Öpüşmek, iki insanın arasındaki bağı güçlendirirken mutluluk hormonu salgılamamızı sağlıyor. Hatta bazı araştırmalar ömrü uzattığını bile gösteriyor. Fakat gözden kaçırdığımız çok önemli bir detay var. Bakteriler!
1. 80 milyon bakteri transferi mi?
Microbiome isimli dergide yayınlanan bir araştırmaya göre, öpüşme yoluyla tam 80 milyon bakteriyi karşınızdaki kişiyle paylaşıyorsunuz.
2. Nasıl oluyor?
Hollandalı bilim adamları, Amsterdam’daki Artis Royal Hayvanat Bahçesi’ni ziyaret eden çiftlere öpüşmede bakteri transferi ile ilgili çalışmada yer almak isteyip istemeyeceklerini soruyor. Kabul eden 21 çift, öpüşme öncesi ve sonrasında ağızlarını siliyor. Araştırmacılar bakteri transferini daha kolay tespit edebilmek için, çiftlerden birinin öpüşmeden önce probiyotik yoğurt tüketmesini istiyor. Bu sayede yoğurtta bulunan belli bakterileri inceleme şansları oluyor.
Bilim adamları bu araştırma sonunda çiftlerin benzer ağız bakterileri taşıdığını belirliyor. Birbirine yabancı iki kişi genelde aynı bakteriyel kolonileri taşımaz fakat sevgili olan iki kişi taşıyor. Düzenli olarak birbirlerine 80 milyon bakteri aktardıklarını düşünürsek, bu sonuç son derece normal.
3. Bırakalım mı bu işleri?
Tüm bunlar kulağa kötü gelebilir ancak aslında çok normal. Vücudumuzda trilyonlarca mikroorganizma bulunuyor ve biraz çeşitlilik iyi bir şey. Time, araştırmayı yapan bilim adamlarından birinin söylediklerini aktararak bu görüşü destekliyor; “Bakterilerdeki çeşitliliğin arttığını gösteren pek çok çalışma var ve bu güzel bir şey. Çünkü bakteri çeşitliliği bağışıklık sistemimizin güçlenmesine yardımcı olur.” Yani aslında iyi olmasının yanında dikkat edilmesi gereken şey yine ağız sağlığı oluyor.
4. Ne yapılması gerek?
Özellikle açık bir yara varsa normalden daha fazla risk altında olduğunuzu gösterir, ayrıca bazı ağır diş eti rahatsızlıklarında bakteri transferi ağız florasını uzun dönemde olumsuz etkiler. En önemli kısım ise bundan yola çıkarak özellikle annelerin bebeklerin emziklerini vs temizlemek amacıyla kendi ağızlarında temizlemeleri bebeklerinin çok küçük yaştan tehlikeli mikroorganizmalarla karşı karşıya kalmaları anlamına gelir.
5. Gözle görülmeyen riskler için yine ağız bakımının önemi ortaya çıkıyor.
Günün sonunda millet olarak ihmal edip ancak büyük bir sorunla karşılaştığımızda yollarına düştüğümüz ağız ve diş sağlığının ne kadar önemli olduğu ortaya çıkıyor. Düzenli kontroller ve bakım ile büyük risk taşıyan durumlardan kendinizi korumanız mümkün.