Pelin Hanım, kendini matematikçi bir babanın matematikçi kızı olarak kimliklendiriyor. O işaret diliyle “sağır”lara matematik öğretiyor. Temelini üç yıl önce attığı ve günden güne geliştirdiği “Anlatan Eller” fikrini hayata geçirerek içimizi ısıtan bir kampanyayı yürütüyor ve kendi deyimiyle Sessiz Matematiğin Öğretmeni olmaya devam ediyor.
Kendisiyle Kadıköy’de gerçekleştirdiğimiz o tatlı, samimi röportaja dair detayları anlatırken nasıl mutlu olabiliyorsak, okurken de sizin içiniz ferahlayacak, umudunuz güçlenecek. İşte o çıkar beklenmeyen projenin detayları ve Pelin Baykan.
Üniversitede matematik okurken nereden geldi aklınıza işaret dilini öğrenmek? “Anlatan Eller”i yaratan fikir nasıl ortaya çıktı?
İşaret dilini üniversitenin son senesinde öğrendim. Tamamen bireysel bir istekti benim hikayem. İşaret dilini öğrendikten 1 sene sonra 2016 yılında sağır bir arkadaşım benden matematik çalıştırmamı istedi. Başladık dersimize, ilk dersimizi yaptık. Tabii o dersin heyecanıyla ben hemen bir selfie çektim ve sosyal medyada paylaştım. Hayatımda ilk defa işaret dili ile matematik anlattım gibi bir cümle ile… Hemen altına farklı bir derneğin genel sekreterinden yorum geldi. Sağırların engelli KPSS’de zorluk yaşadığını söylemişti bana. Ben hemen araştırmaya başladım. “Doğru mu, böyle bir şey var mı?” diye. Sağır arkadaşlarım vardı ama normal, günlük bir arkadaşlığımız var. Hiç eğitim detaylarına inmemiştim açıkçası. Çok ciddi bir problem olduğunu fark ettim o noktada. “Yapar mıyım, yapamaz mıyım… İşaret dili ile matematik anlatabilir miyim?” diye düşünürken sağır arkadaşlarım çok destek oldular. “Tamam” dedim ben de… Ütüsüz beyaz bir perdenin önünde telefonumu, tripodumu hazırladım ve bir video çektim; “işaret dili ile size matematik anlatmak istiyorum.” diye. Oradaki amacım zaten mezun olur olmaz işe girdiğim için haftaiçi iki akşam İstanbul’daki çevreye matematik dersi vermekti. Tamamen bir sosyal sorumluluk, kişisel bir verim elde etme çabasıydı.
Pelin Hanım, sağır arkadaşlarınız dışında bir destek aldınız mı?
Ali Nesin’den destek aldım; “Hocam böyle bir çalışmaya başlayacağım. Destek olur musunuz, videomuzu paylaşır mısınız?” dedim. O da sağ olsun videomu paylaştı. Tahminimce bir sonraki gün Ali Hoca’dan (Nesin) görerek Hürriyet bunu sosyal medyasında paylaşıyor. Bir gün iş yerinde otururken arkadaşlarım; “Pelin gördün mü, gördün mü ?” diye yanıma geldiler… “Neyi gördüm mü?”
Meğer Hürriyet’in bütün sosyal medya hesaplarında paylaşılmış. Anlatan Eller, aslında bir sosyal girişim
Hikaye burada başlıyor…
Bu projenin başlamasından itibaren destek aldığınız kaynaklar var mı ? Ali Bey (Nesin) gibi veya Biryudumkitap.com gibi başka destek olan kurum ya da kişilerden bahsedebilir misiniz ?
Ben aslında bireysel başladım bu yolculuğa ama sonrasında bir sosyal girişim olarak kimliklendiriyoruz.
Bir Yudum Kitap ile hem çalışma yaptık hem de ofise taşındığımızda kitap bağışı ile bizim destekçimiz oldu. Bireysel anlamda da çok fazla destekçimiz var. Sosyal bir girişim olmamıza rağmen bir derneğiz. Dernek olduğumuz için bağış toplama statümüz olduğundan dolayı da çok fazla destekçimiz var ama bire bir kişi ismi sayamam. Kurum olarak ise e-Bebek, Şişli Belediyesini sayabilirim. Ayrıca Walter’s Coffee ile bir sene boyunca iş birliği yaptık. Sosyal İnovasyon Merkezi (bir yarışmadan ötürü) Suat Özçağdaş benim en büyük destekçimdir.
Anlatan Eller bundan sonra neler yapacak ? Nereye ulaşmak istiyor ?
İlk hedefimiz engelli KPSS’nin her alanında eğitim verebilmek. Ben matematik anlatıyorum ama bunun Türkçe, Coğrafya, Tarih alanları var ve bizim diğer alanlarda da eğitim vermemiz gerekiyor. Ben matematikçiyim ve coğrafya, tarih anlatamam. Bir de Anlatan Eller’in misyonunda birincil olarak bir anlatım var. Yani yanında tercüman olmadan hepsini içinde barındıran bir kişinin hem alanından bir öğretmen hem de işaret dilini bilen birinin anlatması gerekiyor. Bizim de bu noktada ilk hedefimiz eğitimcinin eğitimi.
Peki Anlatan Eller çatı bir organizasyonun habercisi olabilir mi bu noktada ? Türkiye’de KPSS’ye dair çatı bir organizasyon kurulur ve tüm derslerde eğitim verilirse Anlatan Eller bu konuda rehberlik yapar ve onların çatısını oluşturur mu?
Tabii ki aslında istediğimiz şey o. Bu noktada şöyle bir durum var. Sahada ve Youtube üzerinden dersler veriyoruz ama bu videolu eğitimleri biz online eğitim platformuna dönüştürmek için çalışıyoruz. Tabii içeride sistemi oluşturma kısmı var, matematiği zaten yapıyoruz. Türkçe alanındaki derslerin anlatımlarını da halledebilecek durumdayız ama öbür tarafta diğer derslerin de olması gerekiyor.
Anlatan Eller’in en büyük amacı bir eğitim merkezi… Hem sahada hem de dijital ortamda. Ama öğretmenlerin istihdamı söz konusu.
Türkiye’de kaç tane işitme engelli veya sağır vatandaşımız var ? Buna soruyu yanıtlayabileceğiz bir veri var mı elinizde?
Üç buçuk milyondan fazla olduğu tahmin ediliyor. 3.5 milyon bize çok fazla geliyor ama bazı girişimcilik yarışmalarında müşteri kitlesi olarak bakıldığı için bu sayı çok az gözüküyor. Bu sayı; ebeveyniyle, çocuğuyla, eşiyle, akrabasıyla çarpıldığında bu çevre yaklaşık 10 milyonluk bir çevreye ulaşılabiliyor. Fakat görmüyoruz, duymuyoruz, bilmiyoruz. Sağırları zaten fark edemezsiniz. Çünkü yürüyebiliyor, görebiliyor, dokunabiliyorlar. Kendi aralarında işaret dili yapıyorlarsa sağırları fark edebilirsiniz. O yüzden bazen devlet kanallarında da sağırlar engelli gruplarından görülmezler. Okuduklarını anlayabilirler diye düşünülür.
Sağır ve işitme engelli arasındaki kimlik ayrımını yapmanız mümkün mü?
Ben sağır kimliğini kullanıyorum. Sağır demek ayıp değil. Sağır, bir kimlik ve aynı zamanda bir kültür. Her yerde bunun mücadelesini veriyorum. İşitme engelli de bir kimlik. İkinin ayrımı ise şu şekilde; sağır, doğuştan birincil iletişim dili Türk İşaret Dili olan veya sonradan sağır olmuş ama iletişim dilini işaret dili kabul eden, kendini sağır kültürüne ait hisseden her bireye verilen bir kimlik. İşitme engelli dediğimiz zaman da belli bir yaştan sonra tıp dilinde işitme kaybına uğramış olan kişilere verilen bir kimlik. Fakat biz işitenler olarak sağır kimliğini o kadar çok aşağılamışız ki “ Sen sağır mısın ? Duymuyor musun ?” gibi. Bu yüzden bazı sağır bireylerin kimliğinin “sağır” olmasına rağmen işitme engelliyi kullanmak istiyorlar. Dolayısıyla ben birebir de hep sağır diyorum ama Anlatan Eller’de anlatırken sağır-işitme engelli diye yazmak gerekiyor.
Bunun farkındalığını yaymaya çalışıyoruz.