Bazı kitaplar yaşamınıza dokunarak, hayatınızı değiştirebilir. Alanında uzman pek çok kişi, hayatınızdan memnun değilseniz olaylara farklı açılardan bakmanızı ve kendinizde bazı özellikler değiştirmenizi öneriyor. “I Want and I Will: Accepting Yourself, Loving Life, and Becoming Happy” isimli kitabın yazarı ünlü psikolog Mikhail Labkovskiy de hayatınızı değiştirebilecek uzmanlardan biri. Yulia isimli bir kadın da ünlü psikologun hayatla ilgili 6 öğüdüne bir hafta boyunca uymayı denedi. Hayatında değişenleri ise Bright Side ile paylaştı. Biz de sizler için Yulia’nın deneyimlerini Bright Side’dan derledik. Keyifli okumalar!
Kural 1: İstediğinizi yapın
Yulia, Mikhail Labkovskiy’nin kurallarının çok basit olmasına rağmen onları uygulamakta zorlandığını söylüyor. Birinci kural olan “İstediğinizi yapın” hakkında ise deneyimlerini şöyle paylaşıyor; “Uzun zamandır, tüm gelirimi biriktirmek ya da yiyecek, hizmet ve benzeri şeyler için harcamak yerine kendime harcamak istedim. Tüm paramı 3 günde harcadım ve sonra eşimin maaş çekinin 3 gün gecikeceğini öğrendim. Korkunç bir andı ve çok gergindim. Kendimi sakinleştirmek için aldığım elbiselerden birini giydim ve süper pahalı yeni bir ruj kullandım. Tüm bunları hak ettiğimi ve bunu sadece bir kez yapabileceğimi ve her şeyin yolunda gideceğini söylüyordum kendime. Açıkçası çok etkili olmadı. Aklım bana bir hata yaptığımı söylüyordu. Bu kadar sorumsuzca bir şeyi nasıl yapabilirdim? Sonuçta bizim çocuklarımız var.”
Yulia, sonraki günlerde hala kurala göre yaşamaya ve sadece yapmak istediği şeyleri yapmaya devam etti. Ancak bunları para olmadan yapmak neredeyse imkansızdı. İşe gidiyordu ve bir fincan kahve almak istiyordu. Ancak sonra neredeyse tüm parasını bitirdiğini hatırlıyordu. Kızına doğum günü için yeni bir elbise almak istedi fakat yine para problemiyle karşılaştı.
Sonuç olarak ise Yulia bu deneyimle ilgili şunları söylüyor; “Evet, kendim için bir şeyler yapmak güzeldi. Ancak sert gerçekler bu kuralı benim için tamamen paramparça etti. Gerçek dünyada tek başına değilsin, sorumlulukların var ve bunları hesaba katmalısın. Ayrıca 2-3 defa istediğiniz bir şeyi yaptıktan sonra aldığınız memnuniyet azalıyor. Yapmak istediğim pek çok şeyi yapamadım. Karşılayabileceğiniz en az 5 dilek dilemeye çalışın.
Kural 2: Yapmak istemediğiniz şeyleri yapmayın
Yulia bu kuralla ilgili deneyimlerini de şu şekilde anlatıyor; “İş yerinde beni her zaman kızdıran bir meslektaşım var. Bu yüzden nihayet resmi iş gereksinimlerimin ötesinde hiçbir şey yapmayacağımı söyledim. Çok sinirlendi ve hakkımda dedikodular yaymaya başladı. Bu yüzden daha önce, diğer meslektaşlarımla hiç sorun yaşamadım ama şimdi çoğu benimle konuşmuyor ve beni yemeğe davet etmiyor.
Evde de işler iyi gitmedi. Her yıl baharın başında eşimin akrabalarıyla birkaç günlüğüne şehir dışına çıkıyoruz. Kocam ve çocuklarım bu etkinliği seviyor ancak ben sevmiyorum. Çünkü çok iş yapmam gerekiyor. Bu sefer kocamdan bensiz gitmesini istedim. Kocam üzüldü ve benimle konuşmayı bıraktı, çocuklarım da üzüldü, akrabalarım ise bana kızdı. Kendimi banyoya kapattım. Sonra gittiler ve ben dairede yalnız kaldım. Biraz suşi sipariş ettim ve kocamın benimle asla izlemek istemediği bir filmi izlemeye başladım. Yeni keşfettiğim yalnızlığım ve sessizliğimle eğlenmek istedim ancak yapamadım. 3 gün boyunca, kuralları çiğniyormuşum gibi hissettim. Sonuç olarak; akrabalarımla gitmeyi reddetmek acı vericiydi. Bunu tekrar yapmayacağım. Ama bunu uzun süredir yapmak istediğim için meslektaşıma “hayır” demek güzeldi. Yani bu kuralı bana çok yakın olmayan insanlarda kullanacağım.”
Kural 3: Bir şeyden memnun olmazsanız bunu hemen söyleyin
“Ailem, kimsenin bulaşıkları yıkamamasından, kimsenin çöpü atmamasından ve kimsenin temizliğe yardım etmemesinden nefret ettiğimi çabucak anladı. Açıkçası, hem kendim hem de ailem için sürpriz olan birçok duyguyu bastırıyordum.” diyor Yulia.
Bir şeyden memnun olmadığınız takdirde bunu dile getirmek ve istemediğiniz şeyleri yapmamak sizi özgürleştirebilir. Ancak tabii ki bu kuralı uygularken çevrenizle ilişkinize dikkat etmelisiniz. Yulia ailesine memnun olmadığı şeyleri söyledikten sonra komşularına da hoşuna gitmeyen şeyleri belirtti; “Neredeyse her gün komşumla yürüyüşe çıkardım. Çocuklarımız aynı yaşta ve oyun alanında birbirimizi görüyoruz. Her nasılsa, arkadaş olduğumuzu düşündüler ve sık sık bizim evimize gelip, gece geç saatlere kadar kalmaya başladılar. Ben bu tarz iletişimlerde içe dönük olduğum için daha önce söyleyememiştim. Ancak komşum yine birgün evimize geldiğinde kuralı uyguladım ve ona; “Üzgünüm, bu uzun misafirliklerden dolayı eşim ve çocuklarımla daha az vakit geçirmeye başladım. Yarın dışarıda buluşalım, tamam mı?” dedim. Ertesi gün karşılaştık ve her zamanki gibi onunla konuştum. İlişkimiz biraz gerginleşti ama bizim evimize gelmeyi bıraktı. Sonuç olarak; çocukluğumuzda sevmediğimiz şeyler hakkında dürüstçe konuşabiliyoruz ancak yetişkin olduğunuzda bu zorlaşıyor. Başkalarını memnun etmek için sevmediğimiz şeyler yapmaya zorlanıyoruz. Aslında insanlara karşı dürüst olursam ve doğrudan düşüncelerimi söylersem bundan nefret edeceklerini ve benimle konuşmayı bırakacaklarını düşünürdüm. Ancak bununla yaşayabilecekleri ortaya çıktı. Ve beni olduğum gibi kabul edemeyecek kişilerin zaten muhtemelen hayatımda olmaması gerekiyor. Yani bu kurala alışıyorum. Sevmediğimiz şeyleri başkalarına kesinlikle söylemeliyiz.”
Kural 4: Fikriniz sorulmadıkça konuşmayın
Bazen birilerine sorunlarımızdan bahsederken ondan nasihat almak değil, yalnızca bizi dinlemesini isteriz. Bunu hemen hemen hepimiz birçok kez yaşamışızdır. Bu nedenle birilerini dinlerken de aslında onlar fikrimizi istemedikçe fikir belirtmememiz gerekiyor.
Yulia bu kural hakkındaki deneyimlerini de şu şekilde aktarıyor; “Sık sık sorunları hakkında konuşan ve ne yapacağını bilmediğini söyleyen bir kız tanıyorum. O kadar çok yapıyor ki, kaçınılmaz olarak ona ne yapacağını söylemek zorunda kalıyorum. Ben de bunu yaptım ve tam tersini yaptığını öğrendiğimde kızdım. Bu durum yıllarca sürdü ve aynı şeyi tekrar tekrar yaşadık. Beni arar, saatlerce şikayet eder, tepki verir ve fikrimi isterdi. Düşüncelerimi ona iletirdim. Sonra söylediğim gibi yapmadığı için kızardım. Bu son kez tekrarlandığında ve o yine bana sorunlarını anlattığında ona fikirlerimi söylemekten vazgeçip; “Sana ne söyleyeceğimi bile bilmiyorum” gibi bir şey söyledim. Sonra bir saatini diğer 3 arkadaşı tarafından kendisine sunulan aptalca fikirler ve nasıl çok farklı bir şey yapmayı planladığı hakkında konuşarak geçirdi. Bunu dinlerken daha önce o aptalca fikirler veren kişiler listesinde olduğumu fark ettim. Sonuç olarak; size sorulmayan şeyler hakkında konuşmamak oldukça zor. Ancak içten içe insanların ne zaman yalnızca dinleyici olmamızı istediklerini, ne zaman fikrimizi belirtmemizi istediklerini biliyoruz. Böylece farkı net bir şekilde görmeyi öğrendim. Ancak arkadaşım bana olan ilgisini kaybetti. Çünkü artık benimle konuşabileceği hiçbir şey yoktu. Ben de onun gibi insanlarla ilgilenmediğimi fark ettim. Sadece duygularımı kullanıyorlar ve aslında tavsiyeme ihtiyaçları yok.
Kural 5: Soruları basitçe yanıtlayın
“Bu kuralı düşünmeye ve davranışımı analiz etmeye başladığımda, sık sık sohbetimde dolaşıp en basit soruları yanıtlayacağımı fark ettim. Bir keresinde kocam ertesi gün süpermarkete gidip gitmeyeceğimi sordu ve ben de ona o günkü planlarımı anlatmaya başladım. Sonra sıkılmış gözlerini fark ettim ve durdum. Bu çok ciddi bir farkındalıktı. Ancak sonra bu kısa cevapların sadece erkekler için iyi olduğunu anladım. Kadın arkadaşlarımın çoğu sohbet etmekten memnun kalıyordu. Birkaç kez cevaplarımda spesifik olmayı denedim ancak bu onları üzdü, onlarla konuşmak istemediğimi düşündüler. Özetle, bu kuralı yalnızca erkeklerde kullanıyorum. Erkeklerin aksine bizler pek çok konu hakkında daha derinlemesine konuşmak istiyoruz.”
Kural 6: İlişki sorunlarını tartışırken kendi duygularınızdan bahsedin
“Bu kuralı teoride uzun zamandır biliyordum. Bu, başkalarının duygularını incitmemek için bir yol ancak gerçek hayatta, özellikle de bir tartışmanın ortasında bunu uygulamak zor… “Güvenilir biri olmadığını biliyorum.” demek yerine “Çocukları okuldan almayı unutan sensin!” gibi bir şey söylemek daha kolay.
Bir keresinde kocamla bir şey hakkında tartışmaya başladık. Her zamanki gibi yüksek sesle konuşuyorduk ancak sonra yeni bir hayatım olduğunu hatırladım. Bağırmayı bıraktım ve kavga ettiğimizde kendimi yalnız ve kaybolmuş hissettiğimi söyledim. Kocam şok oldu. Sessizleşti ve sonra yanıma oturdu. Uzun zamandır konuşmamışız gibi konuştuk. Sonuç olarak bu kural kesinlikle işe yarıyor. Son zamanlarda çok kavga ediyorduk ama şimdi tartışmalarımız farklı bir seviyede; bağırmıyoruz, sorunları konuşuyoruz. Ayrıca birbirimizi suçlamamaya çalışıyoruz.”
Yulia tüm bu deneyim içinse şunları söylüyor; “Bu deneye başlarken eğlenceli, aydınlatıcı ve kolay olmasını bekliyordum. Yanılmışım, gerçekten zordu . Hayatımla ilgili bazı şeyleri değiştirmek istedim ve dürüstçe tüm kurallara uymaya çalıştım. Ancak davranışlarınızı fark edip, durdurmak ve değiştirmek için çok güçlü bir insan olmanız gerekiyor. Ayrıca, ahlaki açıdan da her zaman iyi hissetmedim. İnsanlara neyi sevdiğimi ve neyi sevmediğimi söylemek zor. Bazı şeyler beni çok kötü hissettirdi, mesela iş arkadaşlarımla ilişkim hala kötü. Şimdi yeni bir iş bulmam ya da başka bir şubeye geçmem gerekiyor, bunu istiyorum. Sanırım tüm kuralları harfi harfine uygularsam ailemi ve işimi kaybederim. ”
Kaynak: 1