Şair, senarist, yönetmen, yapımcı, oyuncu, müzisyen… Bir koltuğa ikiden fazla karpuz sığdırabilen bir isim Onur Ünlü. Yıllar içinde daha az şiir yazar daha fazla film çeker oldu ama filmlerinde edebiyata hep yer verdi.
Ünlü’nün seveni kadar sevmeyeni de oldukça fazla. Ama şu bir gerçek ki Onur Ünlü sineması, derdinden içli içli sigara içen adamların cirit attığı, uzun uzun ufka baktığı, iletişimsizliğin sembolünün sessizlik olduğu Türkiye sineması için bir vaha adeta.
Fantastik öğelerle yurdum insanı hikâyelerini harmanladığı filmleri, farklı bir soluk arayanlara da nefes oldu. Sadece filmleri değil, şiirleri de bir başka Ünlü’nün. Yeri geliyor Resulullah ile konuşuyor, yeri geliyor sevgilisine “Hadi iç de çay koyayım” diye sesleniyor.
Sonra bir bakıyorsunuz Samanyolu’nda yayınlanan Beşinci Boyut dizisinin senaristliğini yapıyor. Aynı kişi, sıradışı bir imamın hikâyesini yazabiliyor. Leyla ile Mecnun gibi absürdlüğün dibinde dolanan bir dizinin yönetmeni olarak karşımıza çıkıyor.
Ekip olarak müzik grubu kurup, baterinin başına geçiyor. Emek eyleminde görüyoruz sonra onu. TOMA’dan sıkılan su ile dağılan kitlenin içinde İstiklal’de bir o yana bir bu yana koşturuyor.
Sonra Gezi’de… Direnenler arasında. Aylar geçmiş, bir bakmışsınız o yine kamera arkasında. Bildiğimiz yönetmenlere, senaristlere, şairlere hiç benzemiyor. Kafası bir başka çalışıyor. Biz de bu liste ile Onur Ünlü’nün kafasını anlamaya çalıştık.
Filmini sevmeyeni de bağrına basıyor
Onur Ünlü’nün seveni kadar sevmeyeni de çoktur demiştik. O, sevmeyeni de çok önemsiyor ve bir röportajında bunu şöyle anlatıyor:
“…Seyirci kesin şekilde ikiye bölündü; filmi ya çok seviyorlar ya nefret ediyorlar. Bu çok bariz yani. İnternette görüyoruz ‘hayatımda gördüğüm en kötü Türk filmi’, bir sonraki ‘hayatımda gördüğüm en iyi Türk filmi’ ohh be! Yani bu süper bir şey. Seyirci provoke oluyor. Ben yine takip ediyorum, afedersiniz küfür ediyorlar, bayağı bildiğin küfür. Hani küfürden ne anlıyorsanız onu ediyorlar filme, bana, filme emeği geçenlere. Özellikle bunları yazmış. Hepimizin annesinin, babasının, hepsinin hatırını soruyor. Sonra tıklıyorsun bu adam kim falan diye, bunu yazmak için o siteye üye olmuş. Daha önce hiçbir filme hiçbir şey yazmamış. Benim filmime küfretmek için falanca internet sitesine üye olmuş ve yazmış ve rahatlamış. Bu çok önemli. Ben bunu çok önemsiyorum, bu hoşuma gidiyor. Seyirci filme cevap vermek istedi; ya yanında durarak; ya karşısında olarak.”
Devletin bekasının da Malbora’nın da Allah belasını versin!
“Siz devlete inanan bütün reziller
Cehennemde karşıma çıktığınızda
Öyle bir yumruk patlatacağım ki tam burnunuza
Hayatınız Gazze şeridi gibi geçerken gözünüzden
Anlayacaksınız Allah ne demek
Ahlak ne demek
Ve rüya…
Bu sözlerimi cennet ehline aynen ilet sevgilim:
Devletin bekasının da Allah belasını versin
Malbora’nın da!”
Şiir okumak lazım avaz avaz!
Onur Ünlü bu sahne ile başka bir şairi selamlamış adeta. Güneşin Oğlu filminde Haluk Bilginer, Ülkü Tamer’in şiirini okudu. Şiir zaten güzel, Haluk Bilginer’in sesinden ayrı güzel.
Bu boyut başka boyut
http://www.youtube.com/watch?v=NyH_B2PQ-W0
Uzun zaman Samanyolu’nda yayınlanan Beşinci Boyut dizisinin senaristliğini yaptı Onur Ünlü. Beyin yakan replikleri ve sahneleri ile izleyeni bir o boyuta bir bu boyuta götüren bu dizinin senaristi olan Ünlü’nün aynı zamanda Polis ya da İtirazım Var gibi filmlerin de senaristi olması bizde farklı tatlar bırakıyor. Onur Ünlü’nün tarzını anlamaya çalışırken imdadımıza Ben de Özledim dizisi yetişiyor. Her şeyi mizahla anlatan Ünlü, kendiyle de dalga geçmeyi ihmal etmiyor.
Hoooooop!
http://www.youtube.com/watch?v=pXeLJa5JYoI
Uzun uzun anlatmaya gerek yok; Leyla ile Mecnun’u bilen biliyor. Absürd komedi tarzının en başarılı örneklerinden biri. Fan sayısı da hayli fazla zaten. Böyle bir projenin yapımcı ve yönetmen koltuğunda Onur Ünlü olmayacak da kim olacak?
Su kaynatan motorla çay içen adam
Geçtiğimiz yıllarda kansere yakalandı Onur Ünlü. Kendi ifadesiyle “Film yapacağım derken” yakalandı bu hastalığa. Ama böylesi ciddi bir hastalıkla bile mizahla baş etmeyi bildi.
Leyla ile Mecnun severlere o dönem Ahmet Mümtaz Taylan üzerinden şu mesajı verdi:
“Bizim motor su kaynattı biraz. Biz de o suyla çay demledik içiyoruz. Gene burada dükkândayız evelallah; ama artık biraz daha geride, mutfak tarafında… Herkese afiyet olsun… Herkese selam…”
Sıkıysa kitap okuyun!
Bir edebiyatsever yönetmen olarak Onur Ünlü’den sinemaseverlere hodri meydan:
“Film seyretmek kolaydır, kitap okumak zordur. Demek ki kitap okumak önemli. Hatta sinemaseverlere şunu demek istiyorum; sıkıyorsa kitap okuyun!”
O son çayı içmeyecektin
O, tam bir çay müptelası. Bunu biz iddia etmiyoruz, kendisi bir şekilde söylüyor zaten. Yeri geliyor şiirinde “Çayevlerine gereken özeni göstermeliyiz” diyerek mesajını veriyor, yeri geliyor kliplerde iştahla çayı mideye indiriyor.
Biz de diyoruz ki: Onur Ünlü’yü severiz çaydan ötürü…
O kadar süper değilim
“Resulallah süper bir insandı, ben o kadar değilim,
Resulallah yolda Ebu Bekir’i görse ‘es selamu aleyküm ya sıddık’ derdi,
ben yolda Ebu Bekir’i görsem tanımam.
Resulallah asla yalan söylemezdi; ben annem ölürken hiç ağlamadım.
Ben annem ölürken çok ağladım çünkü annem
gırtlağından hırıltılar çıkarırken nasıl terliyordu, görmeliydiniz.
Resulullah Azrail’i yolda görse tanırdı;
ben Azrail’i annemin yanında görseydim ona bir çift lafım olurdu,
derdim ki şimdi yani af edersin ama o sıktığın annemin gırtlağı.”
Seni seviyorum demenin ‘ünlü’ hali
Kimisi direk “Seni seviyorum” der, kimisi de söylemek yerine göstermeyi seçer. Onur Ünlü de sevgisini anlatır şiirlerinde ama kendince, kendi diliyle:
“Ayakkabılarını kapımın önünde görmeyi istiyorum”
Oturmaya mı geldik?
Sıradan bir aile. Çoluk çocuk pikniğe gidiyor, mangalı kurup keyif yapıyor. Fonda “I will survive” çalıyor. Bu sıradanlık, tüm ailenin yemyeşil çimenler üstünde şarkıyla beraber dans etmesiyle enteresan bir hal alıyor.
Huzurlarınızda Dünya Tuhafiye
Doğduğumuz andan itibaren bu dünyada bir tuhaflık olduğunu anlamıştık zaten ama basit bir tuhafiyenin derin manalar barındırabileceği aklımıza gelmemişti.
Akıl hocası bir kedi
Beş Şehir filminin gösterimi sonrası seyirciyle yapılan bir sohbet sonrası Onur Ünlü her şeyde anlam arayanlara bir uyarı yapar: “Metafor değil, bildiğin kedi.”
Kendi filmiyle dalga geçen yönetmen
Çektiği dizede, filmde yazdığı şiirde gönderme yapmayı seven Ünlü, kendine de gönderme yapmayı ihmal etmiyor. Polis filmini beğenmeyenlerin hislerine Onur Ünlü’ce tercüman oluyor.
Ölemeyen adamın dramı
Olağanüstü güçlere sahip sıradan insanların hikâyesinin anlatıldığı Sen Aydınlatırsın Geceyi filminde ölemeyen adamın dramı işlenir.
Herkesin biraz daha fazla yaşamak için taklalar attığı bir dünyada ölmek için uğraşan ama ölemeyen adamın dramı tam da Onur Ünlü’nün kalemine göre.
Devler de kıraathaneye gider
Onur Ünlü filminde devler kıraathaneye de gider, çay da içer.
Derdine derman bulamayan doktor
http://www.youtube.com/watch?v=UX52ZMlnrxU
Bir insanın gözünden kan ağlaması oldukça sıradan. Hatta gözünden kan damlayan doktor ve etraf bunu öyle kanıksamış ki, doktor cebinde kan lekeli mendille dolaşıyor, kan geldikçe gözünden mendilini çıkarıp siliyor.
Bir garip evlilik teklifi
İzlediğimiz bir aşk hikâyesi olsa da alışageldiğimiz romantizmi onun filmlerinde bulamayız. İlk buluşmasını gerçekleştiren ve çay bahçesinde gazoz içen bir çift birden kusabilir. O kusmuk deryası içinde evlenme teklif edilip, “Evet” cevabı alınabilir. Olabilir yani böyle şeyler onun filminde, şaşırmayın.
Göndermede bir marka
http://www.youtube.com/watch?v=tN9iEPg9L9Q
Sadece kendine gönderme yapmıyor Onur Ünlü. Leyla ile Mecnun ve Ben de Özledim dizilerinde popüler dizilere ve olaylara da bol bol gönderme var.
Bunlardan biri de o dönem alay konusu olmuş bir televizyon olayı. Samanyolu’nda yayınlanan bir dizide efekt yapılması gereken sahneler ham halleri ile yayınlanınca, Leyla ile Mecnun ekibi de geri durmadı, olayın parodisini yaptı.
İmam osurursa cemaat ne yapmaz
İtirazım Var filmiyle sıradışı bir imam portresi sundu bize Onur Ünlü. Haksızlığa karşı duran, gerektiğinde cemaate mesajını veren bu imamın hikâyesi, Gezi Direnişi sırasında yaralılara kapılarını açtığı ve verdiği ifadenin arkasında durduğu için sürülen Valide Sultan Cami imamını akıllara getirdi.
Filmin ilhamını nereden almış olursa olsun bizce filmin en güzel sahnesi imamın Beşiktaş Çarşı’da yürürken Gezi şehitlerinin pankartının göründüğü sahne oldu. Ünlü, gazını yediği direnişin şehitlerine de bu sahne ile selamını çaktı.
Bir elinde bin marifet
Dizinin oyuncuları ile müzik grubu kuran ve baterinin başına geçen yönetmen profiline bünyelerin alışması zaman aldı. Bizim bildiğimiz yönetmen sette terör estirir, burnundan kıl aldırmazdı. Ama Onur Ünlü öyle değil. En azından gördüğümüz, bildiğimiz kadarıyla değil.
Bonus 1: Ahmet Kaya Beni Vur
http://www.youtube.com/watch?v=1FMMuKTJaL4
Bonus 2: Onur Ünlü kafası
Şubat dizisinin oyuncuları ile beraber Bloomberg HT‘de yerli dizi programına konuk olur Onur Ünlü. Programın sunucusu “Şimdi şu Onur Ünlü kafası denilen şeyi sormak istiyorum oyunculara, sık bahsedilen bir şey bu” diyerek pası atar ancak Ünlü bundan rahatsız olur ve “Onu şimdi konuşmasak, ben yokken konuşun lütfen” diyerek pası taca gönderir. Biz de kendisini dinledik ve o yokken bu listeyi hazırladık.