Orta Çağ dönemi, hijyen alışkanlıklarından tıbbi uygulamalara kadar oldukça ilginç bir zaman dilimiydi. Bugünden baktığımızda Orta Çağ insanlarının alışkanlıklarını tuhaf karşılıyoruz. Fakat o dönemde insanların nasıl yaşadığını merak etmeden de duramıyoruz. Orta Çağ’ın günlük alışkanlıkları bir tarafa dönemin savaş taktikleri de korkunç uygulamaları içeriyordu. En tuhaf uygulamalardan biri hiç kuşkusuz 16. yüzyılın roket kedileriydi. Gelin roket kediler ve onların savaşta nasıl kullanıldığına yakından bakalım.
Franz Helm
Roket kedi fikrini ortaya atan ilk isim Köln’de yaşayan topçu ustası Franz Helm’di. Helm, Osmanlı İmparatorluğu’yla savaşan Kutsal Roma İmparatoru V. Charles’ın ordusunda yer alıyordu. Daha sonra Bavyera Dükalığı’ndan V. Albert, X. Louis ve IV. William’a hizmet etti. Helm uzun süreli savaş deneyimlerine dayanarak “Bunch von den probierten Künsten” isimli bir inceleme kaleme aldı. Bu inceleme 1625 yılına kadar yayınlanmasa da daha sonra Germen topraklarının en çok okunan kitapları arasında yer aldı. Kitapta savaş taktikleri ve ordu düzenine dair bilgiler yer alıyordu. Aynı zamanda bazı savaş silahlarının da tanıtımı yapılıyordu. Silahlar arasında sivri uçlu füze benzeri patlayıcılar ve alev alan çivili mühimmatlar vardı. En ilgi çekici olan “mühimmat” ise roket kedilerdi.
Roket kediler
Helm’in el yazması Pennsylvania Üniversitesi Özel Koleksiyonlar ve Araştırma Hizmetleri Direktörü Mitch Fraas tarafından incelenene kadar roket kedilerin ne amaçla kullanıldığı bilinmiyordu. Fraas metni tercüme etti ve oldukça ilginç olan Orta Çağ savaş taktiği hakkında açıklamalar yaptı.
Franz Helm kitabında “başka türlü ele geçiremeyeceğiniz bir kaleyi veya şehri yakmak için” başlıklı bir bölüm hazırlamıştı. Bu bölümde bir kedinin sırtına alev alan bir mühimmatı bağlayıp serbest bırakarak düşman mevzilerinin nasıl ateşe verilebileceği anlatılıyordu: “Ateş oku gibi küçük bir çuval yapın. Bir şehri ya da kaleyi almak istiyorsanız, oradan bir kedi bulun. Ardından çuvalı kedinin sırtına bağlayın, ateşleyin, iyice parlamasına izin verin ve sonra kediyi bırakın. Böylece en yakın kaleye koşar ve korkudan insanların arasına girmeye çalışır. Sonunda bir saman ya da bez parçasını tutuşturarak yangın çıkarır.”
Franz Helm’in bu savaş taktiği her ne kadar bize korkunç gel de kedilerin savaşta kullanılması dönemin dini tutumlarıyla ilişkiliydi. Çünkü Orta Çağ döneminde kediler şeytan ve büyücülükle ilişkilendiriliyordu. Bu nedenle güvensizlik ve endişe uyandırıyorlardı. Bu durum özellikle Protestan Reformu sırasında üst düzeye çıktı.
Roket kediler gerçekten savaşta kullanıldı mı?
Savaşlarda roket kedilerin kullanıp kullanılmadığını kesin olarak bilmek pek mümkün görünmüyor. Mitch Fraas, dönemin en tecrübeli askerlerinden biri, kitabında bu konuya yer veriyorsa gerçek savaşlarda da kedilerin kullanılmış olabileceğini düşünüyor.
Savaşlarda hayvanların kullanımı
Günümüzde Franz Helm, roket kediler fikrini ortaya atan ilk isim olarak kabul ediliyor. Ancak hayvanları savaşlarda kullanmayı düşünen ilk kişi Helm değildi. Bu fikir, Filistinlilerin tarlalarını yakmak için 300 tilkinin kuyruğuna meşale bağlayan Samson gibi efsanevi İbrani kahramanlarına kadar geriye uzanıyor. Öte yandan Çinlilerin de bu taktiği kullandığı biliniyor. 1188’de Song Hanedanlığı, köprüleri yakmak için öküzleri ateşe vermişti. M.S. 1000 yılından kalma bir askeri el kitabında kuşlara da alev alan mühimmatların yerleştirildiği yazıyor. Tarihte bu durumun en ünlü örneği ise M.S. 10. yüzyılda yaşanmış. Kievli Olga, İskorosten köyünden intikam almak için 6 kuşun sırtına yanan közler yerleştirmişti. Kuşları serbest bıraktıktan sonra köydeki evler alev almaya başlamıştı. Kievli Olga, bu taktiği hayatı boyunca uyguladı.
Filler ve köpekler
Hayvanların savaşlarda kullanılması Orta Çağ’a özgü bir durum değil. Hayvanlar tarih boyunca, orduları güçlendirmek ve düşmanı korkutmak için kullanıldılar. Örneğin savaş filleri, 4. yüzyılda Hint ordularının vazgeçilmez parçasıydı. Hint krallıkları dışında Persler de savaşlarda fil kullanmaya başlamıştı. Ancak filler savaş meydanlarına çok sık çıkmaya başlayınca, onlar için de yeni taktikler geliştirildi. Örneğin savaşta fil varsa en eşsiz savunma biçimi domuzları kullanmaktı. Çünkü filler domuzlardan korkuyor ve kısa bir sürede savaş meydanını terk ediyordu. Bununla birlikte gergedanlar da savaş fillerine karşı koymak için insanlarla birlikte savaş meydanlarında bulunuyordu.
Öte yandan köpekler de en az kedi ve filler kadar savaş meydanlarındaydı. Eski Mısırlılar, Yunanlılar, Romalılar ve hatta II. Dünya Savaşı sırasında Müttefik ülkeler zırhlı köpekler kullandılar. Örneğin Ruslar, Alman tanklarının altına bomba taşımak için köpekleri eğitiyor ve onları ölüme gönderiyordu. Modern dünyada insanların en yakın dostu olarak görülen hayvanlar, tarihte birçok savaş taktiğinin kurbanı olmuşlardı. Sadece köpek, fil, kedi ve gergedan da değil arıdan deveye kirpiden fareye kadar birçok hayvan ne yazık ki savaş meydanlarında hayatını kaybetti.
İlginizi çekebilir:
Hayvan Hakları Tarihinde İlginç Bir Hikaye: İngiltere’de Mahkemeye Çıkan Mağdur Eşek