Yarın oyuncu olmaya karar versek, yapacağımız ilk iş bir oyunculuk kursuna yazılmak olur değil mi? Mantıklı olan da bu gibi görünüyor zaten. Replikleri ezberlemek, karaktere girmek ve içinde kalmak, bir oda dolusu insan sizi izlerken başkasıymış gibi yapmak epey zor işler neticede. Aşağıdaki listede bu işlerin altından asla oyunculuk eğitimi almadan tamamen kendi azim ve yetenekleriyle kalkan 10 oyuncuyu sıraladık. İnsanın kendine inandığında neler başarabileceğinin kanıtı olan bu oyuncular gerçekten takdiri hak ediyorlar. Bakalım kimler bunlar.
1. Heath Ledger
Oyunculuktan başka hiçbir işi yapmak istemeyen Heath Ledger; liseyi bitirir bitirmez daha 17 yaşındayken arkadaşıyla birlikte Avustralya turuna çıkarak oyunculuk seçmelerine katılmaya başlıyor ve en sonunda Clowning Around isimli bir dizide figüran olarak televizyon dünyasına ilk adımını atıyor. Bundan sonrası çorap söküğü gibi zaten; ilk uzun metrajlı filmi Blackrock, daha sonra kitleler tarafından tanınmasının yolunu açan 10 Things I Hate About You derken rüzgarı arkasına alıyor ve genç yaşta trajik bir şekilde aramızdan ayrıldığı için kendisi göremese de The Dark Knight Filmindeki efsane Joker performansıyla hak ettiği oscarı da kazanıyor. Özledik Heath Ledger’i.
2. Meg Ryan
Gazetecilik okurken ekstra gelir olsun diye televizyon reklamlarında oynamaya başlayan Meg Ryan, oyunculuktan daha çok keyif aldığını fark edince mezuniyetine yarım dönem kala okulu bırakarak tamamen oyunculuk işine giriyor. Sonrası da malumunuz zaten; When Harry Met Sally, Sleepless in Seattle gibi filmlerde Tom Hanks’le güzel bir uyum yakalayınca, özellikle romantik komedilerle devam ederek Hollywood yıldızlarından biri oluyor.
3. Tom Cruise
Tom Cruise’un oyunculuk kariyeri ilkokulda 6 arkadaşıyla birlikte oynadıkları bir piyesle başlıyor. Liseyi bitirdikten sonra nerdeyse rahip olacakken fikrini değiştirip New York’a taşınıyor ve 6 ay içinde Taps isimli filmle ilk ciddi oyunculuk deneyimini yaşıyor. Bu rolü aldıktan kısa süre sonra Endless Love’da Brooke Shields’la başrolleri paylaşıyor ve Risky Business, Top Gun derken Hollywood’un en çok kazanan aktörü ünvanını kazanıyor. Scientology olaylarına bulaşana kadar biz de seviyorduk aslında Tom Cruise’u. Bozdu sonra.
4. Joaquin Phoenix
Küçük yaşta ailesine destek olmak için kardeşleriyle sokaklarda performans sergilerken keşfedilen Joaquin Phoenix, yine kardeşleriyle birlikte reklamlarda ve televizyon şovlarda görünmeye başlıyor. Bu dönemde kardeşini kaybedince bir süre kaybolan Phoenix, Gladyatör filmindeki sadist karakter Commodus’la muhteşem bir dönüş yapıyor ve bu rolüyle Oscar’a aday gösteriliyor ama kazanamıyor. Daha sonra 2 Oscar adaylığı daha kazanan yetenekli aktör “sokaktan gelmek” deyiminin tam karşılığı aslında.
5. Christian Bale
Bale oyuncu olabilmek için küçük yaşta okulu bırakıp reklamlarda rol almaya başlıyor. Oradan televizyona geçiş yapıp birkaç ufak film ve dizide oynadıktan sonra, kendisini keşfeden Steven Spielberg’le birlikte Empire of the Sun filmiyle sinema dünyasına girip, üstüne bir de bu rolüyle en iyi çocuk aktör ödülünü kazanıyor. 2000 yılında çekilen kült gerilim American Psycho filmiyle asıl patlamasını yapan Bale’in ondan sonrası da zaten malumunuz. Birini kazandığı 3 oscar adaylığı, The Machinist filmi için 30 kilo verip sonraki sene Bruce Wayne rolü için bunun nerdeyse 2 katını geri alarak Guinnes Rekorlar Kitabı’na girişi, The Dark Knight serisindeki muhteşem Batman performansı… Adam olacak çocuk tabirinin karşılığı kendisi. Seviyoruz.
6. Russell Crowe
Gladiator filmiyle Oscar kazanan Russell Crowe da oyuncu olabilmek için okulunu bırakanlardan. Aile bağlantıları sayesinde Spyforce isimli dizideki küçük rolüyle televizyon dünyasına giren Russell abimiz, verdiği emeğin karşılığını L.A. Confidental, The Insider, Gladiator, A Beautiful Mind gibi filmlerde oynayarak alıyor ve Hollywood yıldızlarının arasına ismini yazdırıyor. E tabi ne de olsa onun adı Maximus Decimus Meridius, kuzey orduları kumandanı, Roma tümeni generali, gerçek imparator’un, Marcus Aurelius’un, sadık yardımcısı, katledilmiş oğlun babası, katledilmiş kadının kocası…
7. Jennifer Lawrence
Daha 14 yaşındayken anne ve babasını oyuncu seçmelerine katılması için kendisini New York’a götürmeleri için ikna eden Lawrence, bu özgüvenin karşılığını 19 yaşındayken The Bill Engwall Show isimli komedi dizisine ana karakterlerden biri olarak girerek alıyor. Sonrasında sinema dünyasına ilk esaslı girişi Thw Winter’s Bone filmi ve bu filmle kazandığı Oscar adaylığı. Daha da sonrasında gelen 3 adaylık ve kazanılan 1 oscar. X-Men ve The Hunger Games serileri… Şu anda filmleri dünya çapında toplamda 5.5 milyar dolar hasılat yapmış bir yıldız kendisi.
8. Johnny Depp
Aslında küçüklüğünden beri müzisyen olmak isteyen Johnny Depp, arkadaşı Nicolas Cage kendisini aktörlük yapması için ikna edene kadar telefonda pazarlamacılık yaparak tükenmez kalem satıyordu. Aktörlüğe yöneldikten sonra A Nightmare on Elm Street filmiyle sinemaya giriş yapan ve 21 Jump Street dizisiyle de ilk başrol deneyimini yaşayan Depp, ordan aldı yürüdü desek yanlış olmaz. Kendisinin filmografisini buraya yazmaya gerek bile görmüyoruz zaten. Yalnız ilginç bir ayrıntı verelim; rol aldığı ve oscarlar kazanan onca kült filme rağmen, Johnny Depp’in henüz Oscar adaylığı yok.
9. Ben Kingsley
Küçük yaşlardan beri oyuncu olmak isteyen ve bunun için çabalayan Ben Kingsley, ilk profesyonel rolünü 23 yaşında oynayabiliyor ama yine de vazgeçmiyor. Bu noktadan sonra tam 15 yıl boyunca dizilerde ve filmlerde ufak roller alabilen ve hatta bir müzik yapımcısından aldığı “Gel seni popstar yapalım” teklifini bile oyunculuk için geri çeviren Kingsley, en nihayetinde 1982 yılında Gandhi filmiyle adını sinema tarihine yazdırıyor ve bu rolüyle en iyi erkek oyuncu oscarını da kazanıyor. Sonrasında kazandığı 3 oscar adaylığı ve 2002 yılında İngiliz sinemasına katkılarından dolayı kazandığı şövalye ünvanını da unutmayalım.
10. Brad Pitt
24 yaşında mezun olduktan 2 hafta sonra cebinde sadece 325 dolarla Missouri’den yola çıkan Brad Pitt, 225 dolarla Hollywood’a ulaşıyor. Burada bir McDonald’s’a giriyor, içerde masanın üzerinde duran bir gazetedeki figüran seçmeleri ilanını görüp gitmeye karar veriyor ve rolü alıyor. Sonrasında dizilerde küçük rollerle devam eden Pitt’in ilk gerçek sinema deneyimi Cutting Glass filmi oluyor. Asıl patlamayı yaptığı film ise hepimizin bildiği 1994 tarihli Interview With The Wampire. Tom Cruise’le başrolleri paylaşan Pitt’i bu noktadan sonra tutabilene aşk olsun zaten. Seven, 12 Monkeys, Sleepers, Meet Joe Black, Seven Years in Tibet, Fight Club, Snatch, Troy… Say say bitmiyor. İki Oscar adaylığını da eklemeden geçmeyelim.