1987 yılında Brezilya’nın Goiânia kentinde, görünüşte masum bir hurda metal yığını, tarihin en çok can kaybına ve zarara yol açan radyolojik kazalarından birine dönüştü. Bu kaza, sorumsuzluğun ve ihmalin ölçüsüz etkilerini ortaya koyarken, radyoaktif maddelerin nasıl bir halk sağlığı krizine yol açabileceğini de gösterdi. Gelin bu trajik 1987 Goiania kazası ve hikâyenin detaylarına yakından bakalım.
Her şey, Goiânia’daki bir radyoterapi merkezinin taşınmasıyla başladı
Ancak merkez, taşınırken bir sezyum-137 teleterapi cihazını geride bırakmıştı. Bu cihaz, kanser tedavisinde kullanılan radyoaktif materyallerden biri olan sezyum-137 içeriyordu. Brezilya yasalarına göre, bu tarz bir materyalin yer değiştirmesi veya bertaraf edilmesi yetkililere bildirilmeliydi. Ancak merkezin yetkilileri bu sorumluluğu yerine getirmedi. Dahası, cihaz terk edilen binada büyük bir tehlike oluşturarak yıllarca bekletildi. İşte Goiania kazası da bu şekilde meydana geldi.
Aradan zaman geçti ve iki hurda toplayıcı, bu gizemli ekipmanı buldu. Ne olduklarına dair hiçbir fikirleri olmadan, bu cihazı ‘hurda metal’ olarak değerlendirmek üzere eve götürmeye karar verdiler. Cihazı sökerken, parlayan mavi bir toz fark ettiler. Bu toz, sezyum-137’nin radyasyon yayan tuz formuydu. Yani çevreye yayılması son derece tehlikeli bir madde.
Cihazdan çıkan parçalar hurda olarak satılmaya başlandı. Ancak mavi toz, karanlıkta parıldıyordu. Şöyle bir düşünün; kim bu kadar büyüleyici bir manzaraya ilgisiz kalabilir?
Toz, hurda alıcıların dikkatini çekti ve birçok insan, bu parlayan maddeyi evlerine götürdü. Hatta aile üyeleri ve komşular, çocuklarına bu mavi tozdan “oyuncak” bile yaptılar. Ne yazık ki bu güzellik, karanlık bir felaketin ön habercisiydi.
Fakat bu parlayan maddenin yaydığı radyasyon, insan vücuduna zarar veriyordu. Çoğu insan, bu zararlı etkilerin farkına bile varmadan mavi tozu ellerine, yüzlerine ve eşyalarına bulaştırıyordu. Radyasyon, yayılımına devam ederek şehrin büyük bir kısmını etkiledi.
İlginizi çekebilir:
Günlük Hayatımızda Farkında Olmadan Maruz Kaldığımız 9 Radyasyon Kaynağı
Yaklaşık beş gün sonra, mavi toza maruz kalan insanlar hastalanmaya başladı
İlk belirtiler mide bulantısı ve kusma gibi gastrointestinal problemlerdi. Ancak kimse bunun radyasyonla ilgili olduğunu fark etmedi. Durum, nihayet birinin kapsülü halk sağlığı departmanına götürmesiyle ortaya çıktı.
Hemen bir acil durum ilan edildi. Kirlenen insanların ve eşyaların temizlenmesi gerekiyordu. Şehrin bir stadyumu, kontaminasyon testi için geçici bir kontrol merkezine dönüştü. Toplamda 112.000 kişi radyasyon testine tabi tutuldu. 249 kişinin vücudunda radyasyon izleri bulundu ve bunların 20’den fazlası hastaneye kaldırıldı. Maalesef dört kişi, akut radyasyon sendromu nedeniyle hayatını kaybetti. Uzmanlara göre, Goiânia kazasına maruz kalanlar, tarihin en çok radyasyon etkisine uğrayan insanları arasındaydı.
İlginizi çekebilir:
Radyasyon Seviyesinin Gizemli Bir Şekilde Arttığı Kuzey Avrupa
Bazı insanların, 4,5 ila 6 Gray (Gy) radyasyon dozuna maruz kaldığı tahmin ediliyor. Ki bu doz, çoğu kişi için ölümcül olabilir
Daha da kötüsü, radyasyona maruz kalanların büyük bir kısmı, ilerleyen yıllarda kanser gibi hastalıkların pençesine düştü. Bu olay, radyoaktif materyallerin taşınması ve bertarafı konusunda insanlığın önemli dersler alınmasını gerektiren bir hikâye olarak tarihe geçti. Bir parça hurda metalin, on binlerce insanı etkileyen bir kabusa dönüşmesi, ihmallerin ve sorumsuzluğun ne kadar ölümcül olabileceğini gösteriyor.
Bugün Goiânia’daki insanlar, bu trajik olayın etkilerini hala hissediyor. Radyoaktif materyallerin tehlikesine dair bir uyarı olarak bu kaza, unutulmamalı ve tarih boyunca örnek bir ders olarak hatırlanmalıdır.
İlginizi çekebilir:
Radyasyon Seviyesinin Çernobil’den Daha Fazla Olduğu Marshall Adaları
Kaynak 1