Prezervatifin ham maddesi yıllar içinde değişim gösterse de bu ürünler binlerce yıldır kullanılıyor. Gerçekten de tarihçiler prezervatif kullanımını M.Ö. 15.000’e kadar geriye götürüyor. Bu ürün ilk başlarda hastalıkların bulaşmasını önlemek için kullanılıyordu. Nispeten yakın zamanlarda prezervatifin birinci işlevi doğum kontrolünü sağlamak oldu. Prezervatifler önce hayvan bağırsağı kullanılarak üretiliyordu. Sonradan pahalı ve ulaşılması zor bir metaya dönüştü. Şimdilerde ise ucuz ve tek kullanımlık ürünler olarak satılıyor. Peki prezervatifin kökeni hakkında ne biliyoruz? Hangi teknolojik gelişmeler prezervatife son şeklini verdi?
Prezervatif (kondom) kelimesinin kökeni konusunda farklı açıklamalar bulunuyor
Kelime, Latince “kap/kılıf” anlamına gelen “condus” kelimesinden türemiş olabilir. Ya da Farsça “hayvan derisi” anlamında kullanılan “kondu” kelimesi, sözcüğün kökeni olabilir. Aynı zamanda bazı tarihçiler, bu sözcüğün, Kral II. Charles’a doğum kontrol yöntemleri konusunda tavsiyelerde bulunan Dr. Condom’a işaret ettiğini iddia ediyor. Kelimenin kökeni nereden geliyor olursa olsun M.Ö. 15.000 civarında prezervatifin kullanıldığı kanıtlanmış durumda.
Uzmanlar, Fransa’daki Grotte Des Combarelles mağaralarındaki duvar resimlerinde prezervatif kullanan bir adamın tasvir edildiğini iddia ediyor
Ancak bunun gerçek bir kondom olup olmadığı konusunda tartışmalar bulunuyor. Bazı bilim insanları resimdeki tasvirin prezervatif olduğunu söylerken diğerleri farklı bir nesne olabileceğini belirtiyor.
Antik Yunanlılar ilk kadın prezervatifini icat etmiş olabilir
M.S. 4’te yazılan Antoninus Liberalis’in Metamorfozları’nda konuyla ilgili tuhaf bir hikaye anlatılıyor. Hikayeye göre Girit Kralı Minos’un sperminde “yılanlar ve akrepler” bulunuyor. Minos ise yılanlar ve akrepler tarafından taşınan her türlü hastalığın bulaşmasını engellemek için kadınların vajinasına bir keçi mesanesi yerleştiriyor. Öte yandan Antik dünyada Mısır halkının da prezervatif kullandığını tasvir eden resimler bulunuyor.
Yıllar sonra Japonya’da da benzersiz bir yaklaşım benimsendiği görülüyor. 15. yüzyıl Japonya’sında penis başı prezervatifleri yaygın olarak kullanılıyordu. Bu ürünler sadece penisin ucunu kapatıyordu. Bu prezervatifler, Çin’de kuzu bağırsağından ve yağlı ipek kağıtlardan yapılıyordu. Japonya’da ise kondom üretmek için kaplumbağa kabukları ve hayvan boynuzları kullanılıyordu.
15. yüzyıldaki frengi salgınından sonra prezervatife olan ilgi artmaya başladı
Tarihte kondoma ilişkin en net açıklama, İtalyan fizikçi Gabrielle Fallopio (Fallop tüpünü keşfeden kişi) tarafından yazılan bir metinde yapıldı. Metnin yazıldığı dönemlerde frengi salgını Avrupa’yı kasıp kavuruyordu. Bu metinde ise penis başını örtmek için kullanılan keten bir kılıfın, kimyasal bir solüsyona batırılması gerektiği anlatılıyordu. Aynı zamanda kılıfın kurdeleyle sabitlenmesi tavsiye ediliyordu.
Prezervatiflerin fiziksel olarak kullanıldığının en eski kanıtı ise Dudley Kalesi kazılarında elde edildi. 1983 ve 1993 yılları arasında yapılan kazılarda, bir tuvaletin giderinde 10 adet hayvan derisinden yapılmış kondom bulundu. Bunların 5 tanesi kullanılmıştı, geri kalanı ise kullanılmamış bir şekilde iç içe duruyordu.
18. yüzyıla gelindiğinde, prezervatiflerin doğum kontrolü konusunda ne kadar etkili olduğu anlaşıldı
O dönemlerde seks işçileri kondom kullanımı konusunda bilinçliydi. Ancak diğer insanlar arasında henüz yaygınlaşmamıştı. Özellikle Marquis De Sade, Giacomo Casanova ve John Boswell gibi yazarların sıkça kondomdan söz etmesi, bu ürünlerin tanıtımına katkı sağladı. Ancak prezervatif üretmek o dönemlerde oldukça pahalıydı. Bu nedenle sadece zenginler kullanabiliyordu.
Kauçuğun vulkanizasyonu prezervatif üretiminde devrim yarattı
19. yüzyılın ortalarında, kauçuk üretimindeki büyük gelişmeler, prezervatiflerin seri bir şekilde üretilmesine yardımcı oldu. Bununla birlikte vulkanizasyon, üretimde devrim yaratarak prezervatifleri daha güçlü ve daha yumuşak hale getirdi. Vulkanizasyon, kimyasal-teknik bir yöntemle kauçuğu daha dayanıklı bir malzemeye dönüştürme işlemini tanımlıyor. İlk kauçuk prezervatif 1855’te ortaya çıktı ve 1860’larda dünya genelinde üretilmeye başladı.
Kondom üretimi, dağıtımı ve kullanımında yaşanan patlama, Amerika’da büyük tepkilere yol açtı. 1873 yılındaki Comstock yasaları doğum kontrolünü fiilen yasakladı. Böylece prezervatifler karaborsaya düştü ve bu durum cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlarda büyük bir artışa yol açtı. Ancak I. Dünya Savaşı sırasında bu hastalıklar nedeniyle binlerce asker hayatını kaybetti. Bu nedenle tekrar prezervatif kullanımı teşvik edildi.
1937’de ABD Gıda ve İlaç İdaresi, prezervatiflerin etkili bir koruyucu yöntem olduğunu kabul etti
O tarihten sonra prezervatif üretiminde daha hassas davranılmaya başlandı. Daha önce bu ürünlerin yaklaşık dörtte biri kontrol edilirken artık her ürünün testten geçmesi gerekiyordu. 1960’lar ve 1970’lerde, prezervatif satış ve reklamlarına ilişkin yasaklar kalkmaya başladı. Yavaş yavaş ülkeler de doğum kontrolüne karşı çıkan yasalarını kaldırıyordu. Nihayetinde 1978 yılında İrlanda ilk kez prezervatiflerin yasal olarak satılmasına izin verdi. 1962’de kadın doğum kontrol hapının icat edilmesiyle prezervatiflerin kullanımında bir miktar düşüş yaşandı. Ancak 1980’lerdeki AIDS salgını, prezervatif satışlarını tekrar artırdı. O tarihten sonra güvenli seksin olmazsa olmazı arasında gösterilmeye başlandı.
İlginizi çekebilir:
Sıcak Taştan Cıvaya: İnsanlığın Doğum Kontrol Yöntemi ile Sınavı
Kaynak: 1