Geçtiğimiz günlerde tıp dünyası özellikle travma, inme ve ani kalp krizlerine bağlı beyin hasarlarının iyileştirilebilmesi konusunda çığır açabilecek bir araştırmaya tanık oldu. Tartışmaya açık olan ve hakkındaki araştırmalar daha uzun süre devam edecek gibi görünen çalışmada bilim adamları, ölü domuzların beyinlerinde bazı aktiviteleri geri getirmeyi başardı. Araştırmanın detaylarını sizler için derledik.
Yaşamla ölüm arasındaki çizgi
Yaşamla ölüm arasındaki o çizgi hakkında hepimizin aklında olan soru işaretlerini çözmeye bir adım daha yaklaşan, ya da soruları daha da arttıran bir çalışmada araştırmacılar kesilmiş domuzlardan aldıkları beyinlere bazı hücresel aktiviteleri geri yüklemeyi başardılar. Araştırmada kullanılan beyinlerde herhangi bir bilinç göstergesine rastlanmadı. Bilinç ya da farkındalık gibi üst seviye fonksiyonlar için gerekli olan koordine elektrik sinyallerine dair bir işaret bulunamadı. Ancak uygulanan deneysel tedavide, domuzların beynindeki kan damarları bazı işlevlerini geri kazandı. Damarlarda kan (ikame maddesi) dolaşımı başladı ve bazı beyin hücreleri uygulanan tedaviye yanıt vermek gibi bazı metabolik aktiveler gösterdi. Araştırmacılar tedavi edilen beyin dokusunu test ettiklerinde, bazı nöronlarda elektriksel aktiviteler fark ettiler.
Çalışma henüz başlangıç aşamasında
Çalışma henüz başlangıç aşamasında ve insanlarda meydana gelen beyin yaralanmalarının tedavisinde kullanılıp kullanılamayacağına dair herhangi bir bilgi yok. Ancak beynin bazı kısımlarının ölümden sonra geleneksel olarak tanımlandığı gibi kurtarılabilir olabileceği fikri, tıp biliminin beyin hakkında inandığı her şeyle, beynin tüm metafizik gizemiyle çelişiyor. Duke Üniversitesi’nde biyoetik ve hukuk profesörü olan Nita A. Farahany “Bu, “canlı” ve bu “ölü” dediğimizde çok net çizgiler vardı. “Şimdi bu “kısmen canlı” olan yeni kategori hakkında ne düşünüyoruz? Böyle bir şeyin var olabileceğini bile düşünmemiştik.” diyor.
Araştırma beyin hakkında ne kadar az şey bilindiğini doğruluyor
Onlarca yıldır doktorlar ve yakınlarını kaybeden yaslı aile üyeleri, şiddetli bir inme veya kalp krizi nedeniyle ciddi beyin hasarı ile karşı karşıya kalmış birisine işlevini geri kazandırmanın mümkün olup olmadığını sorguladılar. Peki bu beyinler gerçekten kurtarılamaz mıydı? Bu yeni araştırma, hasar görmüş bir beyin ve sözde beyin ölümü hakkında ne kadar az şey bildiğimizi doğruluyor. Farahany gibi biyoetikçiler Nature dergisinde yayınlanan bu bulgular karşısında şaşkına döndü. “Bu çılgınca,” dedi Pennsylvania Üniversitesi’nden bir biyoetikçi Jonathan Moreno. “Bilim ve tıbbın etiği konusunda büyük müzakereleri hak eden bir konu varsa, budur.” Şimdiye kadar, kan akışı kesildiğinde beynin hızlı bir şekilde işlevini kaybettiği varsayıldı çünkü kan akışı kesildiğinde hücreler bozulur ve nöronlar arasındaki bağlantılar parçalanır. Bilim adamları kanın hızla geri kazanılmaması durumunda bu değişikliklerin geri döndürülemez olduğuna inandılar hep.
Sistem BrainEx
Yale Üniversitesi’ndeki araştırmacılar, eti için öldürülen 32 domuzu satın aldı. Bilim adamları deneye başlamadan önce domuz beyinleri dört saat boyunca kansız bir şekilde oda sıcaklığında muhafaza edildi. Bilim adamlarından oluşan ekip sağlam beyine deneysel bir çözelti pompalayan BrainEx adında bir sistem geliştirdi. Bu teknolojinin felç, travmatik beyin hasarı ve Alzheimer gibi hastalıklar için yeni tedavilerin yolunu açacağı umuluyor. Dokulara oksijen getiren ve bilim adamlarının ultrason ile akışını takip etmelerini sağlayan kimyasallar içeren çözelti altı saat boyunca domuzların beyinlerine pompalandı. Çözelti ayrıca sinir sinyallerini bloke etmeye yönelik kimyasallar içeriyor. Bilim adamları eğer hücreler aktif olmasaydı, beyin hücrelerinin daha iyi korunabileceğine ve metabolizmalarının daha kolay yeniden başlatılabileceğine inanıyor.
Araştırma ilerleyemedi
Ancak, araştırmacılar, her ne kadar olası görünmese de, beyinlerin bilincini tekrar kazanma ihtimalini göz ardı etmek istemediler ve bilince işaret eden elektriksel aktivite görmelerine rağmen beyinleri anestezik ilaç vererek soğutmayı ve süreci durdurmayı tercih ettiler. BrainEx çözümünü alan beyinlere ek olarak, bilim adamları aynı zamanda infüzyon almayan ve sahte bir maddenin infüzyonunu alan beyinleri incelediler. Her iki gruptaki beyinlerde de herhangi bir aktivite belirtisi görülmedi ve hücreleri bozuldu. Araştırmayı destekleyen Ulusal Sağlık Enstitüleri, bulguların önemini tartışmak için bir brifing düzenledi.
Bonus:
Araştırma sebebiyle herhangi bir canlıya zarar verilmemiş, deneylerde çoktan ölmüş olan domuzların beyinleri kullanılmış. Bilim dünyasına katkılarınızdan dolayı teşekkürler sevgili domuzlar <3 Kaynak 1