Büyüdükçe, hayata ve çevremizdeki insanlara karşı bakış açımız değişir. Yeni tecrübeler edinip, yeni şeyler deneyimledikçe aslında kendimizi daha yakından tanımaya başlarız. Kendimizi tanıdığımızda ise hayattan beklentimizi tam olarak analiz edip, buna ulaşmak için çabalırız. Yıllar geçtikçe, alışkanlıklarımız, duruşumuz, düşünce ve konuşma şeklimiz, arkadaş ortamımız ve bir ilişkiden beklentilerimiz değişir. Geriye dönüp eski ilişkilerimize baktığımızda “Ne kadar çocukmuşum?” diyebiliriz, çünkü aslında olgunlaştıkça aşka bakış açımız da değişiyor. İşte yaşınız ilerledikçe ve tecrübeleriniz arttıkça; aşka bakış açınızın değiştiğinin 10 kanıtı.
1. Sadece birisiyle birlikte olmak uğruna aşkı aramazsınız
Tabii ki henüz bulamadıysanız, aşkı aramaya devam edersiniz ancak sadece tanıştığınız her kişide onu bulmaya çalışmakla uğraşmazsınız. Aşık olmak için istekli olmak yerine, onun karşınıza çıkmasını beklersiniz. Olgunlaştıkça aşk, gençken olduğu gibi hormon odaklı değil de huzur odaklıdır.
2. Hayatınıza giren kişilerin fiziksel özeliklerinden çok karakterleriyle ilgilenirsiniz
Yaşınız ilerledikçe ve hayatta daha fazla deneyim kazandıkça, gerçekten beklentilerinizin ne olduğunu sorgulamaya başlarsınız. Karşımıza çıkan kişinin işe “kim olmasını istediğimizden” çok aslına kim olduğuyla, onun gerçek kişiliğiyle ilgileniriz. Fiziksel özellikler aslında ikinci plana atılır.
3. Bir yetişkin olarak sınırlarınızı çok daha kolay çizebilirsiniz
Yetişkin olduğunuzda, sınırları nasıl daha doğru şekilde uygulayacağınızı da öğreniyorsunuz. Partnerlerimizin çizdiğiniz sınırları geçmesine izin vermiyor ve yere çok daha sağlam basıyorsunuz. Bu aslında bir ilişkide olması gereken en temel şeylerden biri.
4. Bir yetişkin olarak kendinizi ifade etmekte çok daha iyisinizdir ve daha kolay iletişim kurabilirsiniz
Elbette, daha gençken daha iyi iletişim kuruyor gibi hissedebilirsiniz, ancak aslında büyüdükçe iletişimin çok karmaşık bir şey olduğunu fark edersiniz. Yaşlandıkça daha fazla bilgi edindiğiniz için daha iyi iletişim kurabilir ve oturup daha fazla konuşabilirsiniz. İlişkiler iniş ve çıkışlarla doludur, bu nedenle iletişim son derece önemlidir.
5. Hayatta gerçekten neyin önemli olduğunun farkındasınızdır
Yaşlandıkça, yaşamdan çocukken ya da gençken asla hayal edemeyeceğimiz dersler öğreniriz. Doğru iletişim kurmanın ne kadar önemli olduğunun ve bu dünyadaki bazı insanların ne kadar kötü olabileceğinin farkına varırız. Ancak artık büyüdük ve kendimizin daha iyi bir versiyonu haline geldik.
6. Hayatınıza girecek kişiyi tanımak için zaman ayırırsınız
Büyüdükçe, birisini tanımanın ne kadar önemli olduğunu da öğreniyoruz. Sadece birinin dış görünüşü yüzünden ona aşık olmayıp, onlar hakkında daha fazla bilgi edinmek için çaba harcıyoruz. İlişkilerimiz artık geçmişte olduğu kadar yüzeysel değil.
7. Gerçekten neyi isteyip istemediğinizi bilirsiniz
Daha büyük yaşta aşık olduğunuzda, geçmiş deneyimlerinizden faydalanıp sizin için neyin doğru neyin yanlış olduğuna karar verebilirsiniz. Ne istediğinizi bilirsiniz ve vaktinizi boşa harcamazsınız. Sadece bir heyecan aramak yerine, kendinize uygun hedefleri ve değerleri olan birini bulmaya çalışırsınız, böylece ilişki içinde de büyümeye devam edebilirsiniz.
8. Sevginizi ifade etmeye çalışırken sıkışıp kalmazsınız
Büyüdükçe, aslında kendi içimizde neye ihtiyacımız olduğunu çok daha iyi fark ederiz. Bu noktada bulduğumuz aşk ise daha derin ve çok daha anlamlıdır. Çünkü kendimizi, neyi aradığımızı çok rahat bir şekilde karşı tarafa ifade edebiliriz. İlişki ne kadar şeffaf olursa, bağlar o kadar kuvvetlenir.
9. Sadece aşkı bulmak uğruna sizi üzen bir ilişkiyi devam ettirmezsiniz
Genç yaşlarda, partnerimizin bazı davranışları her ne kadar aklımıza yatmasa da ondan ayrılmayız çünkü onu seviyoruzdur. Ancak büyüdükçe, sevginin yerini mantık da almaya başlar ve sevginin bir ilişkinin devam etmesi için tek başına yeterli olmadığını görürüz. Bazı ilişkilerin ne kadar yanlış sonuçlanabileceğinin farkındayız.
10. Bazen bazı şeylerin işe yaramadığını bilirsiniz
Daha olgun biri olarak farklılıklarınızla başa çıkabilme ve olayları olduğu gibi bırakma yeteneğiniz vardır. Bir şeyleri “olsun” diye zorlamak yerine, akışına bırakırsınız. Gençken bunu kavramak çok daha zordur.
Kaynak: 1