Geçen hafta size Oscar tarihinde ödül alamayan ama üzerinden yıllar geçse de unutulmayıp konuşulmaya devam eden filmlerden bahsetmiştik. Hatırlamak için buradan, devamını okumak içinse aşağıdan devam edebilirsiniz.
1957 – The Bridge on the River Kwai / 12 Angry Men
Gerçek hikayeye yenilmiş, bir tek mekan filmi. 12 Angry Men diyalogların bir filmi sırtlanabildiğini gösteren önemli örneklerden. Havalandırması çalışmayan bir odada terleyen, bunalan 12 adamın almaya çalıştıkları karar film boyunca en az onlar kadar izleyici de geriyor, odadaki 13. kişi haline getiriyor ve kendisinin onlarla beraber terlediğini hissettiriyor. Yine de her şeyiyle komple bir iyi film olan Kwai Köprüsü karşısında, bir tık geride desek yalan olmaz herhalde.
1974 – Chinatown / Godfather Part II
Jack Nicholson’ın bildik oyunculuğu ve kalitesiyle birlikte Chinatown yılın en iyi yapımlarındandı. Ancak karşısında sinema tarihinin en iyi yapımlarından birisi olan Godfather Part II olunca ödül Chinatown’a gidemedi. Anlayacağınız rakibi çok güçlüydü! Neydi o klişe laf, yapacak bir şey yok!
1994 – Forrest Gump / Pulp Fiction, The Shawshank Redemption
1994 yılı Oscar’ın eli kanlı yıllarından. Hala nasıl olur da ödülü alamaz diye sitem edilen iki filmi barındırıyor. Birincisi sinemanın en iyileri listelerinin en popülerinin zirvesinde yıllardır yer alan The Shawshank Redemption. Bu da büyük tartışmalara yol açıyor elbette ama biz o tartışmalara girmeden filmin kalitesinden bahsetsek yeterli olur. Efendim, senaryo illüzyonu böyle oluyor işte! Her şey gözünüzün önündeyken hiçbir şey göremediğiniz bir film. İkincisi ise bir Tarantino klasiği olan ve ödül alacağı kategori hala mevcut olmayan Pulp Fiction. Film kesinlikle sinema tarihinin en ilginç filmlerinden bir tanesi. Tüm bunlara rağmen Forrest canımızdır, içimizden bir parçadır. Run Forrest, Run!
1997 – Titanic / Good Will Hunting, L.A. Confidental
James Cameron’ın Titanic ile ortalığı kasıp kavurduğu yıl olarak hatırlanacak 1997. Film tam 14 dalda aday gösterilip 11 dalda ödül aldı. Her ne kadar hasılatıyla, topladığı ödüllerle tartışmalara nokta koymalı gibi dursa da film hala sinema değeri olarak tartışılıyor. Oscar tarihine geçen böyle bir film varken Good Will Hunting ve L.A. Confidental’in ödül alamamaları kimseyi şaşırtmadı elbette. Ancak her ikisi de kendi kitlelerine sahip kaliteli yapımlar. Good Will Hunting çok daha fazlasını hak etse de; Robin Williams’a En İyi Erkek Oyuncu ödülünü, Matt Damon ve Ben Affleck isimlerine En İyi Senaryo ödülünü getirerek Titanic’in yanında ben de varım diyebildi en azından. Kadrosunda Kevin Spacey, Russell Crowe, Kim Basinger, Guy Pearce, Danny DeVito gibi isimleri barındıran L.A. Confidental’i ise izlediğinizde filmi sevenler tarafında olursanız Titanic’ten daha iyi bir film olduğunu iddia edeceğinize eminiz.
1999 – American Beauty / The Sixth Sense
Çok enteresan bir yıl! Her türden film var. Altıncı His, sürprizli sonuyla o dönem herkesin dilindeydi. Akademi üyeleri ya filmi sonuna kadar izlemedi ya da o kadar da sürprizli bulmadılar. Neyse filmi hala izlemeyenlere spoiler vermeden 20. yüzyılı bitirelim.