Perihan Abla, Gırgıriye, Hababam Sınıfı, Şehnaz Tango ve Hayat Bilgisi… Tüm projelerindeki rolleriyle özdeşleşen, her girdiği karakteriyle bütünleşen bir isim Perran Kutman. Türk televizyon, sinema ve tiyatro tarihine adını altın harflerle kazıyan yetenek bugün 66 yaşına giriyor. Kendisini huzurunda eğilerek anıyor ve birbirinden önemli karakterilerini özlemle hatırlıyoruz.
Çocukluk yıllarında yeteneği farkedilir
Kendisi bir röportajında tiyatro ile tanışmasını şöyle anlatır: “Çok güzel taklit yapıyordum. Fakat öyle sanatçı taklidi falan değil. Kafamda kendi yarattığım karakterlere bürünürdüm. Bir gün yine annemin evindeyim, o da arkadaşıyla dışarıda oturuyor. Ben içeride güya temizlikçi kadınla konuşuyorum, bunlar da bizi dinliyor.” Anlıyoruz ki kendisi tiyatrocu doğar, oyunculuğa gönülden aşıktır.
Tam bir tiyatro tutkunu
Perran Kutman, gerçek adıyla Perran Kanat bir eski İstanbullu. Ailesinin isteğiyle konservatuar okur ve Tiyatro Bölümü’nden mezun olur. Hayatı boyunca birçok dizi, film ve tiyatroda rol alır. Mezun olduktan sonra ilk kez 1967’de Ulvi Uraz Tiyatrosu`nda sahneye çıkar. Kutman daha sonra sırasıyla 1969’da Nisa Serezli, 1973’te Sezer Sezin,1980’de Miyatro adlı tiyatro topluluklarında sahne alır. Tiyatrodaki son performansı 1987 tarihli Artiz Mektebi adlı oyundur.
O bizim Perihan Ablamız
Perran Kutman birçoğumuz için Perihan Abla demek. Hatta onun gerçek adının Perihan olduğunu düşünenlerimiz bile vardır muhakkak. Perihan Abla dizisinde canlandırdığı karakterle 7’den 70’e tüm Türk halkının gözdesi olup aynı zamanda 80’lerin de en sevilen dizisidir. TRT’nin gelmiş geçmiş en çok sevilen dizilerinden olan Perihan Abla, iki kardeşine bakmak zorunda olan bir kadının hikayesini anlatıyordu. Onu deliler gibi seven Şakir ile ilişkisini de konu alan dizi, o dönemin tüm dizileri gibi mahalle halkını da konu alıyordu. Kutman’la özdeşleşen Perihan Abla’da unutulmaz bir oyunculuk sergileyen oyuncunun dizideki ismi, dizi sona erdiğinde çekimlerin gerçekleştirildiği Kuzguncuk’ta bir sokağa adı verildi.
İlk sinema deneyimi
Türk tiyatrosunun ve sinemasının yetiştirdigi en yetenekli bayan oyunculardan biri olan Kutman, kariyeri boyunca rol aldığı tüm yapımlarda saygın duruşunu korur. 1971 yılında sinema dünyasına adım atar ve Müjdat Gezen‘le başrollerini paylaştıkları “Kaynanam Tatilde” isimli filmle izleyiciye merhaba der. Ardından Nejat Saydam‘ın yaptığı “Şehvet Kurbanı” adlı filmle ve Türk Sineması’nın klasikleri içinde sayılan “Köyden İndim Şehire”, “Salak Milyoner” ve “Hababam Sınıfı” serileriyle karşımıza çıkar. Ancak bunca filmden sonra esas ünü “Gırgıriye”‘deki Sabahat tiplemesiyle kazanır.
Evlilikleri
“Birlikte çalıştığımız dönem öyle fazla vakit geçiriyorduk ki Müjdat’ı kocam sananlar bile vardı” diyen Kutman hayatında iki evlilik yapar. 1972 yılında sinema ve tiyatro oyuncusu Hüseyin Kutman‘la evlenmiş fakat evlilikleri 1979 yılında sona ermiştir. Kutman, 1980 yılında evlendiği müzisyen Koral Sarıtaş ile hala evlidir.
Unutulmaz dizilerde rol alır
Bu dönemden itibare Kızlar Yurdu, Şehnaz Tango, Bir Kadın Bir Erkek, Üzgünüm Leyla ve son olarak da Hayat Bilgisi isimli diziyle hayranlarıyla buluşur. Her karakterin altından müthiş bir şahsına münasırlıkla kalkan sanatçı, gelmiş geçmiş en yetenekli kadın oyunculardan biridir.
Son zamanlarda onu ekranlarda göremiyoruz
Başarılı oyunculuğu konusunda herkesin hemfikir olduğu, sevenlerinin de çok olduğu oyuncunun ne yazık ki henüz değeri tam anlamıyla anlaşılamamıştır. Kendisine daha çok film ve dizi teklifi gelmesini istediğimiz, ekranlara bukadar yakışan bir ismi keşke yeni rollerde de izleyebilsek.
Hiç Altın Portakal alacak filmim olmadı
48. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde ödül almış, ödül alırken yaptığı konuşmada “Benim hiç Altın Portakal alacak filmim olmadı ama bu ödül sinemadaki 46 yılımın özeti oldu benim için” diyerek herkesi düşündürmüş ve duygulandırmıştır. Hem mütevaziliğini hem de kişiliğini konuşturmuştur.
Bir röportajında çocukluğundan şöyle bahseder
“İlk hatırladığım oyuncağım ve belki de arkadaşım demek daha doğru olur, ceviz masanın bacaklarıydı. Arkadaşım olmadığı için ceviz masanın bacaklarıyla konuşmak mecburiyetindeyim. Hep büyüklerin arasındaydım. Çok ilgi görüyordum ama bir taraftandan da yalnızdım. Bu yalnızlığımı da masanın bacaklarıyla konuşarak gidermeye çalışıyordum.” Gözde ve sevilen bir çocukluk geçirmesine rağmen kendi seçimi sebebiyle çok da yalnızdır da.
İsveç’te bir festivalde Perihan Abla şarkısıyla anılır
İsveç’te ilki düzenlenen Uluslararası Komedi Film Festivali açılışında, “Perihan Abla” şarkısını söyleyen İsveçli tiyatro sanatçıları, bu durum karşısında duygulanan sanatçı Perran Kutman’ı ağlattı.
https://www.youtube.com/watch?v=CcdiACBN3p8
Hayallerinden şöyle bahseder
“Benim hayallerim bambaşkaydı aslında. Ahşap bir evde oturmak isterdim. Dolmuş şöförü bir kocam olacaktı. Ben ona rengarenk bozuk para keseleri örecektim. Akşamları bozuklukları ayırıp istifleyecektik. Çinili kocaman kömür sobasında kestane yapacaktık.” Hayal dünyası ve yaratıcı dünyasıyla bir kez daha kanıtlar ki sandığımızdan çok daha özel bir insandır.