İçinde bulunduğumuz internet çağında, her konuda olduğu gibi otomobiller hakkında da sonsuz bir bilgi denizi parmaklarımızın ucunda. Merak ettiğimiz, aklımıza takılan veya araç seçimlerimizi şekillendirecek her tür bilgiye ulaşmak hiç olmadığı kadar kolay. Ne yazık ki bu doğru olmayan bilgilerin yayılmasına ve bu bilgilere inanılmasına da neden oluyor.
Otomobiller hakkında bu şekilde yayılmış ve yaygınca inanılan oldukça fazla bilgi bulunuyor. Bu yazımızda bu yanlış bilgileri inceleyecek ve doğrularını nedenleri ile açıklayacağız. Şimdiye kadar bu bilgilerin kararlarınızı etkilememiş olmasını umuyorum.
1. Alüminyum gövdeli araçlar, çelik gövdeli araçlar kadar güvenli değildir
Alüminyumun çelikten daha hafif olduğu bir gerçek fakat bunun güvenlik anlamında yorumu genelde yanlış yapılıyor. İki malzemenin yoğunluk farkından dolayı üreticiler, kalınlığı arttırmak ve güvenlikten ödün vermemek için daha fazla alüminyum kullanıyor. Hatta birçok çalışma, daha iyi enerji emiciliği ve bükülmesinin daha tahmin edilebilir oluşu nedeniyle alüminyum araçların daha güvenli olduğunu göstermekte. Özetle bir aracı güvenli yapan kullanılan malzeme değil, aracın nasıl tasarlandığı.
2. Kore üretimi otomobiller kötüdür
Bunun geçmişte doğru olduğu kabul edilebilir olsa da günümüzde kesinlikle değişmiş bir durum. 2018’de yapılan bir güç güvenilirliği çalışması sonuçlarında Koreli üreticiler Kia ve Hyundai listenin başında. Üstelik büyük çoğunluğun en güvenilirlerden kabul ettiği Honda, Toyota gibi üreticilerin önündeler. Çoğu insanın bir türlü anlamak istemediği şey bu markaların yakın geçmişte Mercedes, Audi gibi markaların başarılı mühendislerini himayesine katmış olduğu.
3. Kırmızı araçların sigorta bedeli daha yüksektir
Spor görüntü, lüks algısı yarattığı gerekçesiyle kırmızı renkli otomobillere daha yüksek sigorta fiyatları verildiği düşünülür. Çok yaygın bir inanış olmamasına rağmen bilgilendirmekte fayda var; aracınızın rengi ile sigorta bedeli arasında herhangi bir ilişki yoktur. Sigorta bedeli aracınızın türü, kilometresi, yaşı ve sizin sürücü geçmişinize göre belirlenir.
4. SUV tipi araçlar küçük otomobillerden daha güvenlidir
SUV’lerin normal araçlara göre daha büyük ve ihtişamlı olması, her zaman daha güvenli oldukları gibi yanlış bir algı oluşturmuş durumda. SUV tipi araçların aileler arasında oldukça yaygınlaşması bunu kanıtlar nitelikte. Her araç, SUV veya başka bir tür olmasından bağımsız olarak belirli güvenlik sistemlerine sahiptir. Aracınızın güvenlilik seviyesi tamamen bu sistemlere ve çarpışma testi puanlarına bağlıdır. Üstelik SUV’ler genellikle boyut ve ağırlıkları sebebiyle çevre araç ve yayalara daha büyük risk teşkil ediyorlar.
5. Araç alımında nakit ödeme her zaman avantajlıdır
Nakit güçlüdür fakat yeni bir araç alıyorsanız bu durum değişebilir. Almayı düşündüğünüz araç için nakide teşvik eden kampanyalar yoksa, satıcınız vadeli satışı tercih ediyor demektir. Sizden aldıkları faiz ne kadar yüksek olursa, o kadar fazla kazanırlar. Eğer fiyat belirlenmeden nakit ödeyeceğinizi belirtirseniz, alacağınız teklif vadeli tekliften kötü olabilir. Faizden kazanacakları miktarı olduğundan yüksek gösterip, nakit fiyata yansıtabilirler. Ödeme yönteminizi son fiyat belirlenene kadar gizli tutmanızı öneririm.
6. 5000 kilometrede bir yağ değişimi yapılmalıdır
Düzenli yağ değişimi yapılması, motorunuzun ömrünü uzatmada önemli bir etkendir. Peki bunun 5000 kilometrede bir yapılması gerçekten gerekli mi? Teknolojinin bu denli gelişmediği dönemlerde evet, gerekliydi. Fakat günümüzde motorların ve kullanılan sıvıların kalitesinin artmasıyla bu mesafe 10000-15000 kilometreye (kullandığınız yağ ve yağ filtresine göre) kadar yükseldi. Bu mesafelere ulaşmayan bir sürücüyseniz ise yılda 2 kez yağ değişimi yapmanız yeterli olacaktır.
7. Elektrikli otomobillerin yanma riski yüksektir
Hepimiz elektrikli otomobillerin durup dururken alev aldığı haberlerini duyuyoruz ve bunun elektrikli olmalarına yoruyoruz. İşin gerçeği ise benzinli araba yangınları haber niteliği taşımazken, elektrikli araç yangınlarının alışık olmamaktan kaynaklı olarak gündeme oturması. CNN’e göre elektrikli araçların yangın riski benzinli araçlara oranla oldukça düşük görünüyor.
8. Hibrit araçlar yavaştır
Evet, hibrit araçlar ilk piyasaya sürüldükleri dönemlerde yavaşlardı. Son yıllar içinse bu tamamen yanlış bir argüman. Hatta günümüzde bazı araçların hibrit modelleri, normal modellerinden daha hızlılar. Yeni teknolojiler sayesinde hibrit otomobiller hiç olmadıkları kadar verimli, hafif ve güçlüler.
9. Aracınızı bulaşık deterjanı ile yıkayabilirsiniz
Hayır! Araç yıkama sabunları oldukça pahalı olduğu için ucuz bir yöntem olarak buna yönelen birçok insan mevcut. Gerçek şu ki, bulaşık deterjanı ve benzeri temizlik malzemeleri aracınızın kaplamasına ve boyasına çok ciddi zararlar verir. Sonrasında aracınızı boyatmak inanın masrafınızı oldukça arttıracaktır.
10. Aracınızı kullanmaya başlamadan önce motorun ısınmasını beklemelisiniz
On yıllardır inanılan bir bilgi olmasına karşın, oldukça gereksiz bir yaklaşımdır. Soğuk hava yakıt ekonomisini etkiler, evet, fakat motoru ısıtmanın en etkili yolu aracınızı kullanmaktır. Otoparkınızda durur vaziyette beklemek olumlu pek bir fark yaratmamakla beraber, aksine size yakıt ve zaman kaybettirir.
11. Düz vitesli araçlar, otomatik vitesli araçlardan daha az yakıt tüketir
Bu bilgi, otomatik vitesli araçların ilk piyasaya çıktığı yıllarda doğruydu ve bu nedenle insanların beynine kazındı. Günümüzdeki teknoloji gelişmişliği, düz vitesli araçların avantajını neredeyse sıfıra indiriyor. Son teknoloji otomatik şanzımanlar, yakıt ekonomisinde düz vitesli araçları oldukça geride bırakmış durumda.
12. Klimayı çalıştırmak, pencereleri açmaktan daha iyi bir seçenektir
Klima ne kadar önemli olsa da gerçekten gerekli olmadıkça pencereleri açmak çok daha mantıklı bir seçenektir. Klimaların gücünü aracın motorundan alması nedeniyle yakıt ekonomisine olumsuz etki ediyor. Bu alışkanlığı edinmek size uzun vadede büyük tasarruf sağlayacaktır.
Kaynak: 1