1931 yılında Hindistan’ın Madhya Pradesh eyaletinde dünyaya gelen Osho üniversite eğitimini tamamlayarak kendini felsefeye adadı. “Asi Ruh” ya da “Provokatör Mistik” olarak da anılan Osho daha çocukluk yıllarından itibaren toplumun dayattığı genel geçer bilgilerin karşısında yer aldı ve doğruyu bulmak için seçtiği yol deneyimlemekti. Uslanmaz varoluşçu Osho toplum, din, politika, felsefe ve ahlak ile ilgili birçok cesur sav ve söylemle otoritelerin tepkisini çekmiştir.
Osho öğretileri sadece kitaplarla sınırlı değildir, 35 yılı aşkın bir süre boyunca tüm dünyada uluslar arası dinleyicilerle yaptığı doğaçlama konuşmalarının sesli ve görsel kayıtları bulunuyor. Osho, Londra’da Sunday Times tarafından “20. Yüzyılın 1000 Yaratıcı İnsanı” arasında gösterildi ve Amerikalı yazar Tom Robbins tarafından “İsa’dan beri en tehlikeli insan” olarak nitelendirildi. Kendisini tanımayanlar için fikir edinmeleri adına Osho 101 tadında bir alıntılar listesi hazırladık. İyi okumalar, pırırl pırıl aydınlanmalar dileriz.
İnsanoğlu muazzam bir şekilde mutlu olabilir ve muazzam bir şekilde mutsuz olabilir; seçiminde özgürdür.
Tüm dünyayı ayaklarının altına almış ve kendini kaybetmişsen, dünyanın tüm zenginliklerini fethetmiş ve kendi içsel hazineni kaybetmişsen, zenginliklerinle ne yapacaksın?
(Sıfırlayamadıktan sonra… 🙁 )
Anın içinde seninle olmakta olan her şeyi kullan ama sahiplenme. Hiçbir şey senin değil, her şey varoluşa aittir.
Gerçek bir eğitim sana rekabet etmeyi öğretmeyecek; sana kendini kimseyle kıyaslamadan yaratıcı olmayı, sevgi dolu olmayı, saadet içinde olmayı öğretecek.
Eğer başkalarını günahkarlar olarak lanetleyerek bir aziz haline geleceğini düşünüyorsan, senin azizliğin yeni bir ego tatmininden başka bir şey değildir.
Mutluluk her zaman bir yan üründür. O doğrudan bir arayışın sonucu değildir. Aklının ucunda bile yokken o gerçekleşir.
Toplum nevrozludur ve coşku dolu insanların var olmasına izin vermez. Onlar toplum için tehlikelidir.
Toplum sana hırslı olmayı öğretir. Hırs, yarında yaşamak demektir. Hırs bugünün yarın için kurban edilmesi demektir.
Hasta, depresyonda ve ıstırap içinde olduğunda, teselli etmek için arkadaşların seni ziyarete gelir. Mutlu olduğunda aynı arkadaşların seni kıskanmaya başlar. Hiç kimse mutlu bir insandan hoşlanmaz çünkü mutlu bir insan diğerlerinin egosunu incitir.
Güçlü rüzgarlar seni oraya buraya sürüklüyorsa onlara direnme; onlar sen direndiğin için onlar güçlü görünüyorlar. Rahatla ve bırak seni götürsünler. Onlarla git, bütün olarak git.
Sıradanlığını kabul ettiğin an sıra dışı hale gelirsin. Cehaletini kabul ettiğin an, ilk ışık huzmesi varlığının içine girmiştir, ilk çiçek açmıştır.
Geçmişten ve gelecekten özgür olmak özgürlüğü ilk defa tatmak demektir. Ve bu deneyimde kişi bütün ve sağlıklı hale gelirse tüm yaraları iyileşir.
Tamamlamadan bıraktığın ne varsa rüyalarında tamamlanmak zorundadır; yaşamadığın her ne varsa bitmemiş bir iş olarak kalır ve kendisini zihinde tamamlar; rüya denilen şey budur.
Istırabını saklayarak ondan kurtulamayacaksın; daha çok ıstırap yaratacaksın. İlk yapman gereken şey onunla yüzleşmektir.
Seks iki kişiyi anlık, çok yüzeysel ve gelişigüzel olarak birleştirebilir. Gerçek sevgililerin daha ihtişamlı ortak ilgileri vardır.
Geçmiş artık olmayandır ve gelecekse henüz olmamış olandır. Her ikisi de yoktur. Var olan şimdidir.
İnsanlar kendilerini yalnız hissediyorlar; birilerinin bu yalnızlığı gidermesini istiyorlar. Buna aşk diyorlar. Kendi kendine yettiğinde, yalnızken gayet mutlu olduğunda, işte o zaman aşk mümkündür.
Sana gereken yalnızlığını unutturacak şeyler değil; tek başınalığının farkına varmandır. Ve bunu yaşamak öyle güzeldir ki, sana kalabalıktan ve hayatındaki kişiden özgür kalmanı sağlar. Yalnızlık korkunu yenip seni özgürleştirecek olan budur.
Aşk kıskançlığı bilmez, tanımaz. İncinen egodur, rekabete giren egodur. Kıskançlık hissedip sahiplenen de egodur; çünkü ego ancak sahiplenerek var olabilir.
Kendini seven insan gerçek aşka adım atmış olur. Hiç kimse kendini sevmeyeni sevmez. Sen bile kendini sevmiyorsan başka kim o zahmete girer ki?