Tarih boyunca, gizemli olaylar, insanlığın hafızasında derin izler bıraktı ve bugüne kadar cevapsız kalan sorularla dolu birçok hikâye doğurdu. Dünya tarihinin farklı dönemlerinde yaşanmış, birbirinden ilginç ve şaşırtıcı bu olaylar, bir yandan merak uyandırırken diğer yandan da insanların hayatını ve düşünce tarzlarını şekillendirdi. Roanoke Kolonisi’nin gizemli kayboluşundan, Jonestown katliamının dehşet verici sonuçlarına; Papa Gregory IX’in kedilere olan nefretiyle başlayan Kara Veba felaketinden, Nellie Bly’nin cesur dünya turuna kadar, her bir olay tarihin bir diğer yüzünü anlamamıza yardımcı oluyor. Bu yazımızda, tarihin bilinmeyen yönlerini gün yüzüne çıkararak, insanlık tarihinin az bilinen ancak etkileri büyük olan olaylarını detaylı bir şekilde ele alıyoruz. İşte okulda öğretilmeyen ilginç tarihi olaylar…
1. Kayıp Roanoke kolonisi
Okulda öğretilmeyen ilginç tarihi olaylar yazımıza başlıyoruz. Roanoke kolonisi, İngilizlerin Yeni Dünya’daki kalıcı yerleşim kurma girişimlerinden biriydi. 1585’te bugünkü Kuzey Carolina’da kurulan koloni, Kraliçe I. Elizabeth’in izniyle Sir Walter Raleigh tarafından hayata oluşturuldu. Raleigh’e verilen görev, Amerika’da İngilizlerin kontrolünde zenginlikler getirecek bir üs kurmak ve İspanyolların bu toprakları ele geçirmesini engellemekti.
İlk keşiflerin ardından 1587’de, Raleigh Chesapeake Körfezi’nde yeni bir yerleşim kurmak için 115 kolonist gönderildi. Kolonicilerin lideri John White oldu ve yerleşimciler ile bölgedeki Croatoan halkı arasında da barış sağlandı. Hatta, White’ın kızı burada Virginia Dare adını verdikleri bir kız çocuğu doğurdu. Virginia, Kuzey Amerika’da doğan ilk Avrupalı çocuk olarak tarihe geçti.
Ancak bir süre sonra kolonide erzak sıkıntısı baş gösterince, John White İngiltere’ye dönüp destek istemek zorunda kaldı. Ne yazık ki White, İngiltere’ye ulaştıktan sonra ülkede İspanyol Armadası ile savaş patlak verdi, Kraliçe Elizabeth tüm gemilere el koydu ve üç yıl boyunca White’ın geri dönmesine izin verilmedi.
Üç yıl sonra koloniye dönebilen White, Roanoke’yi bomboş buldu. Koloniden tek bir iz kalmamıştı ve herhangi bir mücadele ya da baskın belirtisi yoktu. Sadece bir direğe kazınmış “CROATOAN” kelimesi ile karşılaşan White, kolonistlerin Croatoan yerlilerinin yanına gitmiş olabileceğini düşündü. Roanoke kolonisi ile ilgili gizem, tarihin en büyük muammalarından biri olarak bugüne dek çözülemedi.
İlginizi çekebilir:
Roanoke: Gizemli Bir Şekilde Ortadan Kaybolan 116 Kişilik İngiliz Kolonisi
2. Jonestown katliamı
Jonestown, modern tarihimizin en karanlık sayfalarından birisi. Jim Jones adında bir adam, 1955’te ABD’nin Indianapolis şehrinde Peoples Temple adında bir tarikat kurdu, topluluğu 1970’lerde San Francisco’ya taşıdı. Ancak burada birçok suçlamayla karşı karşıya kalan Jones, topluluğu Guyana’ya götürdü ve buraya kendi ütopyasını inşa etti: Jonestown.
Jonestown, Jones’un katı kuralları ve kontrolü altında bir komün olarak varlığını sürdürüyordu. Halkın günlük yaşamı, Jones’un etkisi altında ağır iş saatleriyle geçiyor, dış dünyadan gelen bilgilere erişimleri sınırlanıyordu. Üyeler, Jones’a “Baba” diye hitap etmeye zorlanıyordu. Jones, sıklıkla topluluğuna, kendilerine saldırı yapılacağı korkusunu aşılıyor, “Beyaz Geceler” adı altında düzenlediği toplantılarda onlara kaçma, savaşma veya toplu intihar seçenekleri sunuyordu.
1978’de Kaliforniyalı Kongre Üyesi Leo Ryan, Jonestown’ı ziyaret etmeye karar verdi. Ancak Jones’un adamları, havaalanında Ryan ve ekibine saldırıp dört kişiyi öldürdü. Bu saldırıdan sonra Jones, çocuklar da dahil olmak üzere topluluktaki herkesi siyanür içerek intihara zorladı. Böylece 900’den fazla insan Jonestown katliamında hayatını kaybetti.
Jones, bu toplu ölümlerden sonra kendi hayatına da son vererek 20. yüzyılın en korkunç olaylarından birine imza attı. 11 Eylül 2001’e kadar Jonestown katliamı, Amerikan vatandaşlarının en çok kayıp verdiği olay olarak tarihe geçti.
İlginizi çekebilir:
Tarihin En Büyük Toplu İntiharı Jonestown Katliamı ve Katliamın Öncüsü Jim Jones
3. Papa Gregory IX’in kedilere olan nefreti kara veba felaketini nasıl tetikledi?
12. yüzyıl başlarında, Avrupa’yı kara bulutlar sarmıştı: Kara veba Avrupa’nın dört bir yanında hızla yayılıyordu. İlk olarak Asya’da ortaya çıkan veba, İpek Yolu üzerinden Avrupa’ya ulaştı ve burada milyonlarca insanın hayatını kaybetmesine sebep oldu. Özellikle Avrupa kıtasında yıkıcı etkileri olan bu hastalık, pirelerin taşıdığı “bubonik veba” formundaydı. Bu pirelerse sıklıkla fareler üzerinde yaşıyor ve onları taşıyordu.
Fareleri kontrol altına almanın en etkili yolu kedilerdi. Avrupa’nın sokaklarında dolaşan kediler, doğal haşere kontrolü sağlamalarıyla öne çıkıyorlardı. Kedilerin fare popülasyonunu azaltması, hastalığın yayılma hızını büyük ölçüde yavaşlatıyordu.
Ancak, Papa Gregory IX kedilerden hoşlanmıyordu ve bir el yazması olan Vox in Rama’da kedileri şeytanla ilişkilendirdi. Kara kedilerin Şeytan’ın bir şekli olduğuna inanarak tüm kedilerin yok edilmesi gerektiğini ilan etti. Sonuç olarak, birçok yerde kediler öldürüldü. Kediler yok olunca fareler serbest kaldı ve hastalığı Avrupa’nın dört bir yanına yaymakta hiç zorlanmadılar.
İlginizi çekebilir:
75 Milyon İnsanın Ölümüne Neden Olmuş Bir Acayip Kedi Düşmanı: Papa IX. Gregory
4. Nellie Bly’nin dünyayı dolaşma macerası
Fransız yazar Jules Verne’in ünlü romanı 80 Günde Devriâlem yayımlandığında, birçok kişi bu seyahatin aslında mümkün olup olmadığını merak etmeye başladı. 1889 yılında Amerikalı gazeteci Nellie Bly, bu hayalin peşine düştü ve dünya turuna çıkmaya karar verdi. Üstelik bu seyahati 80 günden daha kısa sürede yapmayı hedefliyordu.
14 Kasım 1889 sabahı, sadece el bagajı büyüklüğünde bir çantayla New York’tan yola çıktı. Yolculuğu boyunca Londra, Paris, Süveyş, Japonya ve daha birçok yeri ziyaret etti. Paris’te Jules Verne ile tanışarak ona bu zorlu yolculuğa olan inancını gösterdi.
Bu arada, başka bir dergi olan Cosmopolitan, Bly’nin rotasına zıt yönde başka bir kadın muhabir gönderdi. Bly, Japonya’da Noel arifesinde bu rakibinin varlığından haberdar oldu. Ancak sonunda, diğer muhabir yolda sıkıştı ve Bly, Amerika’ya ondan önce ulaşarak turunu tamamladı. 72 gün 6 saat süren yolculuğunun ardından eve dönen Bly, tarihte dünyayı tek başına dolaşan ilk kadın olarak tarihe geçti.
5. Sultana faciası
Okulda öğretilmeyen ilginç tarihi olaylar yazımıza devam ediyoruz. 27 Nisan 1865’te Mississippi Nehri’nde tarihin en büyük deniz felaketlerinden biri yaşandı. 376 yolcu kapasiteli olan Sultana gemisinde yaklaşık 2.500 kişi bulunuyordu. Bu gemi, yakın zamanda serbest bırakılan Birlik askerlerini Kuzey’e götürmekteydi. Ancak, aşırı yolcu yükü ve güvenlik ihmalleri nedeniyle Sultana’da ciddi bir facia yaşandı.
Memphis’in birkaç kilometre kuzeyine geldiğinde, sabah saat iki civarında geminin kazanlarından biri patladı. Bu patlama, yan yana duran diğer iki kazanın da patlamasına yol açarak tüm gemiyi alevler içinde bıraktı. Çaresiz yolcular için kurtuluş şansı pek yoktu, ancak bazıları nehre atlayarak hayatta kalmayı başardı. İlginçtir ki, felaketin yaşandığı dönemde Amerika, Lincoln suikastının etkisi altındaydı ve bu olay basında yeterince yankı bulamadı.
6. Tiger tatbikatı
Normandiya çıkarması öncesinde yapılan “Tiger Tatbikatı”, Normandiya’yı Almanlardan kurtarmak için hazırlık niteliğindeydi. İngiliz kıyılarında gerçekleştirilen bu tatbikatta, gerçek mühimmat kullanılarak askerlerin savaş ortamına alışması sağlanmaya çalışıldı.
Tatbikat sırasında çıkan iletişim aksaklıkları, dost ateşi kazasına neden oldu ve yaklaşık 450 Amerikan askeri yanlışlıkla öldü. Ertesi gün Alman denizaltıları, Amerikan gemilerine saldırarak dört gemiyi batırdı ve 749 askerin hayatını kaybetmesine yol açtı. Bu olay uzun süre gizli tutuldu ve ancak yıllar sonra ortaya çıktı.
7. Tunguska patlaması
İlginç tarihi olaylar yazımıza devam ediyoruz. Tunguska Olayı, tarihin en ilginç ve gizemli olaylarından biridir. Bilim insanları hala bu devasa patlamanın kesin sebebini bulabilmiş değil.
30 Haziran 1908’de Rusya’nın Evenki bölgesindeki halk, gökyüzünde hareket eden mavi bir ışık sütunu gördüklerini bildirdi. Bazıları, bu ışığın güneş kadar parlak olduğunu söyledi. Yaklaşık on dakika sonra, doğudan kuzeye doğru hareket eden ağır bir patlama sesi duyuldu.
Bu güçlü patlamanın ardından oluşan şok dalgası, kasabaya yayıldı; insanlar yerlerinden fırladı, pencereler kırıldı. Patlamanın sesi, Avrasya ve hatta İngiltere’deki sismik istasyonlarda kaydedildi, ancak Evenki ve çevresindeki kasabaların sakinleri bu olay sırasında herhangi bir patlama görmediklerini ifade ettiler.
Patlamadan sonra günlerce Asya ve Avrupa’nın gökyüzü alışılmadık derecede parlaktı. Bilim insanları, bu parlamayı yüksek irtifada oluşan buz parçacıklarının yansımasıyla ilişkilendirdi. ABD’den İngiltere’ye kadar atmosferde basınç değişiklikleri gözlemlendi.
Patlamanın görgü tanığı yoktu, ancak patlamanın etkileri büyüleyiciydi. Doğu Sibirya’da yaklaşık 80 milyon ağaç dümdüz olmuştu. Bu büyüklükte bir yıkımı yaratmak için patlamanın enerjisinin 10-15 megaton civarında olması gerektiği düşünülüyor; bu enerji miktarı, ABD’nin Bikini Atolü’nde gerçekleştirdiği nükleer testlerle eşdeğer.
Bilim insanları bu patlamanın nedenini bulmak için yıllarca uğraştı, çünkü böyle bir olay bir metropolü tamamen yok edebilecek güçteydi. Yıllar içinde araştırmalar duraksasa da bugün en yaygın teori, bu devasa patlamanın atmosferde infilak eden bir meteordan kaynaklandığını öne sürüyor.
İlginizi çekebilir:
Hiroşima’ya Atılan Atom Bombasından 1000 Kat Daha Güçlü Olan Patlama: Tunguska Olayı
8. 1920 Wall Street saldırısı
Yaklaşık 100 yıl önce, New York City tarihinin en ölümcül terör saldırılarından birine maruz kaldı. Bugüne kadar kimse bu saldırının sorumluluğunu üstlenmediği için olay hâlâ çözümsüz bir gizem olarak kalmış durumda.
16 Eylül 1920’de Wall Street’in finans merkezi her zamanki gibi kalabalıktı. “Köşe” olarak bilinen 23 Wall Street’te JP Morgan and Co. bankasının genel merkezi bulunuyordu. Tam öğle vakti 12:01’de, bina önünde 100 kilo dinamit patladı.
Patlamanın etkisiyle, JP Morgan binasının 34. katına kadar camlar kırıldı, sokakta yürüyen yayalar havaya fırladı. İki blok ötede bir tramvay raydan çıktı. Wall Street adeta bir savaş alanına döndü; duman, yanık bedenler ve şarapnel parçalarıyla doldu.
Başta saldırının hedefinin JP Morgan olduğuna inanıldı. I. Dünya Savaşı sonrası, Morgan’ın savaştan kâr sağladığı yönünde eleştiriler vardı. Ancak bombanın kurbanlarının çoğu sıradan sivillerdi ve JP Morgan yöneticileri, patlama anında binanın üst katlarında oldukları için zarar görmemişlerdi.
Şüpheler anarşist gruplar üzerinde yoğunlaştı ve özellikle İtalyan anarşist lider Luigi Galleani’nin takipçileri suçlandı. Ancak saldırının sorumluluğunu üstlenen olmadı, ve olay çözülememiş bir gizem olarak tarihe geçti. Wall Street’in o ünlü dayanıklılığı ile ertesi gün yeniden açılması ise şehrin bu trajik olaya karşı gösterdiği sağlam duruşun bir göstergesi olarak hafızalarda kaldı.
9. Zimmerman telgrafı
Okulda öğretilmeyen ilginç tarihi olaylar yazımızın sonuna geldik. ABD’nin I. Dünya Savaşı’na katılması, Zimmerman Telgrafı adı verilen şaşırtıcı bir olayla hız kazandı. Savaşın ortasında, Almanya, Meksika’ya ABD’ye karşı bir ittifak teklif eden bir telgraf gönderdi.
Ocak 1917’de, İngiliz istihbaratı Almanya’nın Meksika Büyükelçisi’ne gönderdiği bu telgrafı ele geçirdi. Mesajda, Almanya Meksika’ya ABD’yi yenmelerine yardım etmeleri karşılığında Teksas, Arizona ve New Mexico topraklarının geri verileceğini vadediyordu.
Bu telgraf, İngilizler tarafından hızla ABD’ye iletildi ve Başkan Wilson tarafından halka duyuruldu. Almanya’nın bu teklifi Amerikan halkını derinden sarstı. O dönemde İngiliz karşıtı duygular yoğunken, bu olayla birlikte Amerikan kamuoyunun Almanya’ya olan öfkesi zirveye çıktı. Sonuç olarak, ABD’nin savaşa girme kararı alması çok uzun sürmedi. Bu olay, tarihte istihbarat bilgilerinin dünya olaylarını değiştirdiği ilk örneklerden biri olarak tarihe geçti.
Kaynak: 1