Kapadokya’da olduğu gibi dünyanın farklı bölgelerinde de örneklerine rastlanan peri bacalarının oluşumu esasında yüzyıllar öncesine dayanıyor. Kapadokya’da yapılan kazı çalışmaları sonucu bölgenin bir iç deniz olduğu kanıtlanmış. Hasan Dağı, Erciyes Dağı ve Güllüdağ yanardağları zamanında aktif olarak lav püskürtmeye başlamış ve iç denizi kurutmuş. Denizin kurumasıyla da lavlar, iç denizin kurumasıyla oluşan çukurda birikmeye başlamış. İşte bu mucizevi oluşumun detayları:
1. Peri bacalarının mucizevi oluşumu
Lavlar zaman içerisinde yayılmış ve sertleşmiş. Sertleşen lav tabakaları üzerine yeni lav tabakaları gelmiş ve aynı işlem birkaç defa tekrar etmiş. Böylelikle katmanlı bir yapı oluşmuş. Yanardağ faaliyetlerinin sona ermesiyle devreye akarsular girmiş. Bu akarsular ilk olarak derin vadileri oluşturmuş. Ardından esen sert rüzgarlarla vadide dalgalı ve eğimli yapılar ortaya çıkmış.
2. Zaman, sen nelere kadirsin!
Peri bacaları yıllar içerisinde gerçekleşen bu işlemlerle oluşmaya başlamış. Rüzgarın aşındırdığı parçalar zamanla ayrılmış ve günümüzdeki görünüm meydana gelmiş. Üst tarafta yer alan katmanın ağır olması, aşağı doğru baskı olmasına yol açar. Baskıyla birlikte hafif kısımlar sıkışır ve rüzgara karşı daha dirençli hale gelir. Üst katmanda yer alan tabaka ise sadece merkezi sağlam kalacak biçimde aşınır.
3. Peri bacalarının içlerinin oyulmasının sebebi içlerinde insan yaşaması
İlk olarak insan yerleşiminin yeni yeni görülmeye başlandığı Paleolitik dönemde içleri oyulmaya başlanan peri bacaları, Hititlerden sonra 3. yüzyılda Hristiyanların inançlarını özgürce yaşayabilmeleri için hem sığınak, hem ibadethane hem de ev olarak kullanılmış.
4. Tüflü yapısı sebebiyle kolayca oyulabilen ve genişletilebilen peri bacaları, gün geçtikçe insanlar tarafından daha çok oyulmuş.
5. Hristiyanların ibadetlerini gerçekleştirmek için peri bacalarını kilise olarak kullandıkları dönemde zamanın Hristiyan inanışını ve hikayelerini yansıtan freskler peri bacalarının içlerine işlenmiş.
6. Peri bacalarının oluşumunda en büyük pay şapkalara düşüyor
Çoğunlukla konik gövdeler üzerine şapka olarak nitelendirilen sert kaya başlıkların gelmesiyle meydana gelen peri bacaları bu denli sağlam olmasını şapkalara borçlu. Bulundukları araziye göre şapka kısımlarının daha sert olması, nispeten daha yumuşak bir yapıya sahip olan gövde kısmının korunmasını sağlıyor.
7. Peri bacalarının konik biçimdeki gövdeleri genellikle tufit, volkan küfü ve tüften oluşurken şapka kısımları ise lahar, ignimbirit gibi daha sert kayaçlardan meydana geliyor.
8. Şapkalar ne kadar sert ve ağır olursa aşağı doğru o kadar fazla baskı yapıyor ve bu da peri bacasının rüzgar aşınmasına karşı daha dayanıklı olmasını sağlıyor.
9. Peri bacasının yüksekliğini kontrol altında tutması ve gövdede yer alan tüfün erozyonunu önlemesi, peri bacasının uzun yıllar ayakta kalabilmesi için şapkanın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.
10. Dünyanın 7 harikasından biri!
Dünyanın farklı bölgelerinde peri bacaları bulunsa da hiçbir yerde Kapadokya’daki gibi yoğun değil. Bu nedenle Kapadokya peri bacaları dünyanın 7 harikasından bir tanesi olarak kabul ediliyor.