Vakit ilerliyor. İyi bir hayat, iyi deneyimlenmiş bir hayat diyor şairler, psikologlar, sinirbilimciler. Yapılası en güzel aktivitelerin arasında kitap okumak, gezmenin hemen yanında yer alıyor. O halde yirmili yaşlarda mutlaka okumanız gereken 14 kitapla gençliğinizi taçlandırın derim.
1. Çavdar Tarlasında Çocuklar
Jerome David Salinger (1919 – 2010) imzalı kitap, okuldan atılan genç bir çocuğun serüvenleri ve eleştirel bakışını kapsar. Eserde Holden Caulfield’in üç gün boyunca yaşadıkları anlatılır. Ailesinin yanına dönmeyip bir hocasının kapısını çalan Holden üç günlük serüveni size çok farklı şeyler anlatacak. Argo, kitabın ana malzemeleri arasındadır. Bununla gerçek insan tepkilerini amaçlayan yazar, yine de sansürlenmekten kurtulamaz.
2. Yüreğinin Götürdüğü Yere Git
İtalyan yazar Susanna Tamaro’nun (1957) mektuplardan oluşan ve sımsıcak bir sevgiyi ele aldığı kitabıdır. 80 yaşlarındaki bir kadının torununa hayat hakkında tecrübelerini renkli ve sıcak bir atmosferde anlattığı mektuplar eseri meydana getirir. Okuduktan sonra hayata daha iyimser bir gözle bakmanız işten bile değil.
3. Ağaca Tüneyen Baron
İtalyan yazar Italo Calvino (1923 – 1985) tarafından yayımlanan müthiş bir eser! Romanın başkarakteri soylu bir ailenin on iki yaşındaki oğlu. Bir gün yemek masasında babasına kızan kahraman, soluğu bilge bir ağaçta bulur ve oradan bir daha inmez. Masalsı dokunuşlarla süslenen eser, aslında doğaya ve onun değerine dönük bir romandır.
4. Alemdağ’da Var Bir Yılan
Türk öykücülüğünden çıkardığımız anda terazide işlerin çok değişeceği Sait Faik Abasıyanık (1906 – 1954) on yedi öyküden meydana getirdiği bu eseri kendi gözlem ve tahlilleriyle harmanlıyor. Kitaba adını veren öyküyü örneklersek; kendini yalnız hisseden bir yazarın köpeğiyle olan sıcak ilişkisini görüyoruz. Ayrıca burada da yazara özgü insan sevgisi en olumsuz satırlarda dahi varlığını hissettiriyor.
5. Kadınlar da Vardır
Türk öykücü ve yazar Erendiz Atasü’nün (1947) ülkemiz kadınlarının yaşadığı sosyal sorunları ele aldığı öykü kitabıdır. Eğitimlisinden okumamışına, şehir şehir gezeninden mahallesinden çıkmayanına değin çok farklı sosyal statüleri olan Türk kadınlarının bu coğrafyada eril dilin baskısı altında yaşadıklarını çok usta ve ölçülü şekilde aktarıyor yazar. Öykülerin sonunda ise genellikle hep bir hüzün, hep bir “kaçırılmış fırsat” havası var.
6. Kurtlarla Koşan Kadınlar
Okurun kitapçı ve fuarlara özellikle gitmesini sağlayan bir kitap Kurtlarla Koşan Kadınlar. Tüm insanlık tarihi boyunca çoğunlukla ikinci plana atılan, örselenen ve cinsel bir nesne durumunda görülen kadın üzerine sayısız eser verildi. Clarissa Pinkola Estes (1945) ise bununla kalmayarak kadının içten gelen sesini dinlemesi gerektiğini vurguluyor. Yazar kendini bununla da sınırlamıyor; kadınların yaratıcılığını ve olaylara farklı açılardan bakabilmelerini hepimiz biliriz. Yazar bu eserinde kadının bu yönünü kurtlarla benzeştiriyor. Mitolojik, kadim öykülerle dolu olan eser gerçekten 21. yüzyıl için çok önemli bir yere sahip.
7. Küçük Kara Balık
İranlı yazar Samed Behrengi’nin (1939 – 1967) masalsı başyapıtıdır. 12 Eylül Türkiye’sinde yasaklı kitaplardan olan Küçük Kara Balık bugün İran’da hâlâ yasak. Türdaşlardan ayrılarak kendine yeni bir yol bulmaya çalışan bir balık, özgürlük için ne anlatabilir? Bu başyapıtın neden yasaklandığını şimdi iyi, okuyunca daha iyi anlayacaksınız.
8. Postmodern Bir Kız Sevdim
Süreyya Evren’in (1972) ilk kez 1993’te postmodernizmin yeni yeni konuşulduğu bir dönemde yayımladığı eseridir. Aşkı olağanüstü şekillerde anlatan öyküler bu kitapta ironi, parodi ve mizahla ti’ye alınıyor. “Günümüzde aşk” meselesini aşkla dalga geçerek anlatan Evren, 90 ve sonrası kuşağının ruhsal yapısını ele alıyor.
9. Bir İdam Mahkûmunun Son Günü
Genelinde dünya edebiyatı, özelinde ise Fransız edebiyatının çıtalarını yukarı çıkaran bir romantiğin eseri. Victor Hugo’nun (1802 – 1885) yirmili yaşlarda yazdığı bu eseri bize de yirmili yaşlarda okumak düşer. İdam cezasının trajik yönünün ağır bastığı ama aynı zamanda “sisteme sitem” yönüyle de bilinen bu yapıt, radyo tiyatrosu olarak sahnelenerek de karşımıza çıkmaktadır.
10. Mülksüzler
Yakın bir tarihte ölen büyük yazar Ursula K. Le Guin (1929 – 2018) bu bilim kurgu ve ütopik romanıyla çok önemli bir yere sahip oldu. Diğer eserleriyle de aynı büyüklüğü devam ettiren yazar Mülksüzler’de anarşist ve kapitalist iki ayrı dünya sisteminde yaşayan insanların birbiriyle temasını ele alıyor. Burada bir ikili dünya sistemi var: Anarres ve Urras. İlki anarşistlerin, ikincisiyse kapitalistlerin diyarı…
11. Yengeç Dönencesi
Anarşist yazar Henry Miller (1891 – 1980) tüm sistemleri efendisi olan bir yönetim olarak gören ve toptan bir reddedişle yaşamış bir yazardı. Belki de bu sivriliğinden dolayı yıllarca yasaklandı Yengeç Dönencesi. Cinselliğin tabu olarak görüldüğü bir zamanda ve yönetimde bu kitabın başına böyle şeyler gelebiliyor. Kitapta hayatının belirli bir dönemini anlatır yazar. Yengeç Dönencesi, konusunun anlatılması güç bir kitap olsa da şu alıntıyla sizi davet edebilirim: Üzerimize o büyük sessizliğin çökeceği, müziğin nihayet her yerde galip geleceği zamanı düşünüyorum.
12. Deliliğe Övgü
Üniversite eğitimi için yurtdışına gitme programı olan Erasmus, adını Desiderius Erasmus’tan (1466 – 1536) alıyor. Rönesans devri hümanist yazar Erasmus’un bu eseri bir klasik haline geldi. Deliliğe Övgü, vaaz verilen kürsüyü ele geçirmeyi başaran deliliğin konuşma yapmasıyla başlar. Dönemin insanlarının saptıkları yanlış yollar ironi ve mizahla ele alınır. Bu eserin tam anlamına kavuşmanız için onu tersten okuma ile okumanız gerekiyor.
13. Yolda
Beat kuşağı olarak tanımlanan, felsefeleri “yolda olmak”la özetlenebilecek akımın bir bakıma kurucusudur Jack Kerouac (1922 – 1969) Kapitalist ve modern dünyanın insan tabiatını sömürdüğünü öngören yazar, tıpkı diğer anarşik tabiatlılar gibi kendisini yola adar. Yolda, yazarın yolda giderken başına gelenlerin bilinç akışı ile ortaya çıkarıldığı bir eserdir. Başa gelenlerin içinde seks de vardır, Amerika ile kavga da. Kardeşlik de vardır, otostop serüvenleri de. 21. yüzyılın yerleşik düzeninden rahatsız olan ve kendine alternatif arayanların kitabıdır Yolda.
14. İlber Ortaylı Seyahatnamesi
Hem popüler tarihçi hem de ciddi ve disiplinli bir akademisyen kimliğini aynı bünyede taşımak zor iş olsa gerek. Prof. Dr. Ortaylı, tarih derslerinde uykusu gelen bir nesle tarihi sevdirmeyi başardı. İlber Ortaylı’nın Seyahatnamesi, tarihçi ve yazarın anlatım gücüyle harmanlanan bir seyahat kitabı. Elbette gittiği her yerin özellikli yanlarından da bahseden bir kitap bu. Kitapta nereler mi var? Suriye, Ürdün, İsrail, İran, Azerbaycan, Rusya, Kırım, Özbekistan, Tuna, Bosna, Makedonya, Arnavutluk, Sırbistan, Karadağ, Kosova, Macaristan, Romanya, Eski Avusturya, Yunanistan, İtalya, Malta, İspanya, Portekiz, Litvanya, Estonya, İsveç, Hindistan, Japonya ve Singapur.