışan Halle Berry, terapinin kendinize yarım etmeye değil hayattaki zorluklar savaşmanın taktiklerini öğrenmeye yaradığını söylüyor.
4. Kesha – Yeme bozukluğu
Birçok kişi yeme bozukluğunun ruhsal bir hastalık olmadığını düşünür. Kesha ise bu hastalıkla savaşanlardan biri. Hatta tedavi olmak için bir rehabilitasyon merkezinde kaldı. Oradaki ilk gününün ise hayatının en korkunç günü olduğunu söylüyor. “İşimin bir parçası da vücudumun düzgün ve güzel olmasıydı. Bunu yapmak için vücudumu mahvettim. Vücuduma sağlıklı ve güçlü olmak için gereken enerjiyi sağlamadım.” Ancak Kesha bu takıntının sadece kendisiyle alakalı olmadığını, bir yapımcının kendisine “şişman buzdolabı” dediğini söylüyor.
5. David Beckham – Obsesif Kompulsif Bozukluk
David Beckham da obsesif bozukluğu olduğunu açıklayarak futbol maçlarına çıkmadan kaldığı otel odalarında her şeyi mükemmel hale getirmeye çalıştığını, meşrubat kutularını sıraya koyma konusunda bağımlı olduğunu anlattı.
6. Kristen Bell – Depresyon
Başarısız olduğu zamanlarda kendini kötü hisseden ve bunu atlatamayan oyuncu Kristen Bell, depresyonu terapiyle atlattığını söylüyor ve ekliyor “Herkese, kimsenin mükemmel olmadığını, kusursuz bir hayata sahip olmadığını hatırlatmak gerekiyor”
7. Lady Gaga – Travma Sonrası Stres Bozukluğu
Lady Gaga, LGBTİ haklarını savunmasıyla öne çıksa da son dönemde travmatik stres bozukluğuna da dikkat çekiyor. Bunun en büyük sebebi ise tecavüze uğraması. Olayla ilgili “Kendi travmam başkasının travmasını anlamama yardımcı oldu.” diyor.
8. Kendrick Lamar – Depresyon
Grammy ödüllü rapçi Kendrick Lamar başarılı bir müzik kariyerine sahip. Müziğini ise kendi intihar, depresyon gibi düşünceleri üzerine konuşmak için kullanıyor. “Compton’dan gelen bir çocuk olarak dünyadaki tüm başarıları elde edebilir ancak yine de değerinizi sorgulayabilirsiniz.” diyor ve şarkıları konusunda bir ekleme yapıyor: “Bazı çok karanlık anlar var. Bütün güvensizliklerim ve bencilliklerim ve hayal kırıklıkları… Ama yardımcı oluyor.”
9. Adam Levine – Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu
“Yaşamım boyunca bununla mücadele ettim. Okula gitmek, oturmak, odaklanmak benim için çok zordu. Okulda yaşadığım zorluklar nedeniyle hayal kırıklığına uğradım. Gerçekten mücadele ediyorum.” diyen sanatçı bir yetişkin olduğunda da şarkılar yazmakta ve stüdyo kayıtları sırasında çok zorlandığını söylüyor. İlk albümünde ise bir süre sıkışıp kalan sanatçı doktor yardımıyla daha iyi.
10. Kerry Washington – Depresyon
Oyuncu Kerry Washington, bir dergiye verdiği röportajda depresyonla mücadelesini anlattı. Sebebi ise annesi göğüs kanseriyle savaşırken duyduğu korku ve endişeydi. Daha sonraları yeme bozukluğuyla mücadele etti. Daha sonra yoğun bir terapi süreci başladı. “İşler ne kadar kötü giderse gitsin, diğer yandan her şeyin iyi olacağını biliyorum” diyor.
11. Leonardo DiCaprio – Obsesif Kompulsif Bozukluk
The Aviator’da obsesif kompulsif karakter Howard Hughes’ı canlandırdıktan sonra hastalığı nüksetti. Hastalığını anlatırken “Tamam, komik oluyorsunuz. Yerde gördüğünüz her sakız lekesine basmak zorunda değilsiniz” diyerek aslında ne derece takıntılı olduğunu ve sırf bunu yapmak için metrelerce geri yürüyebileceğini söylüyor. Hughes rolünü oynarken hastalığını tetiklediğini görebiliyor ve kendini zorluyordu. Arkadaşları onun için çok endişelense de DiCaprio’yu kontrol etmek hiç kolay değildi.
12. Adele – Doğum sonrası depresyon
Oğlunu kucağına aldıktan sonra ağır bir depresyon geçiren Adele, tekrar ilaçlara dönmeyi reddetti. Bunun yerine en yakın arkadaşına anlatmayı denedi. Depresyonunu bu şekilde atlattı. Ancak şarkıcı 10 yaşından beri terapiye gidiyor ve depresyonla savaşıyor.
13. Jim Carrey – Depresyon
Ustalıkla kullandığı mimikleriyle tanıdığımız başarılı oyuncu uzun süredir depresyonla savaşıyor. İlk olarak 2004 yılında depresyonla olan savaşını anlatan sanatçı, bir röportajında mizah anlayışının üzüntüsünden çok daha uzakta ve üzüntüsünün dışında olduğunu fark ettiğini söylüyor ve ekliyor: “Hasta bir annem vardı, onu iyi hissettirmek istedim”. Bu cümleler eğlenceli kişiliğinin arkasına sakladığı depresyonunu açıklıyor.
14. J.K. Rowling – Depresyon
Dünyanın en ünlü ve başarılı yazarlarından kabul edilen ve Harry Potter serisinin yaratıcısı olan J.K. Rowling, 20’li yaşlardan henüz yeni bir anne ve mücadeleci bir yazarken depresyonla mücadele ettiğini ve intiharı bile düşündüğünü söylüyor. Evlendikten 2 yıl sonra baş gösteren depresyon sırasında bebeğiyle başka bir yere taşınmak ve yeni bir hayat kurmak zorunda kaldı. Klinik seviyede depresyon geçiren yazar, “Bu bir uyuşukluk, soğukluk ve tekrar mutlu hissedeceğinize inanmama hali olarak tanımlanabilir. Hayattan tüm renkler alınmış gibi” diyor.