Bir aktör ya da aktris öncelikle güvenebilecekleri bir oyunculuk tekniği aramalı. İşte sizler için belki de hem sinema hem tiyatro terimlerinin en önemlilerinden biri: Oyunculuk teknikleri
Belki çoktan farkındasınız, belki hiç aklınızı kurcalamadı ama iş oyunculuğa geldiğinde söz konusu olan bir kaç önemli teknik var. En beğendiğiniz Hollywood yıldızları (ve Yeşilçam demek isterdim, diyemiyorum, sektör demeliyim) sektördeki birçok başarılı Türk aktör) aslında oynadıkları rolü hayata geçirebilmek için farklı oyunculuk teknikleri kullanıyorlar. Aşağıda bu ünlü oyuncuların hemen hemen her gün uyguladıkları tekniklerin bir listesini sizler için derledim.
1. Klasik Oyunculuk Tekniği
Klasik oyunculuk, Constantin Stanislavski’nin yarattığı ve geliştirdiği teori ve oyunculuk felsefesine dayanan bir oyunculuk çeşidi. Stanislavski’nin “sistem” adını verdiği bu oyunculuk tekniği, kendilerini geliştiren ve çalışan oyunculara sistematik bir yaklaşım sunuyor. Çalışma alanları, konsantrasyon, ses, fiziksel yetkinlikler, duygusal hafıza, gözlem ve dramatik analizi içeriyor. Stanislavski’nin amacı, bütün aktörlerin işine yarayacak evrensel nitelikte bir yaklaşım geliştirmekti. Yine de sistemi hakkında şu sözleri söylemekten çekinmedi: “Kendi metodunuzu yaratın. Benimkine köle gibi bağlı kalmayın. Kendinize yarayan, size göre bir şeyler yaratın. Ama geleneklerle size öğretilenin dışına çıkın, size yalvarıyorum.”
Stanislavski’nin yarattığı sistem, ki zaman zaman zaman buna Stanislavski’nin yarattığı metod da deniyor, oynanan karakterle bütünleşmek için oyuncunun kendi duyguları ve deneyimleri kullanılıyor. Oyuncu kendisini, karakterin kafa yapısıyla bağdaştırıp ortak olan noktalarından çıkış yaparak daha gerçekçi bir karakter sergiliyor.
2. Chekov Oyunculuk Tekniği
Stanislavski’nin öğrencisi olan Michael Chekov, sonrasında Stanislavski’nin sistemine ilavelerde bulundu. Rus asıllı bir Amerikalı aktör ve yazar Chekov’un tekniği Clint Eastwood, Marilyn Monroe ve Yul Bryner gibi oyuncular tarafından kullanıldı.
1930 ve 1935 yılları arasında Litvanya’da Kaunas Devlet Drama Tiyatrosu’nda çalışan Chekov, 1936’da İngiltere’nin Devon Şehri’nde Darlington Hall’da Çekov Tiyatro Okulu’nu kurdu, ve 1938’de savaşla birlikte okulunu Amerika Birleşik Devletleri’nin Connecticut eyaletindeki eski bir yatılı okula taşıdı.
Chekov tekniğinde, oyuncu karakterin karşılaştığı içsel probleme odaklanıp konuyu hareketlerle ifade eder. Metodunun merkezinde “ideal aktör” vardır ve bu “ideal aktör” aslında insan olarak iki ana özelliğe sahip bir enstrümandır. Birincisi, fiziksel kimliği, yani bir vücudu vardır ve onu kullanmalıdır. İkincisi bilinç kimliği ile düşünce, duygu ve güdülere sahip bir ruhu vardır. Yani iç yaşamı vardır, ve onu da kullanmalıdır. Chekhov’un jargonunda ‘psiko-fiziki’ aktörün bütün enstrümanını ifade eder ve hem ruhsal hem somuttur. O yüzden de, metodun ana amacı aktörün tamamını oluşturan bu iki parçayı potansiyelinin en yüksek noktasına kadar beraberce geliştirebilmektir.
Bu teknikte, oyuncu karakterin ihtiyacını ya da iç dinamiği’ni dışsal tavırlarla fizikileştirir. Ardından da dışsal tavır bastırılarak iç dünyayla buluşturulur ve bu sayede fiziksel hafıza performansı reflekslerle etkiler. Checkov Tekniği, psiko-sosyal bir oyunculuk yaklaşımı olup, değişim, güdülerle çalışma, hayal gücü ile birlikte iç ve dış hareketlere odaklanır.
3. Metod Oyunculuğu Tekniği
Metod Oyunculuğu, Lee Strasberg ve onun kurduğu Grup Tiyatrosu’nun üyeleriyle ilişkilendirilir. Örneğin Sanford Meisner, Robert Lewis, Stella Adler gibi oyuncuların hepsi Lee Strasberg’le beraber çalışarak bu tekniği beraberce geliştirmişlerdir.
Strasberg’in öğretisi duyu hafızası ve etkisel hafıza gibi yöntem ve egzersizlerle kişisel duygu ve anılarla beslenerek karakterle bütünleşme yönteminin altını çizer.
Stanislavski’nin ‘sistem’ i Strasberg’in tekniğinin temelini oluşturur. Strasberg Tekniği’nin takipçilerine yaygın olarak “metod oyuncusu” denmekte.
Her ne kadar gerek Metod Oyunculuğu’nu destekleyenleri gerekse eleştirenleri dinlediğinizde aklınıza bir aktörün efsanevi bir şekilde karakterin ta kendisi olup bir şekilde gerçekten yaşadığı aklınıza gelse de, her klişe gibi bu da asılsız. Strasberg, bu soru kendine sorulduğunda Metod Oyunculuğu’nun tarifini çok basit bir cümleyle anlatmıştı: “Metod Oyunculuğu aslında iyi bir iş çıkardıklarında her oyuncunun her zaman yaptığı şeyden başka bir şey değil.”
Metod Oyunculuğu Tekniği’nin çeşitleri olsa da, genelde oyuncuların kullandıkları metod teknikleri oyuncuyu karakterlerinin düşünce ve duygularıyla hayal etmeye zorlayarak gerçek yaşamdakine benzer performanslar geliştirmesini sağlıyor. Bu oyunculuk metodu bugün Hollywood’da gördüğünüz bir çok oyuncunun kullandığı bir teknik. Jared Leto, Jake Gyllenhaal, ve Angelina Jolie, bu isimlerden sadece birkaçı.
4. Meisner Oyunculuk Tekniği
Benim favori tekniğime geldi sıra. Meisner Oyunculuk Tekniği aslında Metod Oyunculuğu Tekniği ile yakından alakalı. Bu teknik, oyuncunun kendisine değil tamamen karşısındaki aktörün gerçekmiş ve sadece o anda varmış gibi odaklanmasını zorunlu kılıyor. Bu tür bir oyunculuk metodu, sahnelenen performansın seyirciye daha özgün gelmesini sağlıyor.
Meisner’in oyuncuların tepkilerini biçimlendirmek için yarattığı en temel egzersiz, Tekrarlama Egzersizi. Bu egzersiz, oyuncuyu kendine değil karşısındaki oyuncuya odaklanmaya ve gerçekten dinlemeye itiyor.
Bu egzersizde oyuncular birbirinin karşısına geçerek, aynı sözü tekrarlayarak bir diyaloğa geçiyorlar. Söz birbirlerinin tavırları hakkında olup aralarında o anda geçen şeyi yansıtıyor. Örneğin, “Mutsuz görünüyorsun.” Bu sayede, sözün söylenişinin tekrarlanışı anlamda, tonda veya gücünde, bir aktörün diğerine sergilediği davranışa denk gelecek şekilde değişiyor. Bu araç sayesinde, oyuncu bir sonraki söyleyeceği ya da yapacağı şeyi düşünmeyi bırakarak, gerek söz gerek beden dili olarak daha özgür ve anlık tepkilerle cevap veriyor. Egzersiz aynı zamanda, aktör tavırsal tepkisiyle konuştuğundan metni okur gibi yansıtmayı ortadan kaldırıyor.
Meisner Oyunculuk Tekiğinin takipçileri başka insanların tepkilerinde kendi ifadelerini bulmaya yardımcı olan ilkeleri öğreniyorlar. James Franco, Alec Baldwin ve Naomi Watts gibi isimler Meisner Oyunculuk Tekniği’ni kullanan Hollywood ünlülerinden.
5. Uygulanabilir Estetik Oyunculuk Tekniği
Eğer Metod Oyunculuğu elma olsaydı, Uygulanabilir Estetik armut olurdu. Uygulanabilir Estetik kendisi bir Meisner oyuncusu olarak eğitim alan David Mamet ve William H. Macy tarafından geliştirilen ve Stanislavski, Sanford Meisner ve acıların Stoacı filozofu Epictetus’un öğretilerinden yola çıkan bir teknik.
Uygulanabilir Estetik, bir sahneyi dört adımlı bir analizle parçalarına ayıran bir yöntem. Bu dört adım şunlar:
1. Kelimesi keilmesine – Ne olduğunun en basit açıklaması
2. İstek – Bir karakter nihai olarak ne söylemek ya da yapmak istiyor
3. Gerekli Aksiyon – Oyuncunun sahnede ne istediği. Karakterin ne yaptığı ile aktörün ne yaptığının ayrı şeyler olduğunun anlaşılması gerekiyor.
4. Mış gibi– Mış gibi aslında oyuncunun gerekli aksiyonun aktörün kendi hayatıyla alakalı olan kısmı. Örneğin: “Gerekli Aksiyon – bana ait olanı geri almak” ise “Mış gibi – Annem başkasına vereceğim sakızı benden aldı. Geri almalıyım çünkü o sakız benim” Bu adım, aktörün sahnede bir kıvılcım olarak kullanacağı hafızayla alakalı bir araç olarak işlev görüyor. Aktörün kurgudan uzaklaşarak gerçeği bulmasına ve başka bir alana uygulamasına imkan sağlıyor.
Bu oyunculuk tekniği oyunculuk deneyiminin altını çizen ve karaktere değil oyuncuya dayalı bir teknik. Aktör bu sahnede ne yapmak istiyor, bu durumda olsaydı aktör ne yapardı gibi soruları cevaplıyor. Uygulanabilir Estetik Tekniğini kullanan isimler arasında Scott Parker, Rose Bryne, Jessica Alba ve Clark Gregg gibi isimler var.
Bonus: “Kendi metodunuzu yaratın. Benimkine köle gibi bağlı kalmayın. Kendinize yarayan, size göre bir şeyler yaratın. Ama geleneklerle size öğretilenin dışına çıkın, size yalvarıyorum.”
Size en önemli 5 Oyunculuk Tekniği’ni elimden geldiğince ve yer el verdiğince aktarmaya çalıştım. Oyunculuk eğitimi almaya karar alırken faydalı olacak bir özet. Ne teknik sonradan gelir önce oyunculuğu öğren diyenlere kulak asın, ne de size dayatılan metodlara boyun eğin.
Oyunculuk tekniğinizi seçtikten sonra, ister yolun başında olun ister yılların deneyimli oyuncusu; yazının başında Stanislavsky’den aldığım sözü hatırlamanızı isterim: “Kendi metodunuzu yaratın. Benimkine köle gibi bağlı kalmayın. Kendinize yarayan, size göre bir şeyler yaratın. Ama geleneklerle size öğretilenin dışına çıkın, size yalvarıyorum.”