Sahiller ve parklar elbette ki hepimizin. Biz de tam bu sebepten, buraların yaşanılası yerler olarak kalabilmesi için uygulaması çok basit tavsiyeler vermek istedik.
Bu tavsiyelerin herkes tarafından hayata geçirilmesi halinde, park ve sahillerin sürekliliğini sağlayabiliriz. Özellikle, büyük şehirlerde azıcık kalan yeşil alanlarımıza biz sahip çıkmazsak, kimse çıkamaz.
Hazır Mayıs ayındayız, bahar gelmiş, yaz kapıda. Hepimiz yine Maçka parkına, Caddebostan sahiline toplu akın edeceğiz. Bu bölgelerin hep temiz ve bizim kalabilmesi adına bu kısa rehber herkes için çok yararlı olacak.
1. Çöp poşeti temin etmek
Bu en basit ve net tavsiyemiz. Anlaması ve uygulaması çok kolay. İlk adım olarak, yayılmayı tercih ettiğimiz yeşil alanımıza giderken yediklerimiz ve içtiklerimizden arta kalanları istiflemek üzere en az bir adet çöp poşeti alalım.
2. Ve bu poşetleri sonra en yakın çöp kutusuna atmak
İnanılmaz bir tavsiye değil mi? Ama birçok insan bunu yapmayı unutuyor ne yazık ki. Çöplerimizi biriktirdiğimiz poşetleri oturduğumuz yere hediye bırakmak yerine, bi’ zahmet çöp kutusuna kadar götürüp atmak bizi yormaz, genç insanlarız.
3. Çok romantik biliyoruz ama dilek feneri almamak 🙁
%100 çalışmıyor, bize güvenebilirsiniz. Bu dilek feneri zımbırtıları gökyüzünden yükseldikten sonra uzay boşluğunda kaybolmuyor. Bir noktada sönüyor ve denize ya da karada bir köşeye düşerek çöpe haline geliyor.
4. Sigara izmaritlerinin de çöp olduğunun farkına varmak
Sigara izmaritlerini çöpten saymayan pek çok insan var hala. Küçük olduğu kadar pis olan izmaritlerimizi iyice söndüğünden emin olduktan sonra çöpe atmalıyız sevgili yeşil severler.
5. Denize uçmaması için çöplere hakim olmak
Sahil kenarında otururken hunharca esen rüzgardan yanlışlıkla denize uçak cips paketleri yüreğinizi cız ettirmiyor mu?
6. Çekirdek ve kuruyemiş kabuklarının da çöp olduğunu kabul etmek
Tıpkı sigara gibi, çöp değilmiş muamelesi gören bir diğer atıklar kuruyemiş çöpleri. Bu da çekirdek çitleyerek sahilde yürüme kültürümüzden geliyor olabilir. Ama onların doğada yok olmasını beklersek, bu biraz zaman alabilir. Biz en iyisi onları da biriktirip çöpe atalım gitsin.
7. Evcil hayvanlar için kaka poşeti bulundurmak
Kedi ve köpeklerimizin de en az bizler kadar yeşilde dolaşmaya hakkı var. Ama onların tuvalet ihtiyaçlarının temizliğinden de yine bizler sorumluyuz. Yoksa birilerinin köpeğimizin kakasının üstüne örtü serip “vıck!” efektiyle üstüne oturmasını istemeyiz, değil mi?
8. İşemek için, çimleri değil tuvaletleri kullanmak
Tuvaletler uzak geliyor ve bir de çok sıra var biliyoruz. Ama oturduğumuz yerde sidik kokuları ve pislik olması daha büyük bir zulüm be.
9. İşemek için, denizi de kullanmamak
Tuvalet o kadar da uzak değil, gerçekten. 🙁
10. Mangal yapmamak
Biliyoruz genlerimizde mangal yapma güdüsü doğuştan var. Ama şu güzelim nadir çimlerin üstüne o ateşi yakıp, bir de iki gram oksijen uğruna oraya gelen zavallı ölümlüleri dumana boğmaya ne gerek var? Mangalımız Doblo’muzun bagajında kalıversin.
11. Gezi parkı ruhunu hep taşımak
Gezi direnişinde, işten çıkıp parka temizlik yapmaya giden o güzel insanların bizler olduğumuzu hatırlamak bile çok şey değiştirebilir.