Ölüm, tarihin her döneminde bugün olduğu kadar doğal, gizemli, yıkıcı ve trajik bir olguydu. Ancak ölüm olgusu geçmişte bugün olduğundan çok daha korkutucuydu. Çünkü ölüler, geçmiş yüzyıllarda yaşayan insanlar için son derece ciddi bir korku unsuruydu. Özellikle bazı coğrafyalarda ölülerin bir şekilde dirileceği, geri geleceği ve yaşayan insanlara zarar vereceği inancı oldukça yaygındı. Haliyle geçmiş yüzyılların insanları, ölüleri dünyadan uzak tutma yöntemleri geliştirmişlerdi. Bu yöntemler çoğunlukla defin sırasında hayata geçirilen uygulamalardı ve ölülerin mezarlarından çıkamaması için gerçekleştiriliyordu. İşte tarihte ölüleri dünyadan uzak tutmak için kullanılan 7 ilginç yöntem.
1. Antik Yunanlar ölüleri ağır nesnelerin altına gömüyorlardı
Günümüzden uzun zaman güçlü bir medeniyet inşa etmeyi başaran Antik Yunanlar, pek çok önemli düşünceye ve buluşa imza atmıştı. Bu kadim topluluk, ölüleri dünyadan uzak tutma yöntemleri geliştirmek konusunda da oldukça yaratıcıydı.
Gömdükleri cesetlerin dirileceğine ve kendilerine zarar vereceğine inanan Antik Yunan halkı, mezarların üzerini kapatmak gibi pratik bir yöntemle ölüleri yaşayanlar dünyasından uzak tutmaya çalışıyordu. Kimi mezarların üzeri büyük kayalarla kapatılıyor, bazılarının üzerine ise seramikler veya taşlar yerleştiriliyordu.
2. Orta Çağ Avrupa’sındaki ölülerin göğüslerine demir çubuklar saplanıyordu
Orta Çağ Avrupa’sında yaşayan insanların hayatlarındaki en önemli korku unsurlarından biri de yürüyen ölülerdi. Avrupa, günümüzden uzun zaman önce dirilen ölülere dair çok sayıdaki batıl inancın da merkezi konumundaydı. Bu sebeple Avrupalılar da farklı yöntemlerle kendilerini bu korkunç canavarların gazabından korumaya çalışıyorlardı.
Avrupalıların en çok başvurduğu yöntem ise ölüleri göğüslerine sapladıkları demir çubuklarla defnetmekti. Bu sayede ölen kişinin dirilmeyeceğinden emin olabiliyor ve gündelik yaşamlarına huzur içerisinde devam edebiliyorlardı.
3. Avrupa’da, ölülerin ağzını tuğla ile kapatmak oldukça yaygın bir korunma yöntemiydi
Geçmiş yüzyıllarda yaşayan insanların ölülerden korkmasına neden olan birden fazla unsur vardı. Gizemli bir dünyaya yelken açan ölülerin, geri dönüp kendilerine zarar vereceklerine olan inançları onları mezarlarında tutmak için türlü yöntemler geliştirmelerinin başlıca sebebiydi. Bununla birlikte özellikle de bir hastalık sebebiyle yaşamını kaybeden kişilerin geri dönerek kendilerine hastalık bulaştıracağına da inanıyorlardı.
Elbette bu tehlikeli duruma karşı da son derece hazırlıklıydılar. Örneğin geçmiş yıllarda, İtalya’nın Venedik şehrinde 16. yüzyıla tarihlenen bir mezarda ağzı tuğla ile kapatılan bir iskelet bulundu. Bilim insanlarına göre veba sebebiyle yaşamını kaybeden bu kişinin ağzı, hastalığı yayamaması için bir tuğlayla kapatılmıştı.
4. Bazı ölülerin ağzı “kefeni yırtmaması” için toprakla dolduruluyordu
Kefeni yırtmak, bugün ölümden dönmek anlamında kullandığımız deyim. Ancak Orta Çağ Avrupa’sında somut bir eylemi tarif ediyordu. Örneğin Alman folklorunda yer alan Nachzehrer adlı vampir benzeri bir yaratığın gömüldükten sonra dişleriyle kefenini yırttığına ve yaşayanların arasına karıştığına inanılıyordu.
Bu nedenle bazı cesetlerin dişleri sökülüyor, bazı ölülerin ise ağzı gömülmeden önce toprakla dolduruluyordu. Öyle ki bu ilginç yöntem “Çiğneyen Ölüler Üzerine” adlı 1679 tarihli bir broşürde ölüleri dünyadan uzak tutma yöntemleri arasında gösteriliyordu.
5. Cesetlerin boynuna orak saplamak en etkili ölülerden korunma yöntemleri arasındaydı
16. ve 17. yüzyıl Avrupa’sında bazı bölgelerde, bazı cesetler boyunlarına saplanan bir orak ile gömülüyordu. Böylece ölü dirilip mezarından çıkmaya çalıştığında başı bedeninden ayrılabilecekti!
6. Orta Çağ Avrupa’sında bazı ölüler ayaklarından kilitleniyordu
Arkeologlar bugünkü Polonya’da 17. yüzyıla tarihlenen bir mezarla karşılaştıklarında, herhalde asma kilitlerle ayaklarından zincirlenmiş bir ceset bulmayı beklemiyorlardı. Uzmanlara göre bu üst düzey güvenlik tedbiri, vampir olduğuna inanılan insanlar için uygulanıyordu.
7. 19. yüzyıl İngiltere’sinde bulaşıcı hastalık sebebiyle ölen insanlar iç organları yakıldıktan sonra gömülüyordu
Çünkü hastalık sebebiyle ölen kişilerin öldükten sonra mezarlarından çıkabileceği ve hastalık yaymaya devam edebileceğine dair bir inanç vardı. Cesetlerin iç organları yakıldıktan sonra gömülmesi tarihteki en ilginç ölüleri dünyadan uzak tutma yöntemleri arasında yer alıyordu.
Kaynak: 1