Şimdi pek çoğumuz üç beş kuruş ekmek parası derdinde harıl harıl çalışan insanlarız. Çalışma hayatının da kendine göre apayrı yazılı-yazısız kuralları, ritüelleri, karakterleri yani kısacası kendince bir işleyiş mekanizması vardır.
Bir işte başarılı olup olmamanızı sadece çalışkanlığınız veya zekanız belirlemez. Deneyim denilen şey işte bu işleyiş mekanizmasına uyum sağlayabilme yeteneğidir. Uyum sağlarsanız, vasat bir çalışan bile olsanız ömür boyu aynı yerde çalışırsınız, yok uyum sağlayamadınız dünyanın en zeki insanı olsanız da faydası yok.
Uzun soluklu, sıkıntısız bir kariyer isteyen dostlara ofiste yapılmaması gerekenler listesi hazırladık. Tam ters açıdan bakarsanız da kovulmak isterseniz bunlardan bir kaçını yapmanız yeterli.
1. İflah olmaz bir şekilde dedikodu yapmak
Evet gıybet kimilerimiz için bir yaşam tarzı ve ağızdan çıkan dedikoduya bulanmamış her sözcük anlamsız ama kariyer hedefiniz varsa bir daha düşünün. Bir kere ortam çok riskli, hele hele yeniyseniz, kimi kimle çekiştireceğinizi, şirket içi saflaşmaları, geçmiş ilişkileri, kavgaları bilmeden bu işe hiç girişmeyin. Ha illa dedikodu yapacağım yoksa çatlarım diyorsanız sizinle aynı seviyedeki iş arkadaşınızla müdürünüzün ya da patronun dedikodusunu yapın, ihbar edilme riskiniz az olur. Yok yok iyisi mi hiç yapmayın.
2. Mütevazılıktan silinip kaybolmak
Modern dünyanın kazananı ne yazık ki mütevazi insan değil. İyi bir kariyer yapmak istiyorsanız yaptığınız iş her neyse ondan bahsedin, tabii o işi yaparken harcadığınız efordan ve sizin o şirket için ne kadar elzem bir rolünüz olduğundan da. “Ben işimi en iyi şekilde yaparım, sessiz sakin çalışırım” derseniz bir gün hiç anlamadığınız bir şekilde kendinizi kapının önünde bulabilirsiniz.
3. Sosyal medya hesaplarında sörflere dalmak
Malum hepimiz sosyal medya bağımlısıyız. Facebook olmasa Twitter, o da yoksa Instagram derken ofisteki vaktinizin yarısını sosyal medyada gezerek harcıyorsanız, bu durumu emin olun kısa süre içinde herkes fark edecektir. Evde bakarsınız, yolda bakarsınız, bırakın bir kaç saat konsantre olup adam gibi çalışın ki sonra “vay efendim neden kovuldum” demeyin.
4. Depresyondan beslenmek
Hepimiz dönem dönem keyifsizleşebilir, bunu günlük hayatımıza ve haliyle işimize yansıtabiliriz ama bu sizin rutininizse sıkıntı büyük. Sürekli olarak “down” bir insanın ne yaptığı işin hayrı olur ne de çevresi ondan memnun olur. Tez elden kovulmak istemiyorsanız azıcık gülün yahu, hiç olmadı rol yapın, aslında dikkat edince içinde bulunduğunuz ortam her şeyiyle dalga geçilmeye çok müsait.
5. Kulaklık takmaksızın bangır bangır müzik dinlemek
Ofislerdeki yazısız kuralların arasında belki de en önemlisi “müzik dinlenmez, dinlenirse de kulaklıkla dinlenir” kuralıdır. Kulaklıkla dinleseniz bile bir takım bahanelerle bundan şikayetçi olacak birileri bulunur aslında. Ama her ne olursa olsun ofiste yüksek sesle müzik yayını yapmayın. Muhakkak birileri çıkar keyfinizi kaçıracak bir şeyler der ya da bir gün bir bakmışsınız İK’dan bir uyarı gelmiş. Zaten işi ve keyif aldığınız şeyleri birbirine karıştırmanızı tavsiye etmiyoruz. Bırakın ayrı kalsınlar.
6. Kontrolsüz büyüklükte riskler almak
Bazen bazı riskler almak, yetkiniz olmayan yerlerde önemli kararlar vermek gerçekten de çok başarılı bir şekilde sonuçlanabilir ama ya her şey tam tersine giderse? İşte sonuçlarını tam da kestirmediğiniz ve kötüye gitme ihtimali yüksek riskleri almayın. Kovulmakla kalmayıp şirketi de batırırsınız, arkanızdan onlarca yüzlerce insan ah eder sonra.
7. İstisnasız her şeye muhalif olmak
Tamam tartışmalarda karşıt fikirler her zaman değerlidir ve eleştiriler ortaya çıkan işin kusursuzlaşmasını sağlar ama önünüze gelen her fikre, duyduğunuz her tartışmaya, ayaküstü sohbet eden iş arkadaşlarınız yanına bile “ay öyle değil o, böyle böyle…” diye girerseniz geç olmadan birilerini delirtirsiniz. Sırf muhalif durayım ekmeğini yerim deyip de tekme tokat kovulan çok insan oldu. Doğru muhalefete can feda, kritik kişilerin ayağına basmadığınız müddetçe.
8. Tüm gün oturduğunuz yere yapışıp kalmak
Tüm gün oturduğunuz yerde (muhtemelen bilgisayar başında) yapışıp kalmayın. Arada kalkın bir tur atın, yemeğe inin mesela, elinizi yüzünüzü yıkayın, gerinin açılın… Şayet oturduğunuz yere çakılı kalırsanız kısa süre sonra, önce bel ağrılarından sonra da sıkıntıdan veya açlıktan ölürsünüz.
9. Minik minik başlayıp kontrolden çıkan yalanlar söylemek
Ofiste değil hayatınızın herhangi bir yerinde de yalandan uzak durmaya çalışın. Ofis gibi neredeyse modern mapushane denilebilecek bol kameralı bir ortamda, hele hele tüm yazışmalar ve bilgisayar hareketleri denetim altındayken yalan söylemek pek akıl kârı değil. Kısa bir takiple doğrular çabuk bulunur, durduk yere hem ayıp etmiş hem işinizden atılmış olursunuz, delikanlı olun doğru söyleyin.
10. Bu Tarz Benim‘e katılırcasına sıra dışı kostümlerle işe gitmek
Biliyoruz ömrünüzün iyi ihtimalle yaklaşık 5/7’sini işte geçiriyorsunuz ve aldığınız kostümleri, inanılmaz kombin yeteneğinizi, yaratıcılığınızı ve farkınızı ofise giydiğiniz kıyafetlerle dışa vurmak istiyorsunuz. Ama yapmayın. Etrafınızdaki insanların çok büyük kısmı dünyanın en sıkıcı insanları oldukları için yüzünüze karşı tatlı dille iğneleyip arkanızdan “deli mi lan bu” diyecekler ve size karşı muazzam bir ön yargı oluşmasına vesile olacaklardır.
11. Mütemadiyen şahsi telefon görüşmeleri yapmak (bol bağırmalı)
Ofislerin olmazsa olmaz karakterlerinden biri de avaz avaz telefonla konuşan insanlardır. İş için konuşsa yine bir derece tahammül edilebilir (ya da edilmek zorunda kalınır) olan bu kişiler aksi gibi sürekli olarak şahsi görüşmeler yapar. Kısa süre içinde ailesini, dostlarını ve özel hayatını bilir hale gelirsiniz, biraz daha kısa süre sonra aranızdan kovulmak suretiyle ayrılır. Siz öyle yapmayın emi.
12. Dünyanın yükü sırtındaymışçasına boyna iş yükünden yakınmak
Arkadaş tamam hepimiz zorluklar yaşıyoruz, hepimizin iş yükü çok fazla ama bu kadar yakınacak ne yaşadın ki sen? Herkes at gibi çalışırken bir sana mı ağır geliyor bu tempo? Yakınmaktan acilen vazgeç. Yeter artık.
13. Hiçbir işin ucundan tutmaya gönüllü olmamak
Tamam herkesin iş tanımı belli, sizin de iş yükünüz az değil hani ancak birinin yardıma ihtiyacı varsa bir el atsanız ölmezsiniz herhalde. Yanınızdaki ölürken sizin “bana ne lan, ne hali varsa görsün” dediğiniz durumların benzeri, kısa süre sonra başınıza patlar. Üstelik üstünüz zamanı geldiğinde “takım ruhu” konusunda puanınızı kırmak için hevesle beklemektedir. Kendinizi kullandırın da demiyoruz tabii ama yardımsever olun kısacası.
14. Şakacılığın ayarını tutturamamak
Evet ince bir mizah anlayışı hem hayatınız boyunca size artı puan getirir hem de zekanıza kanıt teşkil eder ancak şakacılığın dozunu kaçırıp da skandallar yaratmayın. Telefonla diğer departmanları işleten, el kol şakası alışkanlığını bırakamayan, şaka yapayım derken tuzak kurup adam sakatlayan nice zamane çalışanı şimdi vakitlerini iş arayarak geçiriyor.
15. Hâlâ “teknolojiyle aram iyi değildir” diyebilmek
Yıl olmuş 2014, her anlamda elektroniğin hakim olduğu bir hayat yaşıyorken artık kalkıp da benim aram teknolojiyle pek iyi değil demek kusura bakmayın ama biraz abes kalıyor. Yahu elindeki telefon, önündeki bilgisayar zaten sen rahat kullan diye her gün basitleşirken bir zahmet azıcık efor harca da hem zamandan hem “yeteneksiz” imajından kurtul. Atla deve değil.
16. Azıcık vaktini de saçma sapan harcayıp çarçur etmek
Zamanı düzgün kullanmak verimliliği artıraracak en önemli şeydir. Doğru düzgün bir iş hayatın olsun istiyorsan ne yap ne et zamanını doğru kullan, hem kendine hem çalıştığın yere bir faydan dokunsun boşa kürek çekme. Program mı yaparsın, yapılacaklar listesi mi, notlar mı tutarsın orası senin tarzın. En önemsiz işe öncelik verip tüm eforunu ona harcaman kimsenin hoşuna gitmeyecektir malum.
17. Ses tonunu ve öfkeni kontrol edememek
Tamam kabul ediyoruz, ortalık hafif tabirle dangalak insanla dolu ve bu insanların bir kısmı sizin iş arkadaşınız, bir kısmı sizin ekibinizde, bir kısmı ise üstünüz. Ancak milletin içinde -hele hele günümüz açık ofislerinde- iş arkadaşınıza bağırmak ya da altınızdaki birine fırça çekmek ne kadar da çirkin görünüyor tahmin bile edemezsiniz. Bunun bir level üstü kendi amirine bağırıp kovulma sürecini çok daha hızlandırabilen çalışan tipidir. Saldırgan olmayın, millet sizi öldürmeye çalışmıyor. (Genelde.)
18. Kimseyle iletişim kurmayıp cool’luktan ölmek
Kariyerinizde ilerlemek istiyorsanız azıcık sosyal olun. Tam boş boş konuşun, düşük çenenizle göz doldurun demiyoruz da cool’luktan da ölmeyin be arkadaş. İki kelam edin, kendinizi fil dişi kulelere konumlandırmayın, halka karışın, sosyal olun. 🙂