Çalışma yerlerimiz, ofisler bizim ikinci evlerimiz gibi değil mi? Kimi zaman ailemizden çok iş arkadaşlarımızla zaman geçirmiyor muyuz? Peki hayatımıza iş sayesinde dahil ettiğimiz insanların sizi hiç darladığı olmadı mı? Oldu di mi?
O zaman bu liste bakmakta fayda var.
Party Boy Kazım
Kazım işyerinde disiplini düzeni bozan milletin aklına giren şeytandır. Kendi işini erkenden bitirir sonra da ortalığı velveleye verir, ofiste ne kadar çalışan varsa onun galeyanına gelir işi gücü bırakır. Kazım tipli adamlar her ofise lazımdır ama kontrol altında tutulmaları şart.
Bir kenara yazan müdür Cevat
Cevat aslında zararsız bir müdürdür. Bir yanlışını yakaladığı anda seni gümletmez. Ama bir bakış atar, ikinci yanlışı yapmaya cesaretin kalmaz. Çünkü ikinci yanlışta Allah affeder Cevat affetmez.
Bu benim işim değil Ahmet
Ahmet işini iyi yapar, vazgeçilmez bir elemandır. Ama yerde çöp görse kaldırıp atmaya tenezzül etmez. Kafası robot gibi çalışır sadece kendisine verilen işi yapar. İyi bir çalışandır ama iyi bir insan ya da arkadaş olduğu şüphelidir. Ofis yansa umurunda değildir o işine bakar.
Kovulan çocuk Cüneyt
Cüneyt hiçbir zaman yeterli verimi gösteremeyen bir çalışandır. Ne arkadaşları ne de yöneticileri onu sevmezler. Yetersizliği yüzünden en nihayetinde kovulan Cüneyt’i o anda bile kimse adam yerine koyup karşısına almaz. Bir kovulma mailiyle işine son verilir.
Rahat hatun Perihan
Perihan keyfine düşkündür, işyerine uyum sağlamaz. İşyerinin ona uyum sağlamasını bekler. Aslında bir home office insanıdır ama imkansızlıklardan evde çalışamamaktadır.
Oh canıma değsin İbo ve eşi Fatoş
İbo antipatik bir çalışandır şirkette yükselmek için herkesle yarışır. İşkolik olduğu için de o kazanır genelde. Eve gider eşi Fatoş’a “Bilal’in yerine beni müdür yaptılar maaşım %30 artacak oh canıma değsin” der. Pis pis sevinirler bunlar evde hep.
Temiz çocuk Yunus
Yunus sektöre yeni girmiştir. İş arkadaşlarının verdiği partilere katılıp sosyalleşmeye çalışır ancak onun temiz dünyasından çok daha farklı çetrefilli bir alem vardır çevresinde. Yunus gibiler genelde uyum sağlayamayıp baba mesleğine geri dönerler. İyi çocukturlar bunlar hep.
Demode adam Cahit
Ne kadar modası geçmiş espri, el şakası varsa ofise Cahit tarafından taşınır. Genelde onunla muhatap olanlardan “Iğğyy” diye bir ses çıkar. Iğğy sesleri yükseldikçe Cahit’in kovulma ihtimali arttığından pisliğine özellikle patron yanında Cahit’in espri yapması için baskı yapıldığı da olur.
İkinci baharındaki müdür Raşit
Raşit Bey, yaşını başını almıştır. Çalışan arkadaşlarıyla partilere katılır. Amacı eğlenmek sosyalleşmek kaynaşmak falan değildir. O direk Kobra A.Ş. ‘ye hizmet verdiği için tuttuğuna… Çalışan arkadaşlarının ümitsizce onun emekliliğini beklemekten başka şansları yoktur.
Pis herif Nuri
Nuri aile terbiyesinden yoksun büyümüş pis bir adamdır. Sevilmez, hor görülür ve dışlanır. Patron da sırf çalışanlar huzursuz olsun diye pisliğine kovmaz böyle tipleri.
Geç gelen adam Mustafa
Mustafa gibilerinin işe erken geldiği asla görülmüş şey değildir. Hep geç kalırlar çünkü uyanma sorunları vardır. Top patlasa uyanmazlarlar, uyansalar bile ilk buldukları boşlukta yine sızarlar. Mustafa gibiler genelde metrobüslerde üstünüze yığılabilir insanlık namına tutun kolundan ofisine götürün.
Kabasakal Mahsun abi
Her ofiste saç sakal disiplini olacak değildir. Serbest bırakılır bazı çalışma ortamlarında. Ancak bu durumu suistimal eden Mahsun abi gibi saldım çayıra çalışan tipinde arkadaşlar ofiste bir ayı, bir kurt adam tadında takılmaya başlarlar.
Disiplin abidesi Cemil
Cemil, patronun namzet çalışanıdır. İş zamanı iş, eğlence zamanı eğlence, yemek zamanı yemek… Çizgileri nettir, arkadaşlarını da bu yönde disipline etme eğilimindedir. Sinir bozucudur, gıcıktır, kabadır da öküz. Sevilmez Cemil gibiler ama patronun canıdır kanıdır.
İmajı belirsiz çocuk Ufuk
Patronuyla sevgilisi arasında kalmıştır Ufuk. Patronu “Kes lan şu sakalı bülbül yuvasına dönmüş” der basar tokadı. Sevgilisi “Ay böyle süt çocuğu gibi olmuşsun” der basar tokadı. Ortaya günü birlik imajı değişen bir ofis arkadaşı çıkar. Ufuk’un bir günü bir gününe uymadığı için tipi artık yalama olmuştur, her yola gelir.
Sahtekar kız Merve
Riyakarlık, iki yüzlülük… Merve’nin başka işi yoktur. Sizinleyken güler oynar gider arkanızdan konuşur. Fitnedir, fesattır. Gülüşü yalandır, gözyaşları dolandır. Maskeleri vardır Merve’nin. Güvenilmezdir.
Şipşak kız Cansu
Ofis ortamını sosyal medyada hunharca paylaşan Cansu, sürekli kendi fotosunu çekip ofiste şunu bunu yaparken diye başlıklar da atar. Elindeki cep telefonu kırılası bir mahluktur.
Kendiyle barışık Keriman
Her ofisin bi’ dobişi dobişkosu vardır. Genelde bu zatlar kendiyle barışık olur 250 kilo olmasına rağmen; yemeye devam ederler hiç durmazlar. Sonra zaman içinde ter kokuları artık parfümlerinin önüne geçmeye başlayınca dışlanırlar ve sonunda 300 kilo olduklarında ofis sandalyeleri kırılır, patron da masraf olduğu için kendisini kovar.
Kıdemli çapkın İzzet abi
Ofiste bir türlü emekli olmayan bir dayı illa bulunur bu dayı evli çocuklu olduğundan ailesine bakmak için çalışıyormuş imajı verir. Ama işin aslı başkadır. İzzet abinin niyeti işe yeni başlayan kızları tavlamaktır. Bakışlarındaki mana ve derinlikle akılları baştan alan kıdemli çalışan İzzet abi, kırk yılın başında bir başarılı olacakmış gibi durur ama onu da eline yüzüne bulaştırır.
Sapık muhasebeci Şeref
Muhasebeciler genelde yalnız insanlardır. Kendi odalarında takılırlar, insanlar onlarla para dışında bir iş konuşmadığı için sosyal evrimleri yarım kalmıştır. Hatun olaylarından da uzak olduğu için Şeref genelde ofis eşyalarıyla yakın ilişkiler kurabilir dikkatli olmak gerekir.
Müşteri düşmanı 10 parmak Abuzer
İşini seven ama müşterilerden nefret eden Abuzer’in müşterilere attığı hicaz makamındaki mailler genelde işyerinde paniğe yol açsa da, çalışanın ve işçinin sesi olduğu için sevilir Abuzer arkadaşları tarafından. Patron arada gıcık olsa da mailini okuyup “iyi yazmış itoğlu it” der babacan bir tavırla belli etmeden sever kendisini.
İşini sevmeyen kız Kezban
Kezban asıl istediği iş olan mankenliğe çirkinliği sebebiyle girememiştir. Bu sebeple ofis ortamında oturduğu yerden zehirlenme geçirir durur. Sürekli memnuniyetsizdir. Kimse de tınmaz onun bu halini. Patron ise bir türlü Kezban’dan ümidini kesmez inadına çalıştırır.
Terk edilen kız İpek
İpek sosyal hayatıyla iş hayatını aynı kefede eritmeyi başarmış bir çalışandır. Erkek arkadaşlarını herkes tanır, bilir. İpek ayrılınca ofiste ağlamaktan dert yanmaktan çekinmez. Her şeyi ortada içi dışı bir olan bir kızdır. Muhtemelen 5. erkek arkadaşından ayrıldığında bunalıma girip istifa eder sonra 6. erkek arkadaşını bulunca yeniden aynı yere çalışmak için başvurur.
Çaylar geldi İsmet
Olur olmadık bir anda önüne gelen odaya kucağında bir tepsi çayla dalar İsmet. Ofiste başka ne işe yaradığı bilinmez. Ne çaycıdır, ne de office boydur. O da bir masabaşı elemanıdır ama çay getir götürden başka bir şey yapmaz. Arada çayından sebeplendiği için patron da onu kovmaz, sebil niyetine kullanır.
Müşkülpesent çocuk İrfan
İrfan sektörde diğer firmaların hepsinde çalışıp son olarak sizin işyerine gelen çocuktur. Hiçbir şeyi beğenmez, onaylamaz, ona göre yapılan her iş kötüdür. Patron bile bir noktadan sonra İrfan’ın bu haline kendini kaptırır. Şirket İrfan’ı memnun etmek için çalışır olur. Ancak İrfan bir türlü hoşnut kalmayınca kovulur ve şirket eski haline geri döner.
İsyankar Sedat ve mahdumları
Sedat adı konmamış sendikadır. Zam ister, izin ister, az çalışıp çok kazanmak ister, bıraksan ofiste dansöz bile ister. Sürekli isyandadır, patron onun bu cesaretine saygı duyup kovmayınca da yandaş toplamaya başlar işte o zaman işin rengi değişir. Toplu isyan karşısında patron Sedat’ı kovar. Ancak Sedat’tan ilham alan bir çalışan onun görevini üstlenir ve bu devran böyle sürer gider.
İşsiz müdür İsmail
Şirkette odasından hiç çıkmayan ne yaptığı da bilinmeyen bir yönetici illa olur. Garip bir adam olduğu için de kimse odasına girip lan bu adam ne yapıyor bütün gün demez. Ne yaptığını kendisi de bilmeyen İsmail, elini hiçbir işe sürmeden emekli olur yolunu bulur.
İfadesiz patron Mülayim Bey
Mülayim Bey, patron olmuş ama boş bir adamdır. Çalışanı olarak bir sıcaklık görmek istersiniz ama yüzünüze bile bakmaz. İfadesi bozulmaz. Android gibi bir adamdır. Kapalı devre çalışır, kimse onun hakkında bir şey bilmez. Tekinsiz bir adamdır.
İzin koparan adam Kemal
Kemal ofisin gülüdür. Patron tarafında sebebi belirsiz bir şekilde kredisi yüksektir ve sözü senettir. Patronun gıcıklık yaptığı arefe günleri, yarım günler, ulusal bayramlar gibi keşke izinli olsak dediğiniz günlerin müzakere sürecini Kemal yürütür. Ve genelde başarılı da olur. Bu başarısından ötürü omuzlardan indiği görülmüş şey değildir.
Toplantı sevmeyen müdür Harun
Çalışanlar olarak sürekli bir toplantı yapıp isteklerinizi görüşmek istediğiniz bir yöneticiniz vardır. Harun işte o adamdır ve toplantılardan nefret eder. Onu toplantı odasına sokmak deveye hendek atlatmaktan zordur. Gün olur sonunda onu toplantı masasına oturtursunuz bu son toplantınız olur, bir daha da toplantıya size tövbe ettirir.
Ağlak gammazcı Bestami
Her işyerinde bir gözlüklü şirin vardır. İş arkadaşlarını patrona gammazlar gammazlarken bir de mağdur rolüne yatar şerefsiz, ağlar eder. Şahsiyetsiz, ahlaksız, kötü niyetlinin tekidir.
İçi geçen çocuk Vedat
Bazı çalışanların odaklanma problemi vardır. Vedat gibiler aslında akşam 9’da yatıp sabah 7’de kalkarlar yani uyku problemleri yoktur ama iş onların uykusunu getirmektedir. Alır karşına iki kelam edersin anında gözleri kayar. Vedat’ın bünyesi çalışmaya elverişli değildir. İşle karşılaştığında iç güdüsel olarak vücudu devre dışı kalmaktadır.
Her şeyden bihaber Erhan
Erhan şirketin en eski çalışanıdır. Nasıl bu kadar süredir tutunduğu kimse tarafından bilinmemektedir. Hiçbir zaman işinde yükselmez ilk pozisyonunu korur. İş hakkında bir şey sorsanız size mal mal bakar. Hiçbir şey bilmez. İşe torpille girmiş olması muhtemeldir.
Havalı çocuk Cenk
Cenk iş hayatında başarılı olmasa da hal ve tavırlarıyla, yakışıklılığıyla şirketin vitrinidir. Patron sırf tipini sevdiği için onu işte tutar müşterilerin karşına onu çıkarır. Cenk müşteriyi bilgi birikimiyle değil yakışıklılığıyla ikna eder. Sonra bir sevgili bulur bu evlenir falan kendine bakmaz olur. Dötü göbeği birbirine karışır işte o zaman kovulmaması için bir sebep kalmaz, yol verilir kendisine.
İşe yeni başlayan çocuk Şuayip
İşe yeni başlayan Şuayip, aynı Fenerbahçeli Genç Semih gibi hep toy çalışan olarak kalır. “Aman o daha yeni” denerek bir türlü Şuayip’e iş verilmez. 3. çalışma yılında hala iş verilmemiş olan Şuayip, patron tarafından “Ne işe yarıyor lan bu herif” denerek kovulur. Tazminatını alıp yoluna bakan Şuayip 3 yıllık iş tecrübesini cebine koyup vasıfsız eleman olarak yeni bir iş aramaya başlar.
Canlı yayın Lale
Çalışırken yerinde duramaz Lale, tüm duygularını hezeyanlarını orta yere saçar. Takar kulaklığını müzik dinler dans eder falan. Bu rahat tavırları bir süre sonra patronun dikkatini çeker, patron kendisini uyarmak üzere kendisini odasına çağırır sonra odayı kilitleyip içeride sevişirler. Lale rahattır çünkü patron avucundadır.
Zalım patron komprador Mahmut
Mahmut’un insan olduğundan şüphe edilir. Onun için her şey paradır. Para kazandırmayan her çalışan onun için masraf demektir. İnsafsızca toplu kovum etkinlikleri düzenler. Herkesi kovduktan sonra şirketi de kapatıp yeni bir şirket kurar, oradaki yeni çalışanlarını da kovmaya başlar. Kendisi kovduğu kişilerin gözyaşlarından beslenmektedir. Hiçbir yapılan işi beğenmez, çünkü niyeti iş yapmak değil ego tatminidir.
İstifa eden adam Ömer
Ömer uyumsuz bir arkadaş değildir ancak fazla onur gurur sahibidir. En ufak olayı haysiyetine yediremez gider istifasını basar, zafer kazanmış komutan havasında çıkar patronun yanından. Bize de arkasından ‘lö lö’ yapmak düşer.
Şakacı çocuk Remzi
Remzi aslında genel olarak sevilen bir eleman olmakla birlikte zaman zaman illallah da dedirtir eşek şakalarıyla sabır sınırlarını zorlar. Gün gelir patronun önünde bir şakasını sergiler işte o gün onun için kader anıdır. Patron ya gülecek ya da belasını şey edecektir kendisinin.
Sevilmeyen stajyer Semih
Okulunda son senesini okuyan sektör hakkında zerre bilgisi olmayan Semih gariban bir stajyerdir. Süt çocuğu modundadır ve sürekli soru sorması sebebiyle kimse onunla münasebet kurmak istemez. Zira herkes çok yoğundur ve Semih’e ayıracak zaman yoktur. Semih’in kaderi işi kendi kendine öğrenmektir, yazıktır ve günahtır da.
Muhatap olmayan santral Osman
Her işyerinin bir santrali ve bu santralde iletişim sorunları olan bir görevli vardır. Santraldaki kişinin müşteri ve çalışan arasında köprü kurması gerekirken, Osman hayatla kendi arasındaki köprüleri atmış bezgin Bekir’in önde gideni bayrak tutanıdır. Osman’la yüz yüze gelmek sabır ve emek işidir.
Tutuk patron Şevki Bey
Biz işi kuralım da bir şekilde işler yürür düşüncesiyle yola çıkıp şirket sahibi olan Şevki Bey alınacak her karara “Eee…” diye başlayan bir cümle ile tepki verir. Ne yapılacağını ne yapılması gerektiğini asla bilmez, en eski çalışanına bel bağlar. Toplantılarda da yüzüne dikkatle bakarsanız, bir gözü kalk gidelim diğer gözü bok yeme otur aşağı der.
Laylaylom Zekai ve müritleri
Her başarılı işin ardından bayan voleybol takımı gibi sevinç gösterileri sergileyen Zekai ve kendisine eşlik eden arkadaşları şirketinizin en sinir bozucu kişileridir. Yapmacık ve ayak kaydırıcıdılarlar. Bu kadar eğlenmelerinin sebebi bozuk aile hayatları ve antisosyal yaşam tarzlarının getirdiği eksiklikleri iş hayatlarıyla örtmeye çalışmalarıdır.
Hızlı ve öfkeli Sünter
Her ofisin bir siniri bozuk psikopat manyağı vardır. Sünter işte o arkadaşınızdır. Kimi zaman işe, kimi zaman müşteriye, kimi zaman patrona, kimi zaman da size sinirlenir. Mouse parçalar, duvar deler, kapı kırar. Dağıtır ortalığı. Patron bir susar, iki susar bilemedin üç susar, dördüncüsünde Allah işe aldı demez verir tastiknamesini maaşına zam işine son eyler.
Böyleyken böyle arkadaşlar şimdi dönelim ve aynaya bakalım işyerimizde biz hangisiyiz? Ya da belki de birkaçı birdeniz? Öz eleştirinin günü gelmiştir…