“Oha benim de vardı bundan bir adet!” diyeceğiniz, bir aşk türü bu platonik aşk. Herkesin bir defa tatmış olduğu veya tatması gereken, belki çocukluk aşkından bile önce gelen, anlayana aşkların en güzeli en hatırda kalanı. Kendin çalar kendin oynarsın. Elde etmek pek de önemli değildir aslında. Bir süre sonra sevmeyi sevdiğini fark edersin.
Platonik aşk koparmadan çiçek koklamaya benzer. Koparmadığınız sürece güzel kokusu ve görüntüsü gitmez. Neyse daha fazla lafı uzatmadan:
1. Sabah gözlerini açıp, gece kapatana kadar onu düşünürsün.
2.O başkalarıyla takılırken ses çıkaramamanın çaresizliği vardır üstünde.
3. Ama platonik aşk sevgili olmaktan kat kat daha heyecanlıdır. Hele ki hayal gücün gelişmişse, sınırsızca hayal kurabilir ve mutlu olabilirsin.
4. Alışkanlıkların değişir: “Cuma gelsin tatil yapalım” diyen sen, “Pazartesi gelsin de onu göreyim” demeye başlar.
5. Aslında yakın olmadığın gerekli gereksiz kim varsa konuşmaya başlarsın.
6. Resmen bir sosyal medya uzmanı olursun.
Platonik bir aşkın ardından ajansta çalışsan yeridir, o derece yani. O süreç içerisinde malum kişinin hesaplarındaki bütün aksiyonları an be an inceledin. RT’ler, fav’lar, mention’lar derken resmen bir analist olmuşsun güzelim sen.
7. Yüzyüze bir şeyler söylediğinde veya Whatsapp’tan bir şeyler yazdığında bir çuval inciri berbat etmene kadar gidecek bir apışma söz konusu olabilir.
8. Yakın arkadaşlarından hoş olmayan sesler çıkar.
“Ooooo kanks, oooo başkan, şşşşt şşttt bak bak seninki”
9. Analiz kabiliyetin bir hayli yükselir. Karşıdakinin sesini, bakışını, gözlerini, tavırlarını ve dahasını çok çok iyi bilirsin.
10. Süper iyi niyetli ses tonu ile konuşursun.
Öylesine naif, öylesine dokunaklı…
11. Anlam yükleme konusunda resmen master yaparsın.
12. En ufak şeylerden büyük sonuçlar çıkartırsın.
Bir esprine gülmeyiversin. “Hah işte bak işte o da benden hoşlanıyor Sedat” tarzı tepkilerin ağzından eksik olmaz.
13. Artık umursamayacağına dair bol bol kendine söz verirsin.
14. Olası bir karşılaşma için bütün planları iptal edebilirsin.
15. Sürekli onun içinde olduğu bütün etkinliklere katılırsın.
“yaaaa Miro geliyormuş, çok iyi gitmesek mi?”
16. İletişim kurmak için sürekli bir bahanen vardır: “ya sen şunu seviyordun sana bir sorayım dedim”
“Ya bu konuda ne düşünüyorsun? Hani, sen bununla ilgili şöyle bir şey demiştin ya ondan sana sordum. ”
17. Bol bol “ben bunları hak edecek insan mıydım?” veya “ben bu değilim lan…” triplerine girersin.
18. Küçük şeylerden mutlu olmayı ve beklemeyi öğrenirsin.
19. Birilerine karşı bir şeyler hissedebildiğini hala nefes alabildiğini fark edersin.
20. Kötü yanlarını değil, hep iyi yanlarını görür onu resmen kutsal bir varlık haline getirirsin.
21. Odaklanma kabiliyetin sıfıra iner.
İş güç, ders falan yalan şekerim.
22. Bariz özgüven ve cesaret kaybı yaşarsın.
23. Görünce nefes alamamak ve gözlerine bakamamakta cabası.
24. Uzaktan izleyip bir gün fark edilebileceğinin umuduyla yaşarsın.
25. Unutmayı istemezsin ama hoşuna da gider bu değişik durum.
26. Sürekli empati yaptığından dolayı kendine yakınlaşır kendini anlarsın.
27. Sabah evden çıkarken mantığı evde bırakırsın. Ve imkânsızlaştıkça saplantıya döner bu durum.
28. Yakın arkadaşların platonik aşkından dolayı kafalarının ütülenmesinden sıkılmıştır.
29. Kimi zaman iki tarafta sevmesine rağmen, iki taraf da bunu fark edemeyecek kadar leyladır.
30. O kişiyi sık sık rüyalarında görür, mükemmel hayaller kurarsın.
31. Suratında sürekli ablak ablak bir gülümseme vardır.
32. Herhangi bir insanla konuşurken kendin gibi davrandığından dolayı problem olmuyorken, onunla konuşmaya çalışırken resmen saçmalarsın.
Az önce ben ne dedim yaaa?!?!?!
33. Peki ne mi olur bu aşkların sonucunda?
- Dayanamayıp ilan-ı aşk edebilirsin.
– Reddedilip totonun üstüne oturabilirsin.
– Olumlu cevap alıp yeni aşklara yelken açabilirsin. - Konuşamayıp kalbine gömersin o zaman
- Ya da yıllarca unutamayıp fallarda ümidi ararsın.