Hayallerini takip etmeye karar vermek ve doğru yolu seçmek için 19 yaşında olmak yeterli mi? Yoksa bu büyük kararları vermek için daha çok mu erken? Bugün hayranı olduğunuz yazarlar, şairler, oyuncular, müzisyenler bugünkü akılları olsa o yaşta aynı yolu tercih ederler miydi? Kyle, bu soruların hiç birini uzun uzun düşünmedi ve okulunu bırakıp fotoğrafçı olmaya karar verdi. Fotoğraflarına bakarak doğru yolda olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
Kyle 19 yaşındayken sanat yapma hayallerinin peşinden gitmek için okulu bıraktı
İlk başta bir sanatçı olarak hayatını idame ettirebileceğinden emin değildi. Psikoloji veya reklamcılık okumayı planlıyordu
Fakat sanatsal dehasına ket vuramadı. İşi gücü bırakıp profesyonel eğitim almadan kendi geliştirdiği fotoğrafçılık tekniğine odaklanmaya başladı
2011 yılının aralık ayında başladığı 365 gün projesiyle her gün kendi portresini objektife aldı
İlk ilham kaynağı terk edilmiş evler oldu. Kyle’ın söylediğine göre içinde hayat olmayan ama hatıralarla dolu olan terk edilmiş evleri yan yana dizmek çok keyifliydi
Fotoğraflarında basit sahne donanımları kullanıyordu. Bu karede sandalyeye asılmış masa lambaları ve sis makinesi kullanıldı
Çevresindeki her şeyi kullanarak yaratıcılığını kanıtlıyordu. Buna un ve tuz bile dahil
Kyle, stilini sürreal kavramsallık olarak tanımlıyor
Sanatın çok egosantrik olduğunu düşünüyor ve bunu ifade etmek için en iyi yolun kendi portrelerini çekmek olduğunu hissediyor
Chicago’nun varoşlarında çekilmiş bu karade Kyle, hayal ile gerçeği ayıran bir görüntü inşa etti
Deklanşöre basmadan önce çekeceği fotoğrafı hayal edip eskizini çiziyor
Fotoğraflarında geniş bir alanın ortasında yalnız bir insan kullanarak boşluk hissini veriyor
Kyle’ın kafasında canlanan hayalet kasaba belki de Ukrayna’nın Pripyat bölgesi olabilir
Kyle iyi bir fotoğraf için donmak üzere olan çamurlu bir göle kıyafetleriyle girmeyi bile göze alıyor
Genç fotoğrafçının en büyük hayali tüm fotoğraflarını bir kitapta toplamak ve fotoğrafçılığın workshop’ı niteliğinde bir film çekmek