Jeotermal enerji fosil yakıtlara alternatif olarak doğaya zarar vermeyen, temiz ve yenilenebilir bir enerji kaynağı olarak kabul ediliyor. ancak jeotermal santrallerden salgılanan kimyasallar hem doğaya hem de canlı yaşamına zarar veriyor. Öte yandan bu santallerin yapımı için yapılan çevre katliamı ise ekolojik dengeyi alt üst ediyor. Doğanı varlığını sürdürebilmesi için ekolojik dengenin korunması gerekiyor. Nitekim ülkemizde arka arkaya yapılan bu ve benzeri projeler sebebiyle ormanlar yok oluyor. Bu kez de İzmir Seferihisar’ın Orhanlı köyünde yapılması planlanan jeotermal enerji santrali (JES) projesi için bölgedeki asırlık zeytin ağaçları kesiliyor. JES projesine karşı davacı olan köy halkı, mahkeme tarafından verilen yürütmeyi durdurma kararına rağmen usulsüzce çalışmalarına devam eden şirkete tepki gösteriyor. Orhanlı halkı, ağaçlar için “zeytinimi katletme” diyerek protesto yapıyor. Detaylara birlikte bakalım.
İzmir Seferihisar’da yüzlerce yıllık zeytin ağaçlarıyla dolu bir vadide bulunan Orhanlı köyü, jeotermal enerji santrali (JES) projelerinin tehditi altında
Geçimini zeytincilikle karşılayan bölge halkı bir Kadim Üretim Havzası olan köylerindeki yaşamı tehdit eden JES projelerine karşı yaşam alanlarını savunuyor
JES projesinin sahibi olan şirket, mahkemenin yürütmeyi durdurma kararına rağmen bölgedeki ağaçları kesmeye devam ediyor
Şirket aynı zamanda; ‘Zeytinciliğin Islahı Yabanilerinin Aşılattırılmasına Dair Yönetmelik’i de ihlal ediyor.
Orhanlı halkı ise; kesilen zeytin ağaçları için suç duyurusunda bulunarak, yönetmeliğe göre tek bir zeytin ağacının bile kesilmesinin yasak olduğunu belirtiyor. Zeytin ağaçları için savaşan köylüler protestolarını sürdürüyor
Ancak ne yazık ki Orhanlı bölgesinin tamamında farklı projeler yapılıyor
Orhanlı köyünün neredeyse tamamına JES projeleri için dört farklı ruhsat izni verilmiş durumda. Bölgede sondaj çalışmaları başlamış olan JES projesine doksan dokuz köy sakini dava açmış ve bu proje hakkında İzmir 3’üncü İdare Mahkemesi yürütmeyi durdurma kararı vermişti. Bu karara rağmen çalışmalarına devam ederek, bölgedeki en az iki yüz yıllık zeytin ağaçlarını kanuna aykırı olarak kesen jeotermal şirketi, Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporu da olmadan JES faaliyetlerini sürdürüyor. Köylerinde her geçen gün bir yenisi eklenen JES projelerine karşı mücadele eden yöre halkı, geçimlerini zeytincilikle sağladıklarını ve yaşam kaynaklarını yok edecek olan bu projelerin durdurulması için haklarını savunmaya devam edeceklerini belirtiyor.
Kesilen ağaçlar endemik türler arasında yer alıyor
İzmir Yarımadası’na özgü erkence türü zeytin ağaçlarından oluşan zeytin ormanlarının yer aldığı Orhanlı köyü, zeytin ve zeytinyağı üretimiyle dikkat çekiyor. Köyde özellikle zeytinyağı üretimi başta olmak üzere, organik tarım ve hayvancılık gibi pek çok farklı üretim, doğa dostu yöntemlerle sürdürülüyor. Binlerce yıllık kadim üretim yöntemlerinin uygulandığı Orhanlı, bu yönüyle keklikten sincaba, oklu kirpiden su samuruna milyonlarca nadir canlının yaşam alanı olan bir Kadim Üretim Havzası olma özelliği taşıyor.
Orhanlı halkı zeytincilik ile geçiniyor
Asırlık zeytin ağaçlarının kesilmesinin hiçbir şekilde kabul edilemez olduğunun altını çizen Orhanlı Köyü Kültür, Gençlik ve Spor Kulübü Derneği Başkanı Hasan Tahsin Akçil: “Köyümüz binlerce yıldır zeytincilikle geçinen, zeytinyağı üreterek yaşayan bir köy. Bu topraklarda sayısız insan yaşam sürmüş, medeniyetler geçmiş. Zeytin ağaçları hepsinin yaşamına tanıklık etmiş. Çünkü onlar biz burada var olmadan önce de bu topraklarda yaşamlarını sürdürüyorlardı. Bizden sonra da burda yaşamaya devam edecekler. Atalarımızdan, ninelerimizden emanet aldığımız zeytin ağaçlarımızı koruyarak çocuklarımıza emanet etmek için mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz. Zeytin ağaçlarımızın, yaşam alanımızın jeotermal santral tarafından yok edilmesine asla izin vermeyeceğiz.” dedi.