İnsan gerçekten hayret ediyor. Etrafımız ne kadar kötülükle ve karanlıkla dolmuşsa artık; iyilik dolu haberlerle karşılaşınca önce en yakınımızda bulunan sandalyeye oturuyoruz; derin derin nefesler alıp kendimizi toparlıyoruz ve sonra da olayın gerçekliğini idrak ediyoruz. Şimdi bünyelerinizde tam da bu etkiyi yaratacak bir projeden bahsedeceğiz sizlere. Bu yüzden oturarak okumanızı tavsiye ederiz.
Projemizin ismi “Paylaş Kurtul- Hayat Paylaştıkça Güzel”. Düşünenleri ise Sinem ve Murat Asilcan çifti.
Murat ve Sinem Asilcan çifti, 6 ay önce Balat’ta üç katlı bir ev kiraladı ve bu evi bir yardım evine dönüştürdü
Bu yardımsever çift, “Paylaş Kurtul” ismini verdikleri projeleri kapsamında, kullanılabilir durumda olan tüm eşyaları alıp ihtiyacı olan insanların bu evden almasını sağlıyorlar.
Murat’ın daha önce zaten ‘bysatkurtul’ isimli bir geri dönüşüm projesi varmış. Bu projeyle, aileler evlerindeki fazlalıkları satarak hem kendi ekonomilerine katkı sağlıyor hem de tüketim çılgınlığına kendilerince bir dur diyorlarmış. Bunu yaparken Sinem ve Murat, “Hayat paylaştıkça güzel” demişler ve Paylaş Kurtul isimli bir sosyal sorumluluk projesi geliştirmişler. Tam iki yıl boyunca da satılmayan eşyaları ihtiyaç sahibi insanlarla buluşturmuşlar. Sonunda da projeleri için Balat’taki bu evi kiralamışlar.
Hobbit House önündeki gardıropta, ihtiyaç sahipleri için asılı olan giysiler ve ayakkabılar var. Haftada 3 bin ihtiyaç sahibi, bunlardan faydalanıyor
Tek dertlerinin insanlara iyilik yapmak olduğunu belirten Murat Asilcan şöyle anlatıyor aslında bu evde ne yaptıklarını:
“Eşimle beraber burada bir sosyal sorumluluk projesi başlattık. İnsanların kullanmadıkları ikinci el eşyaları alarak gönüllü olarak ‘Paylaş Kurtul’ kampanyası altında, ihtiyaç sahiplerine dağıtıyoruz. Kimi zaman da biz onların evine giderek ulaştırıyoruz.”
Haftada bine yakın çocuk da Sinem ve Murat’ın çocuklar için kurduğu kütüphanede, masal kitapları ve oyuncaklarla buluşuyor
Murat, Balat’taki çocukların bu sayede kitap kurduna dönüştüklerini söylüyor. 🙂
Bunların yanında, kapılarının önünde insanların içmesi için su bulunuyor. Ve onlar sokak hayvanlarının da yiyecek ihtiyaçlarını karşılıyorlar
Sinem ve Murat, projeleri için işbirliğinde bulunmak isteyen hiçbir kurumun teklifini kabul etmemiş…
Çünkü bunun ‘tüm toplumun bireylerinin sinerjisiyle yürüyen bir sivil inisiyatif’ olduğunu düşünüyorlar.
“Birey burada aynada kendini görüyor, düşüncesi ne olursa olsun tarihe paylaşım adına bir dipnot düşüyor. Bırakın anıları kalbinizde kalsın, eşyalarınızı başkalarıyla paylaşın.” Böyle söylüyor Sinem.
Bu tatlı çiftin üniversiteli öğrencilere ve öğrenci kulüplerine bir çağrısı var: “Gelin her üniversiteye Paylaş Kurtul- Hayat Paylaştıkça Güzel” açık gardıropları kuralım.”
“…ve biz oralarda toplanan eşyaları gelip alıp ihtiyaç sahiplerine ulaştıralım.”
“Sizin çöp olarak gördükleriniz başka insanların hayatında birer hazineye dönüşebilir. Lütfen onları atmayın, bize getirin. Biz dağıtımını gönüllü yapıyoruz.”
İstanbul’un birçok yerinden kendilerine kitap, oyuncak ve giysi getiren insanlar olduğunu söyleyen Sinem ve Murat’ın mesajı bu şekilde. Onlar, insanların özellikle yeni bir şeyler alıp yollanmasını istemiyorlar, çünkü amaçları ikinci el eşyaları dağıtmak.