Tarih boyunca, edebiyat eserlerinde veya sinemada yaratılan pek çok kurgu karakter büyük bir üne kavuştu. İlk defa İtalyan yazar Carlo Collodi tarafından kaleme alınan “Pinokyo’nun Maceraları” isimli eserde ortaya çıkan Pinokyo da tarihin gördüğü en önemli kurgusal karakterlerden biri!
Pinokyo, karakterinin oluşturulmasının üzerinden uzun yıllar geçtiği halde bugün bile tüm dünyanın yakından tanıdığı bir karakter. Elbette bunda, Pinokyo’nun yıllar boyunca pek çok farklı sanat eserinde görünmesinin de payı var. Sinema filmleri, animasyonlar, hikâyeler, resimler, müzik eserleri… Belki de Pinokyo’nun yıllardır bu kadar sevilmesindeki en önemli neden; biraz yaramaz fakat son derece sevimli bir kuklanın, gerçek bir çocuğa dönüşmek istemesini anlatan sıcak, duygusal ve samimi hikâyesidir! Fakat işin aslı biraz farklı. Çünkü Pinokyo’nun hikâyesi hiç de duygusal veya yürek ısıtan cinsten değildi! Aksine Pinokyo’nun Maceraları daha çok, karanlık bir korku hikâyesine benziyordu! Ayrıca ilk başta Pinokyo, masum veya sevimli bir karakter de değildi!
Pinokyo, -her yalan söylediğinde burnu uzadığı için- yalan söylemenin kötülükleri hakkında “çocuklara öğütler” niteliği taşıyor! Ancak gerçek hikâyede, Pinokyo’nun burnu yalnızca bir defa uzuyordu! Kısacası, Pinokyo’nun gerçek hikayesi bugün bilinenden oldukça farklıydı. Elbette, Pinokyo’nun hikâyesindeki bu değişimin bazı önemli nedenleri vardı. İşte, tarihin en önemli kurgu karakterlerinden Pinokyo’nun gerçek hikâyesi…
Pinokyo’nun Maceraları 1881 yılında yayımlanmaya başladı
Carlo Collodi tarafından yaratılan Pinokyo, ilk defa bir çocuk dergisinde yayımlandı. Pinokyo, yayımlandığı andan itibaren büyük bir ilgi gördü… 1883 yılında ise, Pinokyo’nun Maceraları isimli bir kitap basıldı. Pinokyo’nun bugün bilinen hikâyesi ile gerçek hikâye arasındaki en tutarlı taraf hikâyenin başlangıcı…
Pinokyo, yaşamına konuşabilen bir kütük olarak başlıyor!
Pinokyo, Mastro Cherrey isimli bir adam tarafından, henüz bir kütük halindeyken bulunur. Cherry, kütüğü alır ve oymaya başlar. Ancak “lütfen, bu kadar sert vurma” veya “dikkatli ol” gibi sözler duyar! Cherry’nin bulduğu kütük canlıdır! Üstelik çocuksu bir ses tonu vardır! Mastro Cherry kütüğü oymaya devam eder. Ancak kütük bazen ağlar bazen de katıla katıla kahkaha atar! Cherry, bu ilginç kütükle daha fazla uğraşmak istemez ve onu arkadaşı Geppetto’ya götürür…
Pinokyo’nun karanlık bir tip olduğu başından beri bellidir!
Pinokyo daha kukla haline gelmeden Geppetto’ya hakaret etmeye başlar. Hatta Geppetto kendisine hakaret edenin Mastro Cherry olduğunu zanneder. Böylece ikili kavga etmeye başlarlar. Ancak gerçek anlaşılır ve Geppetto kütüğü oymaya devam eder. Geppetto’nun isteği, yapacağı kukla ile dünyayı dolaşmak ve kukla sayesinde para kazanmaktır. Çünkü Geppetto gerçekten yoksul bir adamdır…
Geppetto, Pinokyo’yu ortaya çıkarttığı ilk andan itibaren pişman olur
Çünkü gerçek hikâyede anlatılan karakter yaramaz bir çocuktan çok daha fazlasıdır. Hatta düpedüz kötü bir insana atfedilebilecek davranışları vardır! Örneğin, Geppetto kütüğü oyma işini bitirip Pinokyo’nun ayaklarını ortaya çıkarttığı anda Pinokyo Geppetto’yu tekmelemeye başlar! Ardından, bu “kötü kukla” Geppetto’nun evinden kaçar ve hızla uzaklaşır…
Ancak kısa bir süre sonra polisler tarafından yakalanır
Elbette, bu esnada Pinokyo’nun peşinde olan Geppetto da olay yerine gelir. Bu sırada kalabalık toplanmaya başlar ve Pinokyo, sinsi planlarını devreye sokar. Geppetto sinirlidir, yaramaz kuklamız ise onunla birlikte eve dönmek istemez. Böylece kendisini yere atar. Kalabalıktan sesler yükselir. Geppetto’nun küçük, sevimli bir çocuğa zarar vereceği endişesi bütün kasabaya yayılır! Bunun üzerine Geppetto tutuklanır ve hapse atılır…
Pinokyo ilk “cinayetini” de bu sırada gerçekleştirir
Geppetto’nun hapse girmesine neden olan Pinokyo, büyük bir mutlulukla eve döner. Ancak evde onu bekleyen bir sürpriz vardır. Pinokyo’nun Maceraları kitabındaki bir diğer önemli karakter olan cırcır böceği, Pinokyo’yu davranışlarından ötürü uyarır. Kötülük yapıp evden kaçan çocukların başına iyi şeyler gelmez, der. Ancak Pinokyo elbette bu nasihatlere kulak asmaz. Cırcır böceği son olarak, senin için üzülüyorum Pinokyo, der. Pinokyo nedenini sorar. “Çünkü sen bir kuklasın ve tahta bir kafan var!” Aldığı bu yanıt Pinokyo’yu daha da öfkelendirir. Bunun üzerine eline bir çekiç alır ve tüm gücüyle cırcır böceğine fırlatır! Kitapta, Pinokyo’nun belki de böceği öldürmek istemediğinden belli belirsiz bahsedilir! Ancak ne olursa olsun Pinokyo, cırcır böceğini öldürmüştür…
Geppetto hapisten çıkar, eve döner. Böylece baba-oğul yeninden kavuşmuş olurlar! Ancak Pinokyo zavallı adama eziyet etmeye devam eder
Geppetto, Pinokyo’nun eziyetlerinin yanı sıra bir taraftan da açlık ve yoksullukla uğraşmak zorundadır. Elinde kalan son yiyecek olan birkaç armudu da Pinokyo’ya verir. Ancak Pinokyo, bu durumda bile armutların soyulmasını ister, bencilce davranır. Geppetto armutları soyar. Pinokyo bu sefer armut çekirdeklerini Geppetto’ya fırlatmaya başlar… Kısacası, Pinokyo bugün herkes tarafından bilinen hikâyedekinden çok daha karanlık hatta kötü bir tiptir.
Pinokyo hikâye boyunca çok defa ölümden döner!
Çünkü hiçbir zaman “iyiliğin sesine kulak vermez!” Bütün macera boyunca, kötü karakterler ile arkadaşlık etmeyi tercih eder! Bunun sonucunda çok defa ölümle yüz yüze gelir. Kimi zaman, tehlikeli bir deniz yaratığının öğle yemeği olmaktan, kimi zaman da korkunç bir adamın yemek pişirmek için kullanacağı odun olmaktan son anda kurtulur. Hatta kötü arkadaşları tarafından idam bile edilir! Ancak her seferinde kurtulmayı başarır! Buna rağmen hikâyenin sonuna kadar kötü olmakta ısrar eder! Bu kötü kukla, ancak hikâyenin sonunda iyiliği seçer!
Hikâye boyunca umutsuz bir şekilde Pinokyo’yu kurtarmaya çalışan Geppetto da son derece kötü olaylar yaşar
Hatta bir köpek balığı tarafından yutulur! Daha ilginç olanı, kalpsiz dostumuz bu durumdan haberdardır fakat Geppetto’yu kurtarmak için bir çaba harcamaz. Ancak, hikayenin sonunda Geppetto’yu köpek balığının karnından kurtarır. Ve son derece ilginç bir şekilde, büyük bir fedakârlık örneği gösterir. Geppetto’yu iyileştirebilmek için bir çiftlikte aylar boyunca ağır şartlarda çalışır. Böylece, bir sabah gerçek bir çocuğa dönüşmüş olarak uyanır. Üstelik orijinal hikâyede, kukla Pinokyo da varlığını devam ettirir! Hikâyenin sonunda insan Pinokyo, kuklaya bakar ve “bir kukla iken ne kadar gülünçtüm ve şimdi gerçek bir çocuk olduğum için ne kadar mutluyum,” der…
Pinokyo’nun Maceraları, içerisinde pek çok öğretici unsur barındıran bir eser!
Ancak günümüzde bilinen versiyonu, genel olarak yalnızca yalan söylemenin zararları hakkındadır. Ancak Pinokyo’nun gerçek hikâyesi çok daha karanlık bir atmosferde geçiyor! Bu bakımdan Collodi tarafından yazılan eserin sanılandan çok daha zengin ve katmanlı olduğunu söylemek mümkün! Peki gerçekte bencil ve kötücül olan Pinokyo’yu masum ve sevimli bir çocuğa dönüştüren şey neydi?
Bugüne kadar Pinokyo hakkında sayısız eser üretildi
Bunlardan en dikkat çekenleri ise şüphesiz sinema filmleriydi. Bugüne kadar 15’den fazla Pinokyo filmi ve pek çok animasyonu yapıldı. Pinokyo, elbette bunların dışında çok sayıda edebiyat eserinde veya tiyatro oyununda da kendisine yer buldu. Ancak özellikle sinema filmleri Pinokyo’yu gerçek karakterinden uzaklaştırdı!
1940 yılında Disney tarafından yapılan Pinokyo filmi, karakter için önemli bir dönüm noktası oldu
Öyle ki bu film, Pinokyo’nun tüm dünyada daha da ünlü hale gelmesini sağladı. Ayrıca bu film sayesinde Pinokyo, tarihin en sevilen kurgu karakterlerinden birisi haline geldi. Ancak, özünde son derece kötü ve bencil bir karakter olan Pinokyo’nun bu kadar sevilmesi beklenemezdi! Bu nedenle 1940 yapımı Pinokyo filmi, Pinokyo üzerinde bazı “ufak” değişiklikler yaptı! Gerçekten kötü ve bencil bir karakter olan Pinokyo, yaramaz ama sevimli bir karakter haline getirildi. Hatta ünlü karakter ile özdeşleşen, “yalan söyledikçe uzayan burun” efsanesi de bu filmle beraber doğdu! Oysa yalan söylemek, gerçek Pinokyo’nun en zararsız özelliklerinden bir tanesiydi! Üstelik gerçek hikâyede, yalan söylemesi burnunun uzamasına neden olmuyordu!
Öte yandan filmdeki karakterlerin çizimlerinden, renk seçimlerine kadar pek çok görsel unsur hikâyeyi “sevimli” bir hale getirdi! Oysa Pinokyo’nun 1880’lerin sonlarındaki görselleri çok daha gerçekçi ve keskin hatlara sahipti… İşte bütün bu faktörler, Pinokyo’nun zaman içerisinde gerçek karakterinden uzaklaşmasına ve başka bir kişiye dönüşmesine neden oldu! Ancak öyle ya da böyle, burnu uzasın ya da uzamasın, Pinokyo tarihin gördüğü en popüler kurgu karakterlerden birisi olmaya devam ediyor.