Futbol tarihinin en ikonik figürlerinden Edson Arantes do Nascimento veya bilinen ismiyle Pele, 82 yaşında hayatını kaybetti. Futbolun Taçsız Kralı olarak da anılan efsane geçtiğimiz yıldan bu yana kolon kanseri tedavisi görüyordu. Brezilyalı efsane, futbolu 1977 yılında bırakmasına rağmen tarihin en ünlü simalarından biriydi. Üstelik bugün dahi pek çokları tarafından dünyanın en iyi futbolcuları arasında gösteriliyor, hatta bazılarına göre tarihin en iyisi olarak anılıyordu. Çünkü Taçsız Kral, yeşil sahaların gördüğü en büyük dâhilerden, futbolun en başarılı isimlerinden, tekrarlanması neredeyse imkânsız başarıları gözü kapalı gerçekleştirebilen bir yıldızdı.
Pele, tarihte 3 Dünya Kupası kazanan tek oyuncuydu. Üstelik bu kupalardan ilkine yalnızca 17 yaşındayken ulaşmış, tarihin en genç Dünya Kupası şampiyonu olmuştu. 21 yıllık futbol kariyerinde çıktığı 1363 maçta attığı 1281 golle halen tüm zamanların en golcü futbolcusu konumunda. Kısacası futbol tarihinin en büyük dehalarından Pele, futbol kariyeri ancak fantastik edebiyat eserlerine konu olabilecek inanılmaz bir hikâyenin yazarı!
Ancak Pele’nin yalnızca futbol kariyeri değil, bütün yaşamı inanması güç hikâyelerle dolu. Çünkü Pele, yeri geldiğinde kanlı bir iç savaşı sona erdirebilecek, yeri geldiğinde ünlü oyuncu Sylvester Stallone’dan “rol çalabilecek” yeri geldiğinde bir hakemi bile oyundan atabilecek bir figürdü! İşte futbolun taçsız kralı Pele hakkında az bilinen 9 hikâye…
1. 1968 yılındaki bir karşılaşmada hakemi oyundan atmıştı!
Pele’nin yıllarca formasını giydiği Brezilya temsilcisi Santos FC, Kolombiya’nın başkenti Bogota’da Kolombiya olimpiyat takımıyla bir hazırlık maçına çıkmıştı. Karşılaşma devam ederken Pele, rakip takımdan bir futbolcuya sert bir faul yapmış, üstelik bir de (hakem Guillermo Velasquez’in iddiasına göre) rakibine hakaret etmişti. Kırmızı kartla cezalandırılması ve sahayı terk etmesi gerekiyordu. Ancak o günler, futbolda kırmızı kartın olmadığı günlerdi. Ancak Pele’nin rakibine yaptığı faul, üstüne üstlük hakaret etmesi, kesinlikle bir ceza gerektiriyordu! İşte bu nedenle karşılaşmanın hakemi Guillermo Velasquez, Pele’den sahayı terk etmesini istedi!
İşte ne olduysa tam da bu anda oldu. Taçsız Kralı izlemek için stadyumu dolduran binlerce insan, nefesini tutarak beklemeye başladı. Santos takımını futbolcuları hakemin etrafını sararak itiraz etmeye başladılar. Yeşil sahaların en büyük yıldızı, yeşil sahadan zorla uzaklaştırılamazdı! Tribünleri dolduran binlerin, Santoslu futbolcuların ve Pele’nin iradesi hakeme galip gelmişti. Pele’yi oyundan atmak isteyen Guillermo Velasquez, sahayı terk etmek zorunda kaldı. Velasquez, 2010 yılında verdiği bir röportajda bu olayla ilgili olarak, Pele’nin kendisine sahayı terk etmesini ve düdüğünü yan hakemlerden birine bırakmasını söylediğini açıkladı…
2. 1969 yılında bir iç savaşı durdurdu
Santos FC 1960’lı yıllar boyunca dünyanın en önde gelen futbol kulüplerinden biriydi. Bu nedenle kazançlı hazırlık maçlarına çıkabiliyordu. Bu hazırlık maçlarından bir tanesi de 1969 yılının haziran ayında Nijerya’da, yerel bir takımla yapılacaktı. Ancak bir sorun vardı, Nijerya uzun bir süredir iç savaşın devam ettiği bir ülkeydi. Bu nedenle Brezilyalı futbolcular, haklı olarak büyük bir tedirginlik duyuyor, Nijerya’ya gitmek istemiyordu.
Ancak Nijerya’daki iç savaşın tarafları bile, tarihin en büyük futbolcusunu canlı olarak izleme fırsatını kaçıramazdı. Böylece savaşın tarafları, Brezilyalı yetkililere, hazırlık karşılaşmasının oynanabilmesi için ateşkes ilan edildiğini bildirdi. Gerçekten de, Santos FC Nijerya’da hiçbir tehlikeyle karşılaşmadı ve hazırlık maçından 2-1’lik galibiyetle ayrılarak ülkeyi sorunsuz bir şekilde terk etti.
3. Tarihin en ünlü müzik gruplarından The Beatles, 1966 yılında Pele’yi ziyaret edebilmek için büyük bir çaba harcadı!
Ancak başarılı olamadılar! 1966 Dünya Kupası, İngiltere’de düzenleniyordu. Turnuvanın en gözde futbolcusu da elbette Pele’den başkası değildi. Öte yandan ünlü İngiliz müzik grubu The Beatles da büyük bir Pele hayranıydı. Bu nedenle grup üyeleri Brezilya takımının kaldığı otele giderek futbolcuları görmeye ve Pele ile tanışmaya karar verdi. Ancak Brezilyalı yetkileri, grubun bu isteğine olumsuz yanıt verdi ve The Beatles’ın Pele ile tanışma hayalleri gerçekleşmedi.
4. 1961 yılında Brezilya’da “ihraç edilemeyecek ulusal hazine” ilan edildi!
Pele söz konusu olduğu zaman akıllara gelen sorulardan biri de “neden hiç Avrupa’da oynamadı?” Genellikle Pele’yi eleştirenler tarafından bir argüman olarak sunulan bu soru, ünlü oyuncunun görece kolay bir ligde top koşturduğuna bu nedenle başarılarının çok da önemli olmadığına gönderme yapıyor. Gerçekten de, Pele neden Avrupa’da forma giymedi?
Aslında bu sorunun yanıtı oldukça basit ve bir o kadar ilginç. Çünkü Pele’nin yeşil sahalarda fırtına gibi estiği dönemde, Brezilya dışında forma giymesi engellenmişti… 1960’lı yıllarda Avrupa’nın en ünlü futbol kulüplerinden Real Madrid ve Milan, Pele’yi kadrosuna katmak istiyordu. Ancak o dönemde futbolcuların hangi takımda oynayacakları üzerinde oldukça kısıtlı bir söz hakları vardı. Böylece Santos FC, Pele için yapılan transfer tekliflerinin hepsini geri çevirdi.
Öte yandan Brezilya hükümeti de Pele’yi Brezilya’da tutmak için yoğun bir çaba harcıyordu. 1961 yılında dönemin Brezilya Devlet Başkanı Janio Quadros, Pele’yi “ihraç edilemeyecek bir ulusal hazine” ilan eden kararname yayınladı. Brezilyalı efsane ancak 1975 yılında, Amerika Birleşik Devletleri’ne transfer oldu ve New York Cosmos takımında forma giydi.
5. Pele, Brezilya kaptanlık bandını ilk kez 50 yaşındayken taktı
Evet, Pele futbol kariyeri boyunca formasını terlettiği her takımın saha içi lideriydi. Ancak kaptanlık bandını takmayı reddediyordu! Pele, bu inadına yalnızca bir kez, 50 yaşındayken son verdi. Efsane, milli takımı bıraktıktan tam 19 yıl sonra, 50. doğum günü için organize edilen Brezilya-Dünya Karması karşılaşmasında sahaya ilk kez takım kaptanı olarak çıktı.
6. Bir futbol karşılaşması sırasında “kaçırıldı!”
Hem de sahadayken! Santos FC kulübü, 1972 yılında bir futbol karşılaşması için Trinidad ve Tobago’ya seyahat etti. Ancak futbolcular, burada bulunmaktan pek de memnun değildi. Pele’nin takım arkadaşlarından Oberdan, 2010 yılındaki bir röportajında bu seyahatle ilgili şu açıklamayı yapmıştı: “Ciddi bir iç karışıklık vardı ve sokaklarda tanklar gördük. Hepimiz oyunu olabildiğince hızlı oynamamız gerektiğine karar verdik, böylece uçağa çabucak geri dönebilirdik.” Ancak futbolcular, uçağa çabucak dönemediler!
Pele, karşılaşmanın 43. dakikasında bir gol attı. Bu gol üzerine büyük bir coşkuyla sahaya giren taraftarlar, Pele’yi omuzlarına alarak şehirde sevinç turuna çıktılar! Pele, bir hazırlık karşılaşmasında attığı bir gol yüzünden Trinidad ve Tobago’daki coşkulu taraftarlar tarafından kaçırılmıştı. Pele’yi omuzlardan indirmek ve kurtarmak bir hayli zaman almıştı…
7. Sylvester Stallone’dan rol çaldı!
Çekimleri 1980 yılında başlayan “Escape to Victory” (Zafere Kaçış) filminin kadrosunda ünlü oyuncu Sylvester Stallone ile birlikte Pele de yer alıyordu. Üstelik Pele, o dönemde şöhretinin zirvesinde bulunan Stallone’dan rol çalabilecek tek kişiydi! Çünkü film, II. Dünya Savaşı döneminde Nazi futbol takımına karşı mücadele eden 11 tutsağın hikâyesine odaklanıyordu. Pele tıpkı gerçek hayatta olduğu gibi filmde de arka arkaya gollere imza atıyor, Stallone ise takımının kalesini koruyordu. Yani futbolun yıldızı, beyaz perde de Pele’ydi. Ancak filmin orijinal senaryosuna göre golleri atan Stallone, kalede duran ise Pele’ydi! Yani Pele tam anlamıyla Stallone’dan bir rol çalmıştı!
8. Oldukça iyi bir kaleciydi!
Pele Zafer Kaçış filminde kaleye geçmedi. Ancak gerçek hayatta oldukça iyi bir kaleciydi. Futbolda yalnızca bir oyuncu değişikliğine izin verildiği dönemde top koşturan Pele, hem Santos da hem de milli takımda kaleci olarak da görev yapıyordu. Hatta Santos FC formasıyla 4 maçta kaleci olarak görev yapmıştı. Rakip kalelere binden fazla gol atan Pele, kaleci olarak görev aldığı maçların hiçbirinde gol yemedi.
9. Taçsız Kral isteseydi taç giyebilirdi!
Pele 1990 yılında, 1994 Brezilya devlet başkanlığı seçimlerine katılma fikrini değerlendirdiğini açıkladı. Efsane, hiçbir zaman devlet başkanlığı için aday olmadı ancak siyasete atıldı. 1995-1998 yılları arasında Brezilya Spor Bakanı olarak görev yaptı. Muhtemelen başkanlık seçimleri için yarışsaydı da kazanacaktı. Kim bilir belki de taçsız kral isteseydi, taç da giyebilirdi!
Kaynak: 1