Örümcekler, doğanın en etkileyici mimarları arasında yer alıyor. Farklı şekil ve boyutlarda ağlar ören bu canlılar, ağlarını hem barınak hem de avlanma aracı olarak kullanıyor. Bazıları ise ağlarını adeta bir yol gibi kullanarak çevrelerini keşfediyor. Ancak, çoğumuz için bu yapışkan yapılar korkutucu birer kabus gibi görünüyor. Peki, örümcek ağlarının insanlar için de faydaları olduğunu biliyor muydunuz? İşte örümcek ağları hakkında bilmediğiniz şaşırtıcı gerçekler…
1. Darwin örümceği, dünyanın en uzun örümcek ağlarını örüyor
Darwin’in kabuk örümceği, doğanın sınırlarını zorlayan yetenekleriyle dikkat çekiyor. Hiç bir gölün ya da nehrin üzerinde gerilmiş devasa bir ağ gördünüz mü? Eğer gördüyseniz, bu örümceğin eserine şahit olmuş olabilirsiniz. Bu tür, ağlarını rüzgar yardımıyla savurarak su kütlelerinin karşısına taşıyor. Ağlarının uzunluğu bazen 25 metreyi aşıyor!
Bu ağlar sadece uzun değil, aynı zamanda geniş. Ortalama 900 ila 28.000 santimetrekare arasında bir alan kaplayan ağlar, dünyanın en büyüklerinden biri olarak kabul ediliyor. Ağın merkezi, genellikle spiral şekilde bir küre formunda ve suyun etrafında uçan böcekleri yakalıyor. Şaşırtıcı olmayan bir şekilde, bu küreler de en büyük av tuzakları arasında yer alıyor.
2. Örümcekler ağlarını kullanarak uçabiliyor
Evet, örümcekler uçabilir! Bu yetenek, “balonlama” ya da “uçurtma” olarak adlandırılan bir yöntemle gerçekleşir. Genellikle yeni doğmuş yavruların dağılarak yeni yaşam alanları bulması için kullandığı bu yöntem, yetişkin örümceklerde de gözlemleniyor.
Örümcekler, önce yüksek bir noktaya—örneğin bir ağacın tepesine—tırmanıyor. Ardından, incecik bir ipek iplik (gossamer) salıyorlar. Rüzgar ya da elektrik alanları bu iplikleri yukarı doğru çekerek örümceği havalandırıyor. Bu yöntem sayesinde örümcekler yüzlerce kilometre yol kat edebiliyor. Neyse ki, uçan bu örümceklerin yönlerini kontrol edememesi, örümcek korkusu olanların biraz rahat nefes almasını sağlıyor!
3. Bazı örümcekler ağlarına takılan yarasaları yakalayıp yiyor
Örümcek ağları hakkında hemen hemen herkesin bildiği şey ne kadar dayanıklı oldukları. Örümcek ipeği, dünyadaki en güçlü biyolojik maddelerden biri olarak biliniyor. Bu özellik, örümceklerin kendilerinden çok daha büyük ve ağır hayvanları bile avlayabileceği anlamına geliyor.
Örneğin, Nephila cinsine ait büyük küre örücü örümcekler, yaklaşık 1,5 metre genişliğinde dev ağlar örebilir. Bu devasa ağlar, yalnızca böcekleri değil, bazen yarasaları bile tuzağa düşürür! Kosta Rika’da bu örümceklerin yarasaları yakalayıp yediği gözlemlendi. Doğa, gerçekten de sınır tanımıyor!
4. 16. yüzyılda örümcek ağlarından sanat eserleri yapıldı
Geçmişte, insanlar örümcek ağlarını sadece doğal bir fenomen olarak görmüyor, aynı zamanda sanat eseri yaratmak için kullanıyordu. Bu ilginç sanat formunun ilk belgelenmiş örnekleri, 16. yüzyılda Avusturya’nın Tirol Alpleri’nde, Puster Vadisi’nde yaşayan rahiplere kadar dayanıyor. Rahipler, örümcek ağlarını dikkatlice toplayarak bir çerçeveye geriyor ve resim yapmak için bu hassas ağları kullanıyordu.
Bu sanatsal tuvallere rağmen, örümcek ağları son derece narin bir yapıya sahip. Günümüzde bu tür Avusturya menşeli örümcek ağı tablolarından yalnızca 100 kadarının varlığını sürdürdüğü biliniyor. Bir zamanlar oldukça yaygın olan bu eserler, ne yazık ki 1920’den sonra rahiplerin yeni tablolar yapmayı bırakmasıyla tarihe karıştı.
İlginizi çekebilir:
Yaz Aylarının Kabusu! Böcek Sokması Belirtileri Nelerdir, Ne İyi Gelir?
5. Örümcekler yerçekimsiz ortamda bile ağ örebilir
Örümceklerin adaptasyon becerileri sizi şaşırtabilir. 1973 yılında NASA, örümceklerin düşük yerçekimi koşullarında ağ örüp öremeyeceklerini test etmek için SkyLab uzay istasyonuna iki örümcek gönderdi. Başlangıçta biraz bocalasalar da örümcekler kısa sürede yerçekimsiz ortama uyum sağlayarak alışılmadık şekilli ağlar örmeyi başardı. Ancak bu ağların, Dünya’daki ağlar kadar güçlü olmadığı gözlemlendi.
Bu deneyler yalnızca 1973 ile sınırlı kalmadı. 2008 ve 2011 yıllarında ISS’de (Uluslararası Uzay İstasyonu) benzer deneyler tekrarlandı ve örümceklerin eşsiz adaptasyon yetenekleri bir kez daha gözler önüne serildi.
6. Örümcek ipeğinin yedi farklı türü var
Örümcekler, ağlarını örmek için farklı işlevlere sahip yedi çeşit ipek üretebiliyor. Ağın ana yapısını oluşturmak için güçlü ve yapışkan olmayan bir ipek türü kullanırken, avlarını yakalamak için yapışkan özellikte ipek üretiyorlar.
Yakaladıkları avlarını sarıp kaçmalarını önlemek içinse en sert ipeklerini kullanıyorlar. Ayrıca yumurta keselerini korumak için dayanıklı bir tür ipekle sarıyorlar. Hatta düşme durumunda kendilerini kurtarmak için “can simidi” işlevi gören bir başka ağ türünü devreye sokuyorlar. İlginç bir şekilde, bu ipek türü, birim ağırlık başına çelikten daha sağlam olabilir.
7. Örümcek ağları antiseptik bandaj olarak kullanılabilir
Karpat Dağları’nda yaşayan köylüler, kese örümceğinin ağlarını keserek yaralarına bandaj olarak kullanırdı. İlk bakışta tuhaf görünen bu yöntem, Nottingham Üniversitesi’nin 2017 yılında yaptığı araştırmalarla doğrulandı.
Araştırmaya göre, örümcek ipeği antibakteriyel özellikler taşıyor ve kanın pıhtılaşmasına yardımcı olan yüksek miktarda K vitamini içeriyor. Bu bilgilerden ilham alan bilim insanları, sentetik antibiyotik içeren örümcek ipeğinden yara pansumanları üretmeyi bile denedi!
8. Bilim insanları, örümcek ağı genlerini keçilere aktardı
Evet, doğru okudunuz. 2010 yılında Wyoming Üniversitesi’nden bilim insanları, bilim kurgu filmlerini aratmayan bir projeye imza attı. Örümcek ağı üretebilen genleri keçilere aktardılar ve bu genetik müdahale sonucunda keçilerin sütünden ipek elde etmeyi başardılar.
Bu deneyde, genetik olarak değiştirilmiş yedi keçiden üçü, sütlerinde ipek üretimi gerçekleştirdi. Keçiler dışarıdan tamamen normal görünüyordu ve bilinen bir sağlık problemi yaşamıyorlardı. Bu teknolojik başarı, kurşun geçirmez yeleklerden dış mekan ekipmanlarına kadar birçok alanda sentetik ipek üretiminin önünü açtı. Hatta The North Face’in ünlü Moon Parka ürünü, bu teknolojinin bir örneği olarak dikkat çekiyor. Örümcek ağları hakkında bilmediğiniz şaşırtıcı gerçekler yazımızın sonuna geldik. Bu içerik de ilginizi çekebilir:
Kaynak: 1