Müziğin düzen karşıtlığına evrildiği ve neticesinde “rock” diye bir evrenin oluşmaya başladığı yirminci yüzyıl, kendi rock ilahlarını da beraberinde getirdi. Kalanıyla, gideniyle bugün hâlâ çoğumuzun tutkuyla dinlediği müzikler o evrende üretildi. Patti Smith, bu punk rock evreninin kraliçesi, ayrık otu olarak hâlâ dinleyicisini heyecanlandırmayı sürdürüyor. Bununla beraber yaptığı bir şey daha var: Yazarlık. Çoluk Çocuk, M Treni, Hayalperestler gibi pek çok kitabı onun müthiş maceralarını anlattığı eserlerden yalnız birkaçı. Listemiz Smith’in romana benzer hayat öyküsünden son kitabı Adanmışlık’a doğru bir seyir izleyecek.
1. Erken yıllar
Şair ve müzisyen Patti Smith 30 Aralık 1946 yılında Şikago’da doğar. 1950’de ailesiyle Philadelphia’ya, 1956’da dokuz yaşlarındayken New Jersey’e taşınır. Utangaç ve içe kapanık bir çocukluk geçirir. Yine de o dönemleriyle ilgili anlatılarında; içinde özel bir şeyler olduğunu ve dış görünümünün ötesine geçeceğini hissettiğini söyler. Aynı dönemler onun bir erkek gibi tarif edildiği, toplumsal cinsiyetle uzlaşmadığı ve daha çok erkeklerle arkadaşlık kurduğu zamanlar olur.
2. Sanata yönelik ilk meraklar
Müzik kariyeri lise yıllarında yer aldığı pek çok müzikalle beraber başlar. Bir Rolling Stones sevdalısıdır. 1964’te liseden mezun olunca, sanat öğretmeni olmak adına eğitimler aldıysa da akademik dünyada dikiş tutturamaz. 1967’de New York’a taşınıp bir kitapçıda çalışmaya başladığında, bir sanatçı olmanın duyguları içerisine girer.
3. Punk rock ve lirik şiirler
Başta bir şair olan Smith, 1970’li yılların New York çevresinde tanınmaya başlar. 1972’de ilk şiir kitabını yayımlayarak şiirde faaliyet göstereceğinin ilk işaretlerini verir. Ancak onu bir başka atılım daha bekleyecektir: Punk rock. Patti, 1974’te bir araya geldiği grubuyla müzik dünyasına adımını atar. Lirik şiirlerini, en az onlar kadar yoğun duygularla çevrili punk rock kuşatır.
4. Yeni kitabı Adanmışlık
Dilimize de kazandırılan “Hayalperestler”, “Çoluk Çocuk” ve “M Treni” kitapları, Patti’nin sahip olduğu eserlerden birkaçıdır. Son kitabı “Adanmışlık” da Türkçede görebileceğimiz kitapları arasındaki yerini almakta gecikmedi. Domingo Yayınevi ve Seda Ersavcı çevirisiyle Türkçede de okuyabileceğiniz kitap, bir yazma serüvenini ve yazmaya duyulan ihtiyacı ele alıyor.
5. Tanıtım bülteni
İlgi çekici son kitabının tanıtım yazısı bizi şu sözlerle karşılıyor: “İnsan neden yazma mecburiyeti duyar? Başkalarının isteklerine rağmen neden kendini ayrı tutar, üzerine bir koza örer, yalnızlığa dalar? Virginia Woolf’un odası vardı. Proust’un kapalı pencereleri. Marguerite Duras’ın sessiz evi. Dylan Thomas’ın mütevazı kulübesi. Hepsi de kelimelerle dolacak bir boşluk peşinde. Bakir topraklara nüfuz edecek, sahipsiz şifreleri kıracak, sonsuz olanı ifade edecek kelimelerle. Adanmışlık’ta çağımızın en ilham verici sanatçılarından biri sakınmadan defterlerini açıyor, kendi yaratım sürecinin yanı sıra neden yazdığımızı da gözler önüne seriyor.”
6. Detaylar
Kitabın “Zihin Nasıl Çalışır” adlı giriş bölümünde Patti, sözünü esirgemiyor. Her yazarın kendine özgü yazma yöntemleri olmasına karşın, kendi yaratısının ardını deşifre ediyor. “Adanmışlık’ı bir suç olarak ele alırsak, ilerlediğim sürece açıklamalar yazarak ardımda kazara kanıt bırakmışım” diyecek kadar ileri gidiyor. Kitap ayrıca, bir “adanmışlık”ı içeren pek çok fotoğrafla dolu.
7. Kitaba adını veren olay
Patti Smith, Fransa gezintisinde, Fransız şair ve yazar Paul Valery’nin (1871 – 1945) mezarını görmek adına gittiği ve komün bir yaşamın sürdüğü Sète bölgesinde, bir başka mezara rastlar. Atları çok sevdiği söylenen genç bir kızın mezar taşı “DEVOUEMENT” ile yazılanmıştır. Bunun ne anlama geldiğini sorduğunda ise “Adanmışlık” yanıtını alır. Kitaba adını bu genç kızın mezar taşındaki yazı verir.