Koronavirüs pandemisi iki yılı aşkın bir süredir devam ediyor. Bu süre içinde gündeme gelen en popüler kavramlardan biri de hiç kuşkusuz “psikolojik dayanıklılık” oldu. Saatlerce çalışan sağlık çalışanları hakkında yapılan haberlerde ve tam kapanma dönemlerinde siyasetçilerin halktan güçlü durmalarını istediği açıklamalarda bu kavram sık sık kullanıldı. Ekonomik ve siyasi krizler, savaşlar, koronavirüs endişesi ve daha birçok şey nedeniyle “psikolojik dayanıklılık” kavramı popülerliğini korumaya devam ediyor. Peki bu kavram tam olarak ne anlama geliyor ve dayanıklı olmak için neler yapılabilir? Detaylara birlikte bakalım.
San Francisco merkezli akıl sağlığı platformu Modern Health’ten psikolog Jessica Jackson; dayanıklı olmayı, olumsuz bir deneyimi yüksek stres seviyesiyle yaşamak olarak tanımlıyor
Jackson’a göre bu kadar yüksek bir stres seviyesiyle uzun bir süre boyunca faaliyetlerimizi sürdüremeyiz: “Dayanıklılığın inşası konusunda da şunu belirtmek gerekiyor: Dayanıklılık her zaman sert olmak anlamına gelmiyor; dinlenmek de, kırılganlık da, duyguları işlemek de dayanıklılığı sağlayabilir. Bu sayede stresli durumlarda daha rahat yolumuzu çizebiliriz.”
Independent Türkçe’nin CNBC’den aktardığı habere göre, Jackson ve psikiyatrist Samantha Boardman, akıl sağlığını ve psikolojik dayanıklılığı güçlendirmek için şu tavsiyelerde bulunuyor?
1. Her sabah kendinize beş dakika ayırın
Ailemize ve arkadaşlarımıza sık sık nasıl olduklarını soruyoruz. Peki bu soruyu kendimize soruyor muyuz? Tükenene kadar, duyguları görmezden gelip hayatı otomatik bir şekilde yaşamak neredeyse hepimizin alışkanlığı. Bu durumun önüne geçmek için her sabah kendinize bazı sorular sorun: “Nasıl hissediyorum, bugün neye ihtiyacım var?” Bu soruların yanıtlarını düşünmek, yıkıcı duygularla yüzleşmenizi sağlayabilir. Bu ise stresten arınmanıza ve gerekli değişiklikleri yapmanıza yardımcı olabilir.
2. Pozitif anlar yaratın
İnsan beyni güzel anlar yerine, olası tehditlere odaklanıyor. Boardman, bu kötü alışkanlıklar yerine pozitif anlar yaratmayı tavsiye ediyor. Örneğin sizi mutlu eden kişilerle görüşebilir ya da en sevdiğiniz müziği dinleyebilirsiniz. Boardman bu konuda şunları söylüyor: “Anlamlı bir bağ ya da canlandırıcı bir aktivite, kaçınılmaz bir şekilde karşılaşacağımız stresle bizim aramızda tampon görevi görerek dayanıklılığımızı artırıyor.”
3. Teknolojiyle ilişkinizi bir kere daha düşünün
Sosyal medya platformları çağımızın vazgeçilmez bir parçası. Bu nedenle bu uygulamalar çoğu insana eğlenceli geliyor. Ancak yapılan araştırmalar sosyal medya platformlarının kaygı ve depresyonla ilişkili olduğunu gösteriyor. Elbette internetten tamamen uzaklaşmak mümkün değildir. Fakat iş dışında internet kullanımını belirli bir süreyle sınırlandırabilirsiniz.
4. Sınırlarınızı çizin
Uzmanlara göre, psikolojik dayanıklılık için sınır çizmek oldukça önemlidir. Peki sınırı nasıl çizersiniz? Hayatınızda neyi isteyip neyi istemediğinizi belirleyerek sınırlarınızı çizebilirsiniz. Bu konuda psikolog Jackson şu ifadeleri kullanıyor: “Dayanıklılık çoğu zaman dışa bağımlı olmamakla karıştırılıyor. ‘Ufaldıkça ufalayım ki diğerlerine destek olabileyim’ düşüncesi gibi… Ancak dayanıklılık daha çok kendi ihtiyaçlarınıza önem vermekle ilgili.” Örneğin bir arkadaşınıza buluşmak için söz verdiniz. Fakat eve geldiğinizde kendinizi yorgun hissediyorsunuz. Böyle durumlarda arkadaşınızla buluşma planınızı farklı bir tarihe erteleme konusunda sorun yaşamamalısınız. Sınır çizmek başlangıçta size zor gelebilir. Fakat ihtiyaçlarınıza kulak vermek için “hayır” diyebilmek fazlasıyla önemlidir. Böylece size kötü hissettiren şeylere zaman harcamamış olacaksınız ve bu da kendinizi daha mutlu hissetmenizle sonuçlanacak.
Kaynak: 1