Spiritüel dünyada dikkat çeken çok isim var, ancak 70’ler ve 80’lerin ruhsal arayışlarla dolu dönemlerinde, Osho kadar geniş bir yankı uyandıran bir başka figür bulmak neredeyse imkansız. Doğu’nun derin mistik öğretilerini Batı’nın modern psikoterapi teknikleriyle cesurca harmanlayan bu sıra dışı lider, hem büyüleyici bir hayran kitlesi oluşturdu hem de pek çok tartışmanın merkezinde yer aldı. Osho, sadece bir ruhani öğretmen olarak değil, aynı zamanda yaşamın her alanına dokunan provokatif fikirleri ve yenilikçi yaklaşımlarıyla da dikkat çekti. Felsefesi, geleneksel sınırları yıkan, bireysel özgürlüğü yücelten ve konfor alanlarını sorgulatan bir yaklaşım içeriyordu. Kendisine duyulan hayranlık kadar eleştirilerin de odağı olan bu etkileyici figür, ardında derin bir miras bıraktı. Gelin, hem bir ilham kaynağı hem de tartışmaların odak noktası olan Osho’nun sıra dışı yaşamına ve dünyaya bakış açısına daha yakından bakalım.
1931’de Hindistan’da varlıklı bir ailede dünyaya gelen Bhagwan Shree Rajneesh (nam-ı diğer Osho), daha çocukken bile sıra dışı biriydi
Kendi toplumunun köklü dini geleneklerini ve kurallarını sorgulamakla yetinmeyip, farklı düşünürlerin fikirlerini anlamaya koyuldu. Felsefe eğitimi sırasında, çilecilik ve toplumsal baskıya karşı çıkan tezleriyle dikkat çekti.
21 yaşındayken, Jabalpur’daki Bhawartal Bahçesi’nde yaşadığı mistik bir deneyimle “aydınlandığını” iddia etti. Bu olay, hayatını kökten değiştirdi ve onu bir guru olma yolunda ilerlemeye teşvik etti. Felsefe alanında yüksek lisans yapmasının ardından, baskıdan arınmış bir hayat ve özgürlük temalı dersleriyle birçok kişiyi etkilemeye başladı.
Osho’nun öğretilerinin merkezinde, cinsel arzuların bastırılması yerine kabul edilmesi gerektiği düşüncesi vardı
Bu fikir, o dönemin Hint kültürü için tam anlamıyla devrim niteliğindeydi. 1960’larda meditasyon kampları düzenlemeye başlayan Osho, katılımcılarına nefes teknikleri, dans, bağırma, kahkaha ve serbest hareketlerle dolu bir ritüel sunuyordu. Bu etkinliklerle, kısa sürede “seks gurusu” lakabını kazandı.
Tantra felsefesini modern bir yorumla ele alan Osho, cinselliğin yalnızca bir fiziksel deneyim değil, aynı zamanda bilinci genişletmenin bir yolu olduğunu savundu. Ancak bu görüşleri, onu hem takipçilerinin gözünde bir kahraman hem de eleştirmenler için bir hedef haline getirdi.
Hindistan’ın Pune kentindeki aşramı, spiritüel deneyim arayan Batılılar için bir merkez haline geldi
Katılımcılar, turuncu ve kırmızı kıyafetler giyiyor, yeni Hint isimleri alıyor ve alışılmadık grup terapilerine katılıyordu. Osho’nun meditasyon yöntemleri arasında serbest dans ve içsel arzulara açılma da vardı. Ancak eleştirmenler, bu uygulamaların ahlaksızlığa ve madde bağımlılığına teşvik ettiğini iddia etti.
Osho’nun adı, kontrollü maddelerle de sıkça anıldı. Nitröz oksit gibi maddeleri kullanarak mistik deneyimleri artırmayı savundu. Hatta bu süreçte yazdığı bazı kitapların etkisi altında kaleme alındığını açıkça ifade etti. Ona göre, bu maddeler “Buda’nın veya İsa’nın ulaştığı bilinç seviyelerine” ulaşmanın bir aracıydı.
1970’lere gelindiğinde, Osho’nun popülaritesi hızla arttı. Takipçileri, Hindistan’a taşınarak onun liderliği altında yaşamaya başladı
Ancak hareket büyüdükçe tartışmalar da peşini bırakmadı. 1980’lerin başında, Hindistan’daki aşram hızla büyüyen bir topluluğa dönüşürken, bu büyüme beraberinde suçlamalar ve eleştiriler getirdi.
1981 yılında, Hindistan’da vergi kaçakçılığı ve vize ihlalleriyle başı belaya giren Osho, müritleriyle birlikte Amerika Birleşik Devletleri’ne taşındı
Hedef, Oregon’un Antelope kasabasındaki 64.229 dönümlük devasa bir çiftlikte kendi ütopik şehirlerini kurmaktı. Bu proje için takipçilerden tam 6 milyon dolar toplandı! Şehir, Rajneeshpuram adını alacak ve yepyeni bir yaşam modeli sunacaktı.
Bu hayali gerçekleştirmek için binlerce kişi Antelope’a taşındı. Birkaç yıl içinde burada evler, alışveriş merkezleri, ofisler, hatta büyük toplanma alanları inşa edildi. Eskiden sakin bir kasaba olan Antelope, artık hızla büyüyen ve tamamen farklı bir kültüre ev sahipliği yapan bir merkeze dönüşmüştü. Ancak bu değişim, yerel halkı rahatsız etmeye başlamıştı.
Antelope’un sakinleri, yeni komşularının değerleri ve yaşam tarzları karşısında kendilerini huzursuz hissetmeye başladılar
Özellikle komünün açık cinsel ifadeleri ve topluluk içinde sıkça düzenlenen dinamik meditasyon etkinlikleri, muhafazakâr Hristiyan değerlere sahip yerel halk için fazla kışkırtıcıydı.
Üstelik, komünün büyük bir kısmı vejetaryendi ve bu, bölgenin sığır yetiştiriciliğine dayanan ekonomisiyle çatışıyordu. Yerleşim hızla büyürken imar yönetmelikleri ve yerel bürokrasiyle sık sık karşı karşıya kaldılar. Ancak bu gerginlikler müritleri durdurmadı; aksine, daha da büyük yatırımlarla komünü geliştirmeye devam ettiler.
Bir süre sonra, Antelope’un adı Rajneeshpuram olarak değiştirildi. Komün; evler, özel havaalanı, toplu taşıma sistemi ve kendi yiyecek tedarikini sağlayan bahçelerle tam anlamıyla bağımsız bir şehir haline geldi. Ancak perde arkasında işler hiç de yolunda gitmiyordu.
1984 yılına gelindiğinde, Rajneeshpuram bir trajediye sahne oldu. Osho’nun sağ kolu olan Ma Anand Sheela, ABD tarihindeki ilk biyoterör saldırılarından birini gerçekleştirdi
Amaç, komünün genişlemesine karşı çıkan yerel seçmenleri etkisiz hale getirmekti. Sheela, Oregon’daki The Dalles şehrinde restoranlarda ve su tanklarında salmonella bakterisi yayarak tam 700’den fazla insanı hasta etti.
Bu saldırı, Rajneeshpuram’ın itibarını zedelediği gibi FBI’ın da dikkatini çekti. Araştırmalar, Sheela ve müritlerinin yasa dışı silahlar topladığını, cinayet planları yaptığını ve yerel yetkililere karşı istihbarat operasyonları düzenlediğini ortaya çıkardı.
1985 yılında, Sheela cinayet girişimi, ürün tahribatı ve göçmenlik dolandırıcılığı suçlarından yargılandı. Ancak yargılamadan kaçmak için Avrupa’ya gitti. Bu olay, komünün dağılma sürecini hızlandırdı. Aynı yıl, Osho’da sahte evliliklerle ilgili suçlamalarla karşı karşıya kaldı ve ABD’den sınır dışı edildi.
Bir zamanlar “Bhagwan” unvanıyla anılan Osho, Amerika’daki kaos dolu yıllarının ardından Hindistan’a geri döndü
Ama bu dönüş sadece fiziksel bir yolculuk değildi; aynı zamanda kimlik değişimiyle de damga vurdu. Rajneesh, “Bhagwan” adını geride bırakarak artık takipçileri arasında “Osho” olarak bilinecekti. 1990 yılında 58 yaşında hayatını kaybedene kadar Pune’daki aşramında yazmaya, meditasyon ve terapi programları düzenlemeye devam etti.
Osho’nun mirası, hem onu bir guru ve spiritüel rehber olarak gören hayranları hem de onu eleştirenler arasında keskin bir şekilde ayrılıyor. Sadık takipçileri, onun öğretilerini Doğu felsefesi ve Batı psikoterapisinin mükemmel bir harmanı olarak görüyor. Kitapları milyonlarca kopya sattı ve hâlâ dünya çapında bir okuyucu kitlesi buluyor. Ancak muhalifler, Osho’yu bir tarikat lideri, narsist bir manipülatör ve kaosun efendisi olarak tanımlıyor.
Her tarikat hikâyesinde olduğu gibi, Rajneeshpuram ve Osho çevresinde de karanlık iddialar yer alıyor
Eski bir sannyasin olan Erin Robbins, guruya yakınlaştıkça yaşadıklarının giderek daha rahatsız edici hale geldiğini, sonunda ise cinsel saldırıyla sonuçlandığını iddia ediyor. Robbins yalnız değil; Osho’yu suçlayan diğerleri de benzer hikâyelerle seslerini duyurmaya çalıştı.
Bir başka acı dolu tanıklık ise, bir zamanlar Rajneesh hareketinin merkez üssü olan Medina yerleşkesinde büyüyen Lily Dunn’dan geliyor. Dunn, hareketin çocukları koruması gerekirken onları ihmal ettiğini ve hatta tacize göz yumduğunu iddia ediyor. Daha küçük bir çocukken rahatsız edici bakışlara maruz kaldığını, ergenlik dönemine geldiğinde ise yetişkinlerin onu cinsel ilişkiye zorladığını anlatıyor. Bu hikâyeler, Rajneeshpuram’ın idealist bir ütopya değil, çok daha karanlık gerçekliklerin yaşandığı bir yer olduğunu gözler önüne seriyor.
Bir zamanlar Osho’nun “ütopyası” olarak kurulan Rajneeshpuram’dan bugün geriye pek bir şey kalmadı
Oregon’daki bu kasaba, yeniden “Antelope” adını aldı ve kaderine terk edildi. Boş binalar, harabeye dönmüş yapılar ve sessiz sokaklar, bu hayalin kısa ömürlü olduğunu hatırlatıyor.
Ancak bu düşüş, Osho’nun mirasını tamamen yok edemedi. Pune’daki Osho International Meditation Resort hâlâ faaliyet gösteriyor ve dünyanın dört bir yanından gelen ziyaretçilere meditasyon programları ve çevrim içi kurslar sunuyor. Yani, Osho’nun felsefesi bir şekilde yaşamaya devam ediyor.
Osho’nun öğretileri hâlâ geniş bir kitleye ilham verirken, ardında bıraktığı tartışmalar onun mirasını gölgeliyor. İster bir aydınlanma rehberi, ister bir tarikat lideri olarak anılsın, Osho’nun hikâyesi, iz bırakan bir efsane olarak tarih sayfalarında yerini aldı.