Ölüm yaşamın en belirleyici ve doğal unsurları arasında yer alıyor. Ancak ölüme gündelik yaşamdaki diğer doğal unsurlar kadar aşina değiliz. Çünkü ölüm üzücü, gizemli ve korkutucu bir olgu. Öyle ki çoğumuz ölen bir insanı ancak televizyon dizilerinde veya sinema filmlerinde görüyoruz. Elbette hayatını kaybeden bir insanın vücuduna ne olduğu da bazılarımız için büyük bir muamma! Ancak ölüm anından sonra insan vücudunda meydana gelen şeyler ekranda gördüklerimizden biraz daha farklı. Üstelik öldükten sonra vücuttaki değişimler hayli şaşırtıcı. Gelin öldükten sonra vücutta neler olur sorusunun yanıtını birlikte arayalım.
Ölüm, insan yaşamındaki en doğal fakat en sarsıcı kavramlardan biri
Hepimiz ölümün yaşamın doğal bir parçası olduğunu biliyoruz. Buna karşın ölüm günlük yaşantımızda, insan yaşamındaki belirleyiciliği oranında temsil edilmiyor! Ölü bir insanı yakından gören, cansız bir bedene korkusuzca dokunabilecek kaç kişiyiz? Bu boşluğu ise sinema filmleri veya televizyon dizileri dolduruyor. Ancak ölümün ekrandaki temsili son derece tartışmalı.
Gerçek yaşamdaki ölümler ekranda gördüğümüz ölümlere hiç benzemiyor!
Daha doğrusu gerçek ölüler, ekrandaki ölülerden hayli farklı! Çünkü sinema filmlerinde veya dizilerdeki ölümler genellikle çok hızlı bir şekilde gerçekleşiyor. Üstelik yönetmenler bazı özel sahneler haricinde, izleyiciyi uzun süre cansız bir bedenle baş başa bırakmak konusunda pek hevesli değil. Bu sebeple bir insan öldükten sonra vücuduna ne olur, sorusuna verebilecek net bir yanıtımız yok.
Ölüm anından sonra insan bedeninde şaşırtıcı değişimler meydana geliyor. Üstelik yalnızca bir saat içerisinde!
Ölümden kısa bir süre sonra bedenin rengi değişiyor, kas dokusu gevşiyor, bazı kemikler daha belirgin hale geliyor, göz bebekleri genişliyor… Bunların yanında rigor mortis, algor mortis ve livor mortis gibi süreçler de öldükten sonra vücuttaki değişimler söz konusu olduğunda üzerinde durulması gereken unsurlar arasında yer alıyor.
Ölümden kısa süre sonra insan vücudunda otoliz ismi verilen bir süreç başlıyor. Otoliz aynı zamanda öldükten sonra vücut nasıl çürür, sorusuna verilebilecek en iyi yanıt durumunda
Otoliz kabaca hücrelerin kendi kendini sindirmesi, parçalaması olarak tanımlanıyor. Canlı bir bedendeki hücreler, oksijen sayesinde canlı kalabiliyor. Ancak ölümden sonra kan dolaşımı kesildiğinden, hücrelere oksijen taşınamıyor.
Bu sebeple hücreler parçalanıyor ve enzimler dışarıya çıkıyor. Bu enzimler ise hücreleri sindirmeye başlıyor. Böylece otoliz yani bedenin çürüme süreci başlıyor. Elbette ölümden sonra insan bedeninde ortaya çıkan başka ilginç süreçler de var.
Cansız bir bedenin zamanla sıcaklığını yitirmesine ve soğumasına Latince ölüm soğukluğu anlamına gelen algor mortis ismi veriliyor
Algor mortis olarak adlandırılan süreçte insan bedeninin sıcaklığı zaman içerisinde bulunduğu ortamın sıcaklığıyla eşitleniyor. Çoğu durumda insan bedenin sıcaklığı ortam sıcaklığından yüksek olduğu için algor mortis, cesedin soğuması anlamı taşıyor. Ancak ortamın insan bedeninden daha sıcak olduğu durumlarda, vücut sıcaklığı da yükseliyor.
Bir insan yaşamını kaybettikten 1-3 saat sonra vücudu renk değiştirmeye başlıyor
Bu sürece Latince mavi ve ölüm kelimelerinin birleşiminden oluşan “livor mortis” adı veriliyor. Livor mortis, ölüm sonrası morarma ve ölüm lekeleri olarak da adlandırılıyor. Cansız bedenin solduğu, renk değiştirdiği bu süreç ölüm anından sonraki ilk yarım saat içerisinde başlayabiliyor. Ancak livor mortisin en net belirtileri ölümden sonraki 6-12 saat içerisinde gözlemleniyor.
Livor mortis, ölümün en net işaretlerinden biri olarak kabul ediliyor!
Ölüme dair bu en belirgin işareti ortaya çıkaran şey ise yalnızca fizik yasaları! Ölüm anından sonra kan dolaşımının sona ermesiyle yer çekimi devreye giriyor. Vücuttaki kan yer çekiminin etkisiyle vücudun yere en yakın olan bölümünde toplanıyor ve burada birikiyor. Bunun sonucunda cansız bedenin bazı bölümleri -genellikle sırt ve kalça kısmı- kırmızı, mor veya mavimsi bir renge bürünüyor.
“Ölüm sertliği” rigor mortis ise ölümden sonra bedenin katılaşması anlamına geliyor
Özellikle polisiye türünden hoşlanan edebiyatseverler “maktulün kaskatı kesilmiş bedeniyle karşılaştı” gibi bir cümleye bir romanda veya öyküde mutlaka denk gelmiştir. Peki, öldükten sonra vücut neden sertleşir? Rigor mortis olarak da isimlendirilen ölüm katılığı, kan dolaşımının sona ermesi ve buna bağlı olarak kas hücrelerinin kas dokularındaki temel enerji kaynağı olan adenozin trifosfat üretememesinden kaynaklanıyor.
Vücuttaki biyokimyasal değişimlere bağlı olarak ortaya çıkan bu sertlik belirtileri genellikle ölümden 3-4 saat sonra gözlemleniyor. 12 saat sonunda doruk noktasına ulaşıyor ve nihayet 36 saat sonunda ortadan kayboluyor. Ancak sertleşen bedenin soğutulmadığı durumlarda rigor mortis belirtileri birkaç gün boyunca devam edebiliyor.
İlginizi çekebilir:
Tırnakların Uzamasından Ruhun Ağırlığına: Ölüm Hakkında Doğru Bilinen 6 Yanlış
Kaynak: 1